h Dolar 34,5500 % -0.03
h Euro 36,2811 % -0.03
h Altın (Gr) 2.917,23 %-0,01
a İmsak Vakti 06:26
İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
  • DOLAR 34,5500h

    34,5396

  • EURO 36,2811h

    36,2663

  • Gram Altın -0,01h

    2.917,23

a

Zaman ayarlı bomba: EYT!

Emeklilikte Yaşa Takılanlar, yenilgi yenilgi büyüyen, “buradayım ve buradayım” yakarışının mucidinin ülke ekonomisine dayattığı yüzyılın ürün yerleştirmesi. Hem çalışanlar için hem de işgücü piyasasının kapısında bir umut bekleyenler için başlangıçta tatlı bir kurtuluş reçetesi olarak parlatılan EYT herkesin kursağına takılan dev bir sorun yumağına doğru yuvarlanıyor. Sistemin hızlıca ettiği milyonların sosyal güvenlik sistemi bir kenara istihdam piyasasının dengesini bozması sistemin nefesini daraltıyor.

Zaman ayarlı bomba: EYT!
0

BEĞENDİM

Emeklilikte Yaşa Takılanlar, yenilgi yenilgi büyüyen, “buradayım ve buradayım” yakarışının mucidinin ülke ekonomisine dayattığı yüzyılın ürün yerleştirmesi.

Hem çalışanlar için hem de işgücü piyasasının kapısında bir umut bekleyenler için başlangıçta tatlı bir kurtuluş reçetesi olarak parlatılan EYT herkesin kursağına takılan dev bir sorun yumağına doğru yuvarlanıyor.

Sistemin hızlıca ettiği milyonların sosyal güvenlik sistemi bir kenara istihdam piyasasının dengesini bozması sistemin nefesini daraltıyor. Her sabah spora başlama umuduyla çıktığımız koşunun sonunda soluğu pastanede alırken yaşadığımız pişmanlığı ve ikilemi yaşıyoruz istisnasız. Zaten yıllardır sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliğini sağlamak için gereken reformları hayata geçirmekte zorlanırken, bu düzenleme de ekonominin damarlarındaki kan akışını durduran bir pıhtı gibi etkisini gösteriyor. Eskiden emeklilik, saça düşen aklarla özdeşleşirken, bugün genç yaşta emekli olanlar adeta gencecik fidanlara dönüşüyor. Ancak 40-45 yaşında insanları emekli eden bir sistemin kimin geleceğini güvence altına aldığına dair ciddi sorular var. Emeklilik sayısındaki bu artış, hem mevcut kaynakları zorlayarak hem de sistemdeki aktif çalışan sayısını azaltarak sürdürülemez bir yük yaratıyor.

SİYASİ BİR HAMLE Mİ, GERÇEKÇİ BİR REFORM MU?

EYT düzenlemesi, sosyal güvenlik sistemi üzerindeki yükü artırmanın yanı sıra, genel ekonomiye de olumsuz etkiler yaratıyor. İşgücü piyasasında oluşturduğu boşluğu bir kenara bıraksak bile, üretim ve bilgi aktarım süreçlerinde üstlendikleri mentorluk görevlerinden dahi geri çekildiklerini gözlemliyoruz. Emekli maaşlarının enflasyon karşısında yetersiz kalması, EYT kaynaklı maaşları adeta bir ek gelire dönüştürmüş durumda. EYT’den yararlanarak emekli olanların görece düşük ücretlerle yeniden işgücüne katılması, işgücü piyasasındaki rekabeti zorlaştırarak var olan dengesizlikleri daha da derinleştiriyor. Aksoy Araştırma’nın Marketing Türkiye dergisine Haziran 2024’te yaptığı araştırmaya göre, EYT’den yararlanarak emekli olanların %59’u tam zamanlı çalıştığını ifade ediyor. Bu oran karşısında adeta bir futbol programı yorumcusunun ‘haydaaaa’ tepkisi geliyor akıllara. Katılımcıların %31,1’i çalışmadığını, %9,8’i ise yarı zamanlı çalıştığını belirtiyor

. Yani, yaklaşık her 10 EYT’liden 7’si aktif olarak çalışma hayatına devam ediyor. Bu da EYT’nin gerçekçi bir reform olmaktan ne kadar uzak olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. İster istemez, ‘Peki biz bu kadar…’ ile başlayan ve ağa ile marabası arasındaki o klasik replik akıllara geliyor.

AKTİF/PASİF ORANI: DÜŞÜŞ MÜ, SERBEST DALIŞ MI?

Aktif/pasif oranı, aktif sigortalı sayısının sistemden aylık alanların sayısına bölünmesiyle hesaplanır ve bir ekonomide çalışanların emeklilere destek olma kapasitesini gösterir. EYT düzenlemesiyle birlikte artan emekli sayısı, Balıkesir, Çorum, Giresun, Sinop, Zonguldak ve Bartın gibi illerde emekli sayısının çalışan sayısını aşmasına neden oldu. Şöyle düşünün, bir restoranda dört garson bir müşteriye hizmet veriyorsa işler gayet tıkırında ilerler. Ancak aynı restoranda bir garson, üç müşteriye aynı anda yetişmeye çalışıyorsa, bir noktada mutlaka işler aksar. Şu anda Türkiye’de her bir çalışan, yaklaşık bir buçuk emekliyi finanse etmek zorunda. Bu oran, sosyal güvenlik sisteminin sürdürülemez olduğunu net bir şekilde gösteriyor. Yokuş yukarı tırmanırken sırtınıza aldığınız her ekstra yük, kısa sürede hepimizin bayır aşağı yuvarlanmasına yol açacak.

Bu gidişle modern zamanların ‘ağır abi’leri, gelecek nesillere emeklilik hayali yerine uzun çalışma saatleri vaat eden bir sistem bırakıyor. Emeklilik sisteminin dibini gördüğü yerde oksijen bitince, bu dalışın sonu hiç hoş olmayacak gibi duruyor.

Aksoy Araştırma’nın yaptığı çalışmada, EYT’nin hayal edilen emeklilikten öte, adeta bir bütçeye katkı projesine dönüştüğü ve EYT’lilerin ekonomik refaha kavuşacakları günün hayalini kurdukları belirtiliyor. EYT projesinin kazanılmış bir hak olduğu, ancak hükümetin enflasyonla mücadeledeki yetersizliği nedeniyle bu rüyaların kabusa dönüştüğüne vurgu yapılıyor. Enflasyonla mücadeledeki yetersizlik belli bir noktaya kadar kabul edilebilir, fakat

aktif/pasif oranının 1,63’e düştüğü bir ekonomik ortamda, muhalefetin seçim kazanma motivasyonu ile EYT’yi topluma tatlı bir hayal olarak sattığını ve buna hem toplumu hem de iktidarı inandırdığını göz ardı etmemek gerekiyor. Teşbihte hata olmaz, ‘Şimdi diyorlar ki ben o sırada tuvaletteydim, ben o sırada dışarıdaydım, ulan hepiniz oradaydınız’ ifadesinin tam anlamıyla vücut bulduğu bir dönemi yaşıyoruz.

MADEM HEPİMİZ ORADAYDIK GELİN REFERANDUM YAPALIM

AK Parti’nin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim galibiyetini sadece EYT projesine bağlamak, bu zaferi sıradanlaştırma çabasından başka bir şey değil. EYT, muhalefet güdümlü de olsa hükümetin sosyal güvenlik politikalarında önemli bir popülist adım olarak tarihe geçti. Ancak bu popülizmin uzun vadede sosyal güvenlik sistemi ve işgücü piyasasında yaratacağı dengesizlikler yavaş yavaş su yüzüne çıkıyor. Çoğunluğu hâlâ çalışmak zorunda olan EYT’liler, sistemi rahatlatmak yerine, hem sosyal hem de ekonomik tatminsizliği birlikte yaşıyorlar.

Emeklilik yaşının artırılması, ekonomik koşullara uygun emekli maaşları belirlenmesi ve bilgi birikimi yüksek bireylerin iş gücünde aktif kalmalarına yönelik yapısal düzenlemeler elbette gerekli. Ancak

milyonlarca insanı ilgilendiren ve geleceğimizi tehdit eden bu meselede neden dijital bir referandumu denemeyelim? EYT’nin Geleceği Senin Parmak Ucunda(!) motivasyonu ile modern teknolojiler ile halkın nabzının neden tutmayalım.

EYT’nin yeniden düzenlenmesi ve bir referandum aracılığıyla halkın önüne sunulması, toplumsal uzlaşı için kritik bir adım olabilir.

Bizde EYT’yi, su sızdıran bir kova olmaktan çıkarmanın zamanı geldi de geçiyor.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

HIZLI YORUM YAP