34,3291
36,3928
2.845,01
Necmi ÇELİK
Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Başkanı Ayşem Ulusoy, lojistik sektörü özelinde 2023’ün ilk yarısına ilişkin Dünya’nın sorularını yanıtladı.
2023 ilk altı aylık dönemini UTİKAD olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?
Küresel ekonomide ertelenmiş talebin karşılandığı pandemi sonrası süreç lojistik sektöründe olumlu bir etki yaratmıştı, ancak küresel enflasyon verileri ve merkez bankalarının faiz artırımı kararı önceki yılın son çeyreğinde taleplerde yavaşlamaya neden oldu. 2023 için tüm dikkatler küresel ekonomideki negatif verileri takip ederek krizin boyutlarını tespit etme ve önlem alma noktasında yoğunlaştı. Özellikle orta ve küçük ölçekli işletmelerimiz yeni yatırım ya da büyüme planları yerine tedbirci bir politika izledi.
Tüm dünyayı etkisi altına alan faktörlerin lojistik sektörünü de olumsuz etkilediğini söyleyebiliriz. Gelişmiş ülkelerin yüksek enflasyonla mücadelesi bazı ülke ekonomilerini resesyona sokarken; likidite eksikliği, gelişmekte olan ülkelerin finansmana erişimini zorlaştırdı. Bu durum ülkemizde ve sektörümüzde de finansmana erişim noktasında büyük zorluklar yaşamamıza neden oldu.
İhracat yüklerinde gerileme var
Küresel konjonktürün ve dünya ekonomisindeki gelişmelerin Türkiye’ye ve lojistik sektörüne etkilerini nasıl görüyorsunuz?
Dünya ekonomisi pandemi öncesi ortalama yüzde 4 civarında büyürken, 2023’te büyüme beklentisinin yüzde 2,8 olacağı ifade ediliyor. Bu durum küreselde ciddi bir ekonomik daralma beklentisi olduğunu gösteriyor.
Global ekonomiyi etkileyen siyasi krizler, savaşlar, enerji fiyatlarındaki artış ve ülkemiz özelinde seçim süreci, düşen navlunlar sonucunda kısmen Uzakdoğu’ya kaybettiğimiz Avrupa ihracatlarımız gibi başka birtakım olumsuzluklar ilk altı ayda sektörümüzü etkileyen konular arasında yer aldı. Yüksek enflasyon ve beraberinde gelen akaryakıt zamları da uzun vadeli yurt içi taşıma fiyatlandırmasını imkânsız hale getirdi.
Personelini enflasyona ezdirmemeye çalışan sektörümüz aynı zamanda genel giderlerinde de artış yaşadı. Bu nedenle sektör, anlık fiyatlandırma ile yani spot çalışarak maliyet değişimlerinden olabildiğince kendini koruma çabası içinde oldu diyebiliriz. Geçen yılın ilk altı ayına kıyasla ihracat rakamımız yüzde 1,9 düşerek 123,3 milyar dolar olurken, ithalatımız yüzde 4,1 artarak 184,6 milyar dolar olarak gerçekleşti.
İhracat yüklerine baktığımızda ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 7,3 azalarak 1,96 milyon TEU olduğunu, ithalat yüklerinin ise yüzde 9,5 artarak 1,44 milyon TEU düzeyine çıktığını görüyoruz. 2023’ün geri kalan kısmında geçen yıla paralel hacimlerin gerçekleşmesini bekleyebiliriz. Aynı durumun sonucu olarak ithalat TEU hacimlerimizde daralma yaşanması muhtemeldir.
Lojistikte zorluklar devam edecek
Lojistik sektörü özelinde neler söyleyebilirsiniz?
Küresel ekonomideki yavaşlama ve tedarik zincirindeki bozulmalar nedeniyle yaşanan düşüşün devam etmesi durumunda, lojistik sektöründeki zorlukların devam edeceğini öngörüyoruz Lojistik sektörü bu zorlukların üstesinden gelmek için daha esnek ve uzun vadeli tedarik zincirleri oluşturmalı, yeni teknolojileri iş süreçlerine hızla entegre etmeli ve sürdürülebilir politikalar izlemeli. Sürdürülebilir politikalar yanında stratejiler geliştirmek bizim gibi istihdam oranı yüksek sektörler için oldukça kritik bir konu.
Aynı zamanda 2023 yılının ilk yarısında transit yüklerde görülen düşüşün ivme kaybederek devam etmesi ve lokal yüklerde dünya ve Türkiye ekonomisindeki büyüme rakamlarının daha düşük seviyelerde gerçekleşmesi bekleniyor. 2023 yılının ikinci yarısında ise, depremin ihracat üzerindeki olumsuz etkisinin azalmasıyla birlikte konteyner iş hacminin yaz aylarıyla birlikte yılın ilk yarısına kıyasla bir nebze toparlanacağını öngörüyoruz.
2,2 milyar dolarlık yük demiryoluyla taşındı
Toplam dış ticaret taşımalarında taşıma modlarının paylarına ve değerlerine bakıldığında ilk altı aylık dönemde nasıl bir tablo çıktı?
TÜİK verilerine göre dış ticaret taşımalarında demiryolunun payı geçen yıl ilk altı ayda yüzde 0.99 düzeyinde iken, toplamda 2 milyar 651 milyon dolar değerinde yük taşındı. Bu yıl aynı dönemde ise demiryolunun payının yüzde 0,78’e düştüğünü görüyoruz. Ve toplamda değer olarak da demiryoluyla taşınan yükün değeri de 2 milyar 223 milyon dolar oldu. Denizyolunun payı geçen yıl yüzde 62,89 düzeyinde idi, bu yıl ilk altı ay sonunda bu oran yüzde 59,30’a indi.
Toplamda taşınan yükün değeri de 2022’nin ilk altı ayında 173.4 milyar dolar iken, bu yılın aynı döneminde bu rakam 168.3 milyar dolar olarak gerçekleşti. Karayolunun payı 2022’nin ilk altı ayında yüzde 25,28 olurken, toplamda 60 milyar 472 milyon dolar değerinde yük taşındı. Karayolunun payı 2023’ün ilk altı ayında hafif bir yükselişle yüzde 26,36’a çıktı ve toplam 74 milyar 797 milyon dolar değerinde yük taşındı.Havayolunun payı geçen yıl yüzde 10,83 düzeyindeydi, bu yıl ilk yarıda bu oran önemli bir artışla yüzde 13,56’ya yükseldi.
Havayoluyla taşınan yük değer olarak da geçen yılın 22 milyar dolar 288 milyon dolarlık rakamına karşın, bu yıl aynı dönemde yine büyük bir artışla 38 milyar 470 milyon dolara çıktı. Verilere baktığımızda havayolu ve karayolu taşımalarında artışlar yaşandığını görüyoruz. Dış ticaret taşımalarımızda denizyolu taşımalarında toplam taşınan yük değerinde düşüş ve payda azalma görülürken, demiryolu taşımalarında ise değer ve pay açısından bir önceki yıla göre anlamlı bir değişimin yaşanmadığını söyleyebiliriz.
Sürücülerimizi Avrupa ülkelerine kaptırıyoruz
Şoför sorunu konusunda neler yapılabilir?
Sürücü sorunu tüm dünyada olduğu gibi Türkiye için de büyük bir sorun olmaya devam ediyor. Meslekteki birçok sorun nedeniyle sürücülerimizi Avrupa’ya kaptırıyoruz. Genç işsizlerimizi mesleğe kazandırmak adına bir takım önlemlerin alınması fayda sağlayacaktır. Uzun vadeli alınacak önlemler arasında ise mesleğe katılım yaşının düşürülmesi ve belge fiyatlarında yapılacak düzenlemeler mesleğe yönelmeyi sağlayabilir. Ayrıca sürücü sorunun önüne geçilmesi adına akademik düzeyde yapılacak girişimlerin de elzem olduğunu düşünmekteyiz. Özellikle meslek liseleri modeline benzer bir model ile mesleğe kazanım daha bilinçli, erken dönemde olacak ve sürücülük mesleğinin itibarına katkı sağlayacaktır.