34,6806
36,7281
2.960,54
ATV motorunu kontrol eden gruba çarpan ve bir kişinin ölümüne neden olan 17 yaşındaki T.C. ve onu Mısır’a kaçıran annesi Eylem Tok hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Olay 1 Mart Cuma günü yaşandı.
Üç ATV aracıyla geziye çıkan Oğuz Murat Acı, Tahsin Arslan, Süleyman Arslan, Hasan Topal ve İbrahim Gümüş, motorlardan birinin arızalanması üzerine emniyet şeridinde durdu. Evli ve bir çocuk babası Acı, bir ATV motorunun ışıklarını yakarak önlem almaya çalıştı. Diğerleri ise arızalanan motorla ilgilendi. O sırada aynı yönde seyir halinde olan T.C’nin yönetimindeki lüks cip, emniyet şeridinde bekleyenlere çarparak sulama kanalına düştü. Kazada Acı olay yerinde yaşamını yitirirken diğer dört kişi yaralandı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan dün yapılan açıklamada “kazadan hemen sonra kolluk kuvvetleri gelmeden T. C.nin annesi olan E. T.’nin olay yerine gelerek T. C.’yi olay yerinden kaçırdığını, T. C. ile annesi E. T.’nin 02.03.2024 tarihinde saat 03:50 sıralarında İstanbul Havalimanı’ndan Mısır ülkesine çıkış yaptığı” belirtildi.
Eylem Tok ve oğlu T.C‘nin havalimanındaki rahat tavırları dikkat çekti. Oğuz Murat Acı’nın babası Özer Acı ise “Gerçek bir anne evladını kaçırarak korumaya çalışmaz. Adalete güvenmiyor mu?‘Ben teslim olacağım’ diyor. Yakalama kararı çıkmadan teslim olsaydı daha iyi değil miydi?” dedi.
ÖLDÜĞÜNÜ BİLMİYORMUŞ!
Açıklama T.C hakkında “bir kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına sebebiyet vermek” suçundan, şüpheli anne E. T. hakkında ise “suçluyu kayırma” suçundan yakalama kararı çıkartıldığı belirtildi. Yurtdışına çıkış görüntülerinin ortaya çıkmasının ardından anne Tok, sosyal medyadan yaptığı açıklamada, “oğlunun zarar görmesinden endişe ettiğini” ve “bir kişinin öldüğünü bilmediklerini” savundu. Tok, “Öldüğünü öğrenince aile ile iletişime geçmeye çalıştık. Ben olay yerinde insanların telefonlarını da toplamadım, Dönüp doğru olanı yapacağız ve adalete teslim olacağız” ifadelerini kullandı.
Olayın hukuki boyutlarını eski Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Dr. Ruşen Gültekin Cumhuriyet’e anlattı. Gültekin, “Bu olayda normal bir trafik kazası davası medyatik bir olaya dönüştü, vicdansızlık ve merhametsizlik örneği oldu. Anne yaptığı açıklamada, birinin öldüğünü bilmediklerini söylüyor fakat farketmez. O kadar yaralı insanı yardım etmeden bırakıp gittiler.
Bu davada 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası var, hâkim cezayı en üst sınırdan verecek” dedi. Gültekin şöyle konuştu: “Ailenin parası olduğu için kolayca yurtdışına gidiyor. Bu soruşturmada tüm zenginlere bu yolun açılmaması için hakim ve savcı sertleşebilir.
Türk Ceza Kanunu’nun 283/3 maddesine göre anne bu davada yargılanmaz. Ancak delil karartma varsa Türk Ceza Kanunu 281. maddesi gündeme gelebilir. Yani anne, olay yerindeki telefonları aldıysa, delil karartmak amacıyla bir eylemde bulunduysa TCK 281’e göre yargılanır.”
SOMALİ CUMHURBAŞKANININ OĞLUNU AKILLARA GETİRDİ
Yaşananlar, geçen aralıkta Hasan Şeyh Mahmut’un oğlu Muhammed Hasan Şeyh Mahmut’un trafikte seyir halindeyken motokurye Yunus Emre Göçer’in kullandığı motosiklete arkadan çarparak ölümüne neden olmasını anımsattı. Mahmut, ifadesi alındıktan sonra polis tutanağında motokurye hatalı gösterildiği için karakoldaki ifade işlemlerinin ardından serbest bırakılmıştı. Daha sonra hakkında yakalama kararı çıkarılmıştı. Ancak Mahmut’un yurtdışına kaçtığı ortaya çıkmıştı. Kaza sonrası olay yeri incelemesi ve ilk kusur değerlendirmesi yapan polisler hakkında soruşturma başlatılmıştı. Mahmut Türkiye’ye gelmiş ve yargılama sonucu “taksirle ölüme neden olma” suçundan 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmış, daha sonra bu ceza 27 bin 300 lira adli para cezasına çevrilmişti.