34,5363
36,0100
3.009,09
Hüseyin VATANSEVER,
Sanayi üretiminin başladığı ve yaygınlaştığı Endüstri 1.0 ile yeni bir sorun gündeme gelmişti. Kentleşmeyi yönetmek ve hızla genişleyen sanayinin çarpık yapılaşmayla yıkıcı etkiler oluşturmasını önlemek gerekiyordu.
Böylece ilk Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) kurulmaya başlandı ve sanayi üretimi idari, sosyal ve teknik altyapı kurularak daha sağlıklı üretim yapıldı. Türkiye’de ise ilk OSB 1961 yılında Bursa’da kuruldu. İlk kurulduğu yıllarda 272 hektar alanı bulunan Bursa OSB, günümüzde 712 hektar alanda faaliyet gösteriyor. Diğer yandan Türkiye’de aradan geçen 63 yılda OSB sayısı 404’e ulaştı ve OSB’lerin toplam yüz ölçümü 128 bin hektarı aştı.
OSB’ler Türkiye’de sanayileşmenin ülke geneline yayılmasını sağlamakta da etkin bir dinamik oldu. Günümüzde Türkiye’nin 81 ilinde OSB bulunuyor. Bu OSB’lerde istihdam edilen çalışan sayısı 2,6 milyon kişiyi geçiyor. Ülkenin toplam sanayi üretiminin yüzde 45’inin yapıldığı OSB’ler, ihracatta da ön plana çıkıyor.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından açıklanan Türkiye’nin 1000 Büyük Sanayi Kuruluşu araştırmasında yer alan 648 firma OSB’lerde üretim yapıyor. Ayrıca söz konusu 1000 Büyük Sanayi Kuruluşu’nun yaptığı 78 milyar TL üzerindeki ihracatın, 38 milyar TL’yi aşan kısmında OSB’lerin imzası bulunuyor.
OSB’lerin yenilenebilir enerji toplam kurulu gücü 4 bin 464 MW’a ulaştı
Ekonomik kalkınmayı hızlandıran, bölgesel dengesizlikleri gideren, kentsel gelişmeyi sağlıklı bir zemine oturtan OSB modeli, verimlilik ve çevresel faktörler ile de öne çıkıyor. Ekonomik kalkınmayı hızlandıran OSB’ler, alt yapısı hazır arsa tahsisinin yanı sıra enerji kaynaklarının tedarikinde, atık maddelerin en uygun şekilde bertaraf edilmesinde ve uygun lojistik alt yapı ile üretimin desteklenmesinde sanayiciler için çözüm sunuyor.
Sürdürülebilirlik hedefleri ve daha temiz üretim için yeşil ve dijital dönüşüm gündeme geldi. Çevre koruma ve iklim krizi ile baş etmekte oluşturulan stratejik hedefler doğrultusunda teknoloji ve inovasyonun gücünden yararlanılarak bu iki önemli olgu ikiz dönüşüm çerçevesinde bir araya geliyor.
Türkiye’de 20’nci yüzyılda sanayileşmeye ön ayak olmuş OSB’ler de ikiz dönüşüme odaklanarak 21’inci yüzyılın daha yeşil ve daha teknolojik üretim konseptini benimsiyor. Halihazırda Türkiye’nin OSB’leri ikiz dönüşümde seviyeyi yükselten adımları etkin şekilde atıyor. Türk sanayisinde gelişime ve ilerlemeye öncülük etme misyonu taşıyan OSB’ler yenilenebilir enerji üzerinde hatırı sayılır mesafe kat ettiler.
Yeşil dönüşümün kritik önemini göz ardı etmeyen OSB’lerde 4 bin 26 MW’ı Güneş Enerjisi Santrali olmak üzere yenilenebilir enerji santrallerinin toplam kurulu gücü 4 bin 464 MW’a ulaştı. Yeşil enerji kaynaklarından yararlanmak üzere OSB’lerde yatırımlara devam ediliyor. Diğer yandan Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu (OSBÜK) birbirini tamamlayan ve eş güdüm halinde yürütülmesi gereken yeşil ve djital dönüşüm sürecini önemli bir fırsat olarak değerlendiriyor ve bünyesindeki OSB’leri ve 67 bin sanayi işletmesini yeşil dönüşüme hazırlamak için çalışmalar yürütüyor.
İkiz dönüşüm, küresel boyutta yeni projeleri gündeme getirecek
İkiz dönüşümü hayata geçirmekle OSB’lerin rekabet avantajı, maliyet tasarrufu ve yeni pazarlara ulaşma fırsatı elde etmek gibi büyük kazanımları olacak. OSB bünyesinde faaliyet gösteren firmalar da karbon emisyonu azaltma taahhütlerini gerçekleştirmekte yol haritalarını daha kolay çizecek ve bu hedeflere daha kolay ulaşacak.
Bununla birlikte doğal kaynakların korunmasında OSB’lerde faaliyet gösteren firmalar daha belirgin adımlar atarken, sürdürülebilir kaynaklardan döngüsel ekonomi modeli içinde yararlanmayı önceliklendirebilecekler. İkiz dönüşümün gerçekleşmesiyle OSB’lerde uluslararası ticareti şekillendirecek regülasyonlara uyum sağlanırken artan küresel iş birlikleri ile yeni projeleri hayata geçirebilir.
60 bini aşkın öğrenci OSB’lerde eğitim görüyor
Günümüzde OSB’ler aynı zamanda bir okul halini de aldı. OSB’lerin bünyesinde bulunan meslek liseleri, yetişmiş eleman ihtiyacını karşılamakta ve uygulamalı eğitim ile gençlerin kariyerine uygun şekilde başlamasını sağlıyor. OSB’lerdeki mesleki ve teknik eğitim, Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi (MTAL) ve Mesleki Eğitim Merkezi (MEM) olmak üzere iki farklı kurumda veriliyor.
Bu okullarda 60 binden fazla öğrenci eğitim görüyor. Diğer yandan gündeme gelen yenilikler, OSB’lerde verilen eğitimler, seminer ve bilgilendirme toplantıları aracılığıyla çalışanlara aktarılıyor ve hizmet içi eğitimler gerçekleştiriliyor. Bununla birlikte sanayi ve üniversite iş birliğinin sağlanmasında OSB’ler teknokentler ile yeni bir zemin oluşturuyor. Böylece bölgesel eşitsizliklerin giderilmesinde verdiği katkılarla anılan OSB’ler, teknolojinin ülke geneline yayılmasında da görev üstleniyor.