34,6806
36,7281
2.960,54
Charlene Anne Rodrigues
BBC News
Mona’nın doğum sancıları başladığında, imdadına bir deve koştu.
19 yaşındaki Mona, evinden hastaneye dağlar üzerinden uzanan 40 kilometrelik yolun dört saat sürmesini bekliyordu. Ama kötü havada doğum sancılarıyla geçen yolculuk yedi saat sürdü.
Mona “Devenin ileri doğru attığı her adımda lime lime olmuş gibi hissediyordum” diyor.
Deve artık yola devam edemediğinde, Mona indi ve yolculuğunun son kısmını eşiyle birlikte yürüyerek tamamlamak zorunda kaldı.
Kuzeybatı Yemen’deki Mahweet bölgesinde, Bani Saad hastanesi binlerce kadının kullanabileceği tek sağlık kuruluşu olarak ayakta kaldı. Mona’nın El Maaqara köyünden hastaneye, sadece zorlu dağların üzerinden develerle ya da yürüyerek gidilebiliyordu.
Mona, sancı çekerek deveye tutunmaya çalışırken hem kendisinin hem de doğmamış çocuğunun güvenliğinden kaygılıydı.
Mona “fiziksel ve psikolojik olarak tüketen” yolculuğu hatırlarken “Yol çok taşlıydı. Bazen acıdan kurtulabilmek için Allah’a benim canımı almasını ama bebeğimi koruması için dualar ettim” diyor.
Mona hastaneye nasıl ulaştığını hatırlamıyor ama ebelerin ve doktorların elinde ağlayan bebeğinin sesini duyunca, içinin nasıl umutla dolduğunu unutmuyor.
Mona eşiyle birlikte, erkek bebeklerinin adını, bebeği kurtaran doktorun adı olan Cerrah koymaya karar vermiş.
Yakındaki köylerden hastaneye giden yollar dar. bazıları Suudilerin öncülüğündeki koalisyon ve İran’ın desteklediği Husi hareketi arasında sekiz yıldır süren savaş nedeniyle, yolun bir kısmı yok olmuş.
Kadınlar, aile üyeleri ve eşleri sık sık hastaneye gidene kadar hamile kadınlara dağ yollarındaki saatler süren yolculukta yardımcı oluyor.
Bebek bekleyen bir anneye eşlik eden 33 yaşındaki Salma Abdu, yolculuğun yarısında, gece ölen hamile bir kadınla karşılaştığını anlatıyor.
Salma, insanlara kadınlara ve çocuklara merhamet göstermeleri çağrısı yapıyor.
“Yollara, hastanelere, eczanelere ihtiyacımız var. Bu vadide mahsur kaldık. Şanslı olanlar güvenli doğum yapıyor. Yolculuğun kahrını çeken diğerleri ise ölüyor.”
Bazı aileler hastane ücretini ödeyebiliyor ama oraya gidecek paraları yok.
BM Nüfus Fonu’ndan (UNFPA) Hisham Nahro’ya göre Yemen’de her iki saatte bir kadın, önlenebilir nedenler yüzünden doğum sırasında ölüyor.
Nahro, sıklıkla ülkenin uzak noktalarındaki kadınların düzenli doktor bakımı olamadığını ve kanama ya da ciddi ağrı olana dek yardım isteyemediklerini belirtiyor.
UNFPA’ya göre doğumların yarısından azına bir doktor eşlik ediyor ve doğumların sadece üçte biri bir sağlık kuruluşunda gerçekleşiyor. Yemen halkının beşte ikisi, tam faaliyet gösteren bir hastaneye bir saatten fazla uzaklıkta yaşıyor.
Yemen’de sağlık sistemi savaştan önce de sorunluydu. Ancak iç savaş Yemen’in hastanelerine ve yollarına büyük hasar verdi ve ailelerin zorluklara katlanmadan seyahat edebilmesi imkansızlaştırdı.
Hastanelerde kalifiye personel, ekipman ve ilaç bulunmuyor. Yollara yatırım da durdu.
UNFPA’ya göre her beş sağlık kuruluşundan sadece birinde güvenilir anne ve çocuk sağlığı hizmeti verilebiliyor.
‘Sonum geldi’ dedim
Mona’nın yaşadıkları, Yemen’de hamile kadınların yüzleştiği zorlukları gösteren vakalardan sadece biri. Nüfusun yüzde 80’inin yardımlara bağımlı olduğu ülkede, araç sahibi olmak da çoğu sıradan insanın erişemeyeceği bir şey.
Hailah’ın kocası, Suudi Arabistan’da çalışıp, biriktirdiği parayı, eşini ödünç aldığı bir motosikletle hastaneye götürmekte kullandı.
Buyu geldiğinde, kayınbiraderi Hailah’ı otora bağladı ve yola çıktı. Ancak kadın yolda düştü.
Dhamar’daki Hardaka sağlık merkezine vardıklarında, Hailah hızla ameliyata alındı.
30 yaşındaki kadın “Sonum geldi dedim. Benim ve doğmamış bebeğimin yaşama şansı yoktu” diyor.
Ağır kanama ve diğer gebelik sorunları nedeniyle, gebeliğinin ilk dönemlerinde evde doğum yapmasının mümkün olmadığı söylendi.
Sağlık merkezindeki doktor, Hailah ve bebeğin son anda kurtulduğunu söylüyor.
Hailah bebeğinin adını Arapça “umut” anlamına gelen Amal koydu.
“Bebeğimi neredeyse kaybediyordum ve bu lanet savaş yüzünden yaşam anlamını kaybedecekti ama bebeğim bana umut verdi.”
Uluslararası fonlar bitmeye başlarken, Bani Saad Hastanesi gibi merkezler büyük mali zorluklar yaşıyor. Hastane çalışanları, kimi kurtarabileceklerini seçmeye zorlanırken, annelerin ve bebeklerin geleceğinden korkuyor.
Katkıda bulunanlar: Fuad Rajeh ve Mohammed Al Qalisi