34,7322
36,5438
2.953,10
“Yenidoğan çetesi soruşturmasında adı geçen bir hastanede 2018 yılında yoğun bakım hemşiresi olarak çalışan Taner Karataş, “Bu yapılanları yoğun bakımda çalışan herkes bilir. Hatta bazen hasta yakınları bile anlıyor ama başka çareleri olmadığı için ses çıkarmıyor. Benim şikayetimin ardından Sağlık Bakanlığı’ndan denetleyiciler o hastaneye gitti. Denetimi önceden öğrenen hastane her şeyi düzeltti” dedi.
YOĞUN BAKIM HEMŞİRESİNDEN KAN DONDURAN SÖZLER
Yenidoğan bebekleri anlaşmalı hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve bazı bebeklerin ölmesine neden olan “yenidoğan çetesi ilgili her geçen gün yeni detaylar ortaya çıkıyor. Soruşturmada adı geçen Bağcılar’daki TRG Hospitalist’te 2018 yılında yoğun bakım hemşiresi olarak çalışan Taner Karataş, yaşanan sürece ilişkin konuştu.
“SAĞLIK BAKANLIĞI’NA ŞİKAYETTE BULUNDUM”
İddialara konu olan kişileri tanıdığını ve kendileriyle beraber çalıştığını öne süren yoğun bakım hemşiresi Taner Karataş, “Ben 25 yaşındayım. Bağcılar’da bulunan Hospitalist Hastanesi’nde 2018 senesinde çalıştım. Kapanan diğer hastanelerde de dış nöbet gereği görev yapmışlığım oldu. Bahsi geçen birçok kişiyi tanıyorum. Beraber çalıştık ve onlardan emir aldık. Ben hastaneden ayrıldığımda bu olayın farkındaydım ve bu nedenle işten ayrıldım. Sağlık Bakanlığı’na şikayette bulundum. Ben ve 3 arkadaşım ikinci haftada fark ederek işten ayrıldık ve şikayette bulunduk” dedi.
“HEMŞİRE, KENDİSİNİ DOKTOR GİBİ TANITIYORDU”
Hasta sevk sürecine ilişkin konuşan Karataş şunları söyledi: “112 Acil Sağlık Servisi hastaneyi arıyor ve doktorla görüşüyor. Benim çalıştığım hastanede bu işleri sorumlu hemşire yapıyordu. Kendisini doktor gibi gösteriyor ama hemşireydi. Sorumlu hemşire kendisini doktor olarak tanıttıktan sonra hastayı teslim alıyor ve hasta yakınları da onu doktor olarak tanıyor. Aslında olay en baştan hastanın hastaneye gelişi itibarıyla başlıyor. Hasta teslim alındıktan sonra çok iyi bir yoğun bakım değil ve tedavisi yarım oluyor.
“HASTA İYİLEŞSE BİLE TABURCU EDİLMİYOR”
İyileşme süreci uzatılıyor, hasta iyileşse bile taburcu edilmiyor. Yoğun bakım enfeksiyonuna maruz bırakılıyor ve hasta sürecin sonunda yaşamını yitiriyor. Ben yenidoğan kısmında hiç çalışmadım ama orada da süreç aynı bu şekilde işliyor. Yoğun bakım hemşireleri vicdanlarını bir süre sonra törpülüyor. Önemli olan kim olmayı seçtiğiniz; katil mi olmak istiyorsunuz yoksa iyileştirici mi olmak istiyorsunuz. Biz yakalanacaklarını şüphesiz biliyorduk, sonunda yakalandılar ve cezalarını çekiyorlar.”
“HASTANE, BAKANLIĞIN DENETİMİNİ ÖNCEDEN ÖĞRENDİ”
Karataş, “Ben özel bir hastanede çalışmaya devam ettim ve oradan ayrıldım. Yeni mezun olan arkadaşlarımız da çalışmak istemiyorlar, çünkü kendilerini yetiştirecek olan kişiler bu kişiler. İsteyerek veya istemeden bu çetenin üyesi oluyorsunuz. Bu yapılanları yoğun bakımda çalışan herkes biliyor. Temizlik görevlisi bilir, yardımcı personel bilir, hatta bazen hasta yakınları bile anlıyor ama güvenmekten başka çareleri olmadıkları için ses çıkarmıyor. Benim şikayetimin ardından Sağlık Bakanlığı’ndan denetleyiciler o hastaneye gittiler aslında ama hastanenin denetimden önce haberi oldu ve her şeyi düzelttiler” dedi.