34,5738
36,2295
2.987,72
19. yüzyıl Alman psikologu Hermann Ebbinghaus’un ortaya koyduğu “unutma eğrisi”, insanların yeni bilgileri hızla unuttuğunu gösterirken, bu unutmaların zamanla yavaşladığını da ortaya koyuyor. Conservation’da yer alan habere göre; Ebbinghaus’un bulguları, günümüzdeki nörobilim araştırmalarıyla da destekleniyor. Ancak unutma, yalnızca zamanla değil, aynı zamanda beynin gereksiz ayrıntılardan kurtulmasını sağlamak için de işlev görüyor.
Beynimiz sürekli bilgiyle bombardımana tutulurken, her detayı hatırlamak önemli bilgileri hatırlamamızı zorlaştırırdı. Nobel ödüllü Eric Kandel ve birçok araştırma, hatırlamak istediğimiz detaylara dikkat ederek bağlantıları güçlendirdiğimizi, böylece hafızamızı koruduğumuzu öne sürüyor.
YENİ BİLGİLER ÖĞRENMEDE UNUTMANIN ROLÜ BÜYÜK
Yeni bilgilere uyum sağlama sürecinde unutmanın rolü de büyük. Her gün aynı güzergâhtan işe gidip gelen birinin hafızası, o yolun detaylarını güçlü şekilde hatırlayabilir. Ancak bir yolun kapalı olduğunu öğrenmesi durumunda, beynin bu bilgiyi güncelleyip yeni güzergâhı hatırlaması gerekir. Bu süreç, eski bağlantıları zayıflatarak yeni olanları güçlendirmekle gerçekleşir. Bu hafıza esnekliği, geçmiş travmaları sürekli hatırlatan travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) gibi durumların önlenmesinde de hayati rol oynar.
Evrimsel açıdan unutma, insanlara hayatta kalma konusunda avantaj sağladı. Eski çağlarda avcı-toplayıcılar güvenli bir su kaynağını sıkça ziyaret ederken, bir gün orada bir yırtıcı veya düşmanla karşılaştıklarında bu alanın güvenli olmadığını hatırlamaları gerekiyordu. Bu durum, hafızanın tehditleri öğrenme ve hatırlama esnekliğine sahip olması gerektiğini gösteriyor.
UNUTMA ERİŞİM SORUNU DA OLABİLİR
Bazen unutma, hafıza kaybından ziyade erişim sorunu olarak da görülebilir. “Dilimin ucunda” fenomeni buna örnektir. 1960’larda Roger Brown ve David McNeill tarafından araştırılan bu fenomen, kişinin aradığı bilgiye tam erişemese de bazı ipuçlarına sahip olduğunu gösteriyor. Bu, bilgilerin tam anlamıyla unutulmadığını ancak erişim sıkıntısı yaşandığını işaret ediyor. Bu durumun yaşla birlikte artması ise beynin artan bilgi birikimini yönetmekte zorlanmasından kaynaklanabilir.
Sonuç olarak, unutmanın, beynimizin hayatta kalma ve uyum sağlama sürecinde önemli bir işlev gördüğü düşünülüyor. Gereksiz detayları unutmak, yeni bilgileri hafızaya uyarlamak ve mevcut bilgilere zaman zaman erişim sağlamada zorluk yaşamak, aslında beynimizin karmaşık ve hassas bir dengeyi sürdürdüğünü gösteriyor.