34,4289
36,1278
2.958,78
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı (SSB) Haluk Görgün, 6G teknolojisini yerli ve milli imkanlarla geliştirmenin ve üretim kabiliyetine sahip olmanın, ithalat bağımlılığını azaltıp ekonomiye büyük katkı sağlayacağını belirterek, “Teknolojik perspektiften ele aldığımızda Türkiye’nin 5G ve 6G alanındaki çalışmalarının, ülkemizi küresel teknoloji yarışında daha güçlü bir konuma taşıyacağını kıymetlendiriyoruz.” dedi.
Görgün, İstanbul Medipol Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi tarafından düzenlenen 6G Konferansı’nın açılışında yaptığı konuşmada, dijital çağda 4G, 5G ve geleceğin 6G teknolojilerinin modern dünyanın en kritik haberleşme araçları olduğunu ve ülkenin geleceği için stratejik bir önem taşıdığını söyledi.
6G’nin sadece bir ağdan ibaret olmayacağını aktaran Görgün, “Hiper-bağlantılı dünyamızın sinir sistemi haline gelecek, cihazlar, makineler ve insan etkileşimleri arasında gerçek zamanlı veri işleme ve sorunsuz entegrasyon sağlayacak.” diye konuştu.
Haluk Görgün, fiziksel, dijital ve biyolojik dünyaların birbirine bu denli yaklaştığı bir dönemin artık uzak bir hayal olmadığını, yakın bir gerçeklik olduğunu aktararak, “Bu teknolojinin etkileri sadece ticari alanlarda değil, aynı zamanda savunma ve ulusal güvenlik gibi kritik alanlarda da hissedilecek.” ifadesini kullandı.
Savunma uygulamaları söz konusu olduğunda 6G’nin potansiyelinin devrim niteliğinde olacağını dile getiren Görgün, “6G, geleceğin savaş alanını yeniden tanımlayacak, benzeri görülmemiş bir hassasiyet, koordinasyon ve zeka sağlayacak.” değerlendirmesinde bulundu.
Görgün, Savunma Sanayii Başkanlığı olarak gelecek nesil haberleşme teknolojilerini çok boyutlu bir yaklaşımla değerlendirdiklerini, ülkenin savunma ve güvenlik altyapısındaki kritik rolünün bilincinde olduklarını ifade ederek, şunları kaydetti:
“6G teknolojisini, sadece bir iletişim altyapısı değil, aynı zamanda ulusal güvenlik ve teknolojik bağımsızlık için stratejik bir araç olarak değerlendiriyoruz. Bu bağlamda, ülkemizin savunma kabiliyetlerini güçlendiren, teknolojik egemenliğini pekiştiren ve savunma sanayiini ileriye taşıyan bir alan olarak görüyoruz.
Ekonomik açıdan baktığımızda, 6G teknolojisini yerli ve milli imkanlar ile geliştirmenin ve üretim kabiliyetine sahip olmanın, ithalat bağımlılığını azaltarak, ekonomimize büyük katkı sağlayacağını değerlendiriyoruz. Teknolojik perspektiften ele aldığımızda Türkiye’nin 5G ve 6G alanındaki çalışmalarının, ülkemizi küresel teknoloji yarışında daha güçlü bir konuma taşıyacağını kıymetlendiriyoruz.”
“5G ve 6G teknolojilerinin gelişimi ile taktik sahada askerileştirilerek kullanımı için çalışmalar yürüteceğiz”
Görgün, milli imkanlarla geliştirilen 6G teknolojilerinin, Türkiye’nin ulusal güvenliğini güçlendireceğini, teknoloji ve inovasyon ekosisteminin güçlenmesine katkıda bulunacağını, nitelikli iş gücü oluşturacağını ve beyin göçünü azaltacağını dile getirdi.
5G ve 6G teknolojilerinin kamu güvenliği haberleşmesi ve askeri haberleşme açısından barındırdığı yeni nesil iletişim teknolojileri ile kamu güvenliği ve askeri operasyonlarda kritik bir rol oynayacağını kaydeden Görgün, 5G ve 6G’nin, yüksek hız ve düşük gecikme süreleri sayesinde, gerçek zamanlı veri paylaşımını ve kesintisiz iletişimi mümkün kılacağını, afet durumlarında ve acil müdahalelerde daha etkin bir koordinasyon sağlayacağını aktardı.
Haluk Görgün, bu teknolojilerin, otonom araçlar, dronlar ve robotik sistemlerin güvenli ve etkili bir şekilde kullanılmasına olanak tanıyacağını, askeri operasyonlarda stratejik avantajlar sunacağını dile getirerek, ayrıca, yapay zeka ve makine öğrenimi gibi ileri teknolojilerin entegrasyonu sayesinde, tehdit algılama ve karar verme süreçlerinin daha hızlı ve doğru bir şekilde gerçekleştirilebileceğini, bu geçişin, kamu güvenliği operasyonlarının daha verimli ve güvenilir hale getirilmesini sağlayacağını bildirdi.
Görgün, “Sayısal Haberleşme Şebekesi projemiz kapsamında da Adana ilimize hem dar bant hem geniş bant çalışabilecek hibrit bir sistem kurduk. Projemiz kapsamında ULAK Haberleşme tarafından 26 adet 4.5G baz istasyonu ve ASELSAN tarafından 1000 adet hibrit el terminali üretildi. Sistemi inşallah Ekim 2024 sonunda devreye almayı planlıyoruz.” bilgisini paylaştı.
Yürüttükleri tüm haberleşme projelerinde yalnızca mevcut teknolojileri değil, ileriye yönelik 5G ve 6G uyumluluğunu da göz önünde bulundurduklarını belirten Görgün, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu sayede sistemlerin uzun vadeli etkinliğini ve güncelliğini korumayı hedeflemekteyiz. 6G teknolojilerini ulusal güvenliği güçlendiren, teknolojik egemenliği pekiştiren ve savunma sanayini ileriye taşıyan stratejik bir alan olarak değerlendirmekteyiz. Mevcut durumda, geniş bant haberleşme teknolojilerini askerileştirerek taktik sahada kullanıyoruz. Önümüzdeki dönemde 5G ve 6G teknolojilerinin gelişimi ile taktik sahada askerileştirilerek kullanımı için çalışmalar yürüteceğiz.”
“5G ve ötesi yeni nesil mobil teknolojiler çok daha önemli hale geliyor”
Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan ise dijitalleşen yaşam alanlarıyla insanların, cihazların ve işletmelerin kesintisiz, bağlantılı etkileşimde bulunduğu dijital ekosistemlerin öneminin ve etkisinin giderek artığını söyledi.
Sayan, “Akıllı cihaz sayılarının dünya genelindeki artışı, kullanıcıların yanı sıra pek çok farklı sektörün hız, kapasite, gecikme süresinde iyileşme, kapsama alanının genişlemesi gibi konulardaki artan talepleri ve mevcut teknolojik altyapılar ile gerçekleştirilemeyen özel ihtiyaçlar, 5G ve ötesi yeni nesil mobil teknolojilerini çok daha önemli hale getiriyor. Araştırmalar, 6G gereksinimlerinin karşılanabilmesi için bu alanda çalışan sanayinin, terahertz frekansları ile birlikte bu frekansları destekleyecek yeni anten teknolojilerine, spektrum paylaşımına, yapay zekaya ve makine öğrenmesine yöneleceğini gösteriyor.” dedi.
Ömer Fatih Sayan, halihazırda, 4.5G ULAK baz istasyonlarının 1263’ünün ticari sahada, 1579’unun evrensel hizmet kapsamında olmak üzere yaklaşık 2 bin 842’sinin sahada aktif olarak kullanıldığını, Bakanlık ve BTK öncülüğünde işletmecilere 5G’ye hazırlık yapabilmeleri için deneme izinleri verilirken, 27 noktada 5G şebekelerinin test edildiğini anlattı.
Sayan, 6G teknolojileri için gece gündüz çalışarak, Türkiye’yi kablosuz haberleşme merkezlerinden birisi haline getirmek istediklerini vurgulayarak, “Üniversitelerimiz, endüstrimiz ve enstitülerimizle beraber 6G teknolojilerinin geliştirilmesine yönelik işbirliğinin sağlanması ve doğru bir ekosistem oluşturulması için ciddi adımlar atıyoruz.” diye konuştu.
“Rekabetçi sanayi, ancak ve ancak teknolojik açıdan gelişmiş bir ekosistem ile mümkün”
Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Çetin Ali Dönmez de rekabetçi sanayinin, ancak ve ancak teknolojik açıdan gelişmiş bir ekosistemle mümkün olduğunu dile getirdi.
Bugün onlarca teknokentte, çok farklı alanlarda binlerce uzmanlaşmış teknoloji firmasının bulunduğunu anımsatan Dönmez, şöyle devam etti:
“Bakanlığımız açısından 6G iletişim teknolojisinde yapılacak AR-GE faaliyetlerini, teknoloji girişimlerini desteklemek, en çok katma değerli teknoloji birleşenlerini öngörerek teknoloji şirketlerine uygun bir zemin oluşturmak en önemli hedefimiz olarak öne çıkıyor.
6G teknolojisi için yapılacak yatırımlarda yerli ve milli girişimleri desteklemek, operatörlerin ve tüm kullanıcıların hizmetine sunulacak altyapıyı mümkün olduğu ölçüde ölçek ekonomisine uygun bir şekilde ve ortak akılla inşa etmek, üreticilerimiz başta olmak üzere tüm girişimcilerimizin bu altyapıyı etkin kullanmasını sağlamak yakinen takip ettiğimiz hususlar olarak öne çıkıyor. 6G teknolojisi daha hızlı, daha yoğun ve daha nüfuslu veri anlamına geliyor.”
“Bilimi ve teknolojiyi etik ilkeler doğrultusunda şekillendirmeye kararlıyız”
İstanbul Medipol Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Ceran ise 6G’nin yalnızca teknolojik bir yenilik olmanın ötesinde, toplumsal yapıları, ekonomik dinamikleri ve hatta insan yaşamını kökten değiştirecek çok büyük bir gelişmeyi ve yeniliği temsil ettiğini aktardı.
Ceran, “İstanbul Medipol Üniversitesi olarak, bu büyük yenilikçi gelişmenin bir parçası olmanın heyecanını yaşıyor ve bu alanda bilimsel araştırmalarımız ve projelerimizle öncülük etmeye, bilim insanlarımızı üniversite olarak desteklemeye devam ediyoruz.” açıklamasında bulundu.
İstanbul Medipol Üniversitesi olarak, bilimi ve teknolojiyi etik ilkeler doğrultusunda şekillendirmeye kararlı olduklarını kaydeden Ceran, “Üniversitemizin temel değerleri arasında yer alan insan odaklı eğitim anlayışı ve toplumsal sorumluluk bilinci, 6G gibi devrim niteliğindeki teknolojilerin geliştirilmesinde yol gösterici olacaktır.” sözlerini sarf etti.