35,5896
37,0113
3.119,28
PERA ‘UYANMADAN ÖNCE’ (SONY MUSİC TÜRKİYE)
Pera, 2000’li yılların ortalarında Ankara’da kurulmuş ve dönemin, kuşağının tipik özelliklerini bağrında taşımasına rağmen, 2013 yılında çıkardığı “Giz” albümündeki rock-pop-arabesk senteziyle ve sözlerindeki duygusal çizgilerle dikkat toplamıştı. Düzenli ve çok sık albüm yapmamış olsa da varlığını istikrarlı bir biçimde sürdüren Pera, şimdi altıncı stüdyo çalışması “Uyanmadan Önce” ile yoluna aşina olduğumuz çizgide devam ediyor.
Albümdeki 12 şarkıdan daha önce beşi dijital platformlarda single olarak yayımlanmıştı. Çoğunluğun cover’a yöneldiği, kendini single’lar ile ifade ettiği, zahmetli ve emek gerektiren çalışmalardan uzaklaştığı bir dönemde, albüm yapan her isim biraz daha ilgiyi hakk ediyor. Pera da bunlardan biri. Bir olumlu taraf da, inceden erken dönemlerine dönüş var.
GENÇ CAZ + 24 (SONY MUSİC TÜRKİYE)
Yıllar evvel İKSV tarafından organize edilen İstanbul Caz Festivali’nin danışma kurulunda ve Genç Caz Yarışması jürisindeydim. En sevdiğim kısım bu yarışmaydı, zira birbirinden yetenekli ve hevesli, pırıl pırıl insanların heyecanla karşımızda çalmalarını izlemek, bana umut veriyordu. Derken hayırlı bir iş yapıldı ve yarışmada o yıl dereceye girenler bir albümde toplanmaya başladı. İlk yıllar bunlar fiziki baskıdan oluşurken, artık malum nedenlerle dijital platformlarda yayımlanıyor. Şimdi bu serinin dördüncü derlemesi yayınlandı, “Genç Caz + 24” adıyla.
Derlemede altı parça var ve bunların farklı türlere uzanarak, alabildiğine çeşitlilik sergilemesi memnuniyet verici; Boba Quartet (fusion), Zozei (vokal-pop-caz), Alan (modern-caz), Mojo 5 (post-bop), Blue Kiss Collective (vokal-caz) ve Zekeriya Şahiner Quartet (caz-rock)… Her defasında bir başka jüri üyesi, Hayyam Stüdyoları’nda yapılan kayıtlarda farklı bir ismin prodüktörlük sandalyesine oturmuş. Yeni gelenlerin profesyonel bir mesleğe sahip olmaları ve müzisyenliklerini sürdürebilmeleri adına böyle bir geleneğin oluşturulması ne kadar önemliyse; ilerleyen zamanlarda onların yanında durulması daha önemli. Derlemenin kendisinden ziyade içindekilere sahip çıkalım.