34,5001
36,1401
2.963,87
Siyonist terör örgütü İsrail, Lübnan’da Hizbullah’ın çağrı cihazları ve telsizlerine sızarak patlayıcı yerleştirdi ve bir sinyalle aynı anda patlattı. Türkiye’de de aynı anda olmasa da devletin kılcal damarlarına sızdırılan aparatlar patlatılıyor.
7 Ekim’den beri Dezenformasyonla Mücadele Merkezi, Siyonist kaynaklı yalan ve algılara yetişmekte güçlük çekiyor. Aslında Türkiye’deki aparatlar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Davos’taki “One minute” çıkışından sonra patlamaya başlamıştı.
Son zamanlarda yaşanan bazı gelişmeler CIA-MOSSAD aparatı Fetullahçı teröristlerin çok aktif olduğunu gözler önüne seriyor. Birkaç örnek vermeden önce Diyanet İşleri Başkanlığı’na yönelik saldırılar ve ardında kimlerin çıktığına ilişkin Basın Müşaviri Burak Orhan’ın titiz çalışmasından bahsetmek istiyorum.
Diyanet’e yönelik bu kadar organize saldırıların arkasında “Mutlaka FETÖ vardır” yaklaşımıyla hareket eden Burak Orhan, yalan ve iftiraların kaynağına inince haklı çıktı. “Diyanet İşler Başkanı’nın Londra’da evi var” yalanının ilk piyasaya sürücüsü, FETÖ’cü hesap “dâhi oğlan”, yaygaracısı İYİ Parti Balıkesir Milletvekili Turan Çömez çıktı.
“Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, kelime-i şehadeti bilmiyor yalanını ilk piyasaya süren kacsatoldu adlı FETÖ’cü hesap, manşet yapan ise CHP yayın organı Sözcü gazetesi.
Yine sosyal medyada “bir imamın ezan okuyuşu” diye lanse edilen kurgu bir video, FETÖ’cü Turan Bozkurt tarafından piyasaya sürüldü. Aynı şekilde bir sürü sözde muhalif bu yalanın üzerine atladı.
Burak Orhan’ın yakaladığı bence en büyük balık FETÖ’cü Rasih Yılmaz. Diğer bütün FETÖ’cüler gibi Rasih Yılmaz da Diyanet İşleri Başkanı’nın ikamet ettiği konutla ilgili çarpıtma haberi yayayım derken, Burak Orhan’ın radarına yakalandı.
Rasih Yılmaz’ın 2013 ve 2014 yıllarındaki sosyal medya paylaşımlarını ortaya çıkaran Burak Orhan, son zamanlarda Diyanet’i hedef alan FETÖ’cülerin nasıl bir organize içinde olduklarını da gözler önüne serdi. Yalnız, Rasih Yılmaz’ın söz konusu paylaşımlarında çok ilginç bir durum daha ortaya çıktı ki muhaliflerin geçmişten beri FETÖ ile nasıl bir ilişki içinde oldukları gün yüzüne çıktı. Rasih Yılmaz 2014’teki paylaşımlarında İsmail Saymaz ve Hayko Bağdat’ı paralel televizyon STV’ye maklube yemeye davet ediyor.
Devlet içinde hâlâ var olan kripto aparatlar çok yoğun çalışıyor. İçerideki kriptoların yurt dışındaki kaçak FETÖ’cülere bilgi sızdırdığı ve kumpas kurduğu zaten belgelendi. FETÖ’cü Cevheri Güven’e bilgi sızdırdığı için tutuklanan polis memuru var.
Ancak hâlâ konuşturulamadı ve ne yazık ki o ağ hâlâ çözülemedi ya da çözülmesini birileri engelliyor.
CHP’nin yoldaşı yazılı ve görsel basın FETÖ’nün yalanlarını ana haberlere ve manşetlere taşımaktan imtina etmiyor. Bu konuda çok cesur davranıyor. Devletin kılcal damarlarında hâlâ var olan aparatlar da aynı cesareti gösteriyor. Kendilerini patlatmaktan korkmuyor.
En çarpıcı örnek önceki gün Ordu’da yaşandı. CHP’li milletvekili Ediz Ün’ün arabasıyla kaçakçılık yapıldığının ortaya çıkmasından sonra Ordu’da bir el, karşı operasyon çekiyor. Ordu’da bir kaçakçılık operasyonu yapılıyor, Ordu TÜGVA kurucu il başkanının adı olaya karıştırılıyor. Bilgiler CHP’li Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel’e iletiliyor.
Ve Cumhuriyet’te haber: “TEKNOFEST nesli kaçakçı çıktı.”
Olayı TEKNOFEST’e bağlama başarısı dolayısıyla Cumhuriyet gazetesine madalya verilmesi lazım.
Söz konusu haber iletişim fakültelerinde özel ders olarak okutulmalı.
Teğmenler meselesi başta olmak üzere son zamanlarda yaşanan ve toplumun sinir uçlarına dokunan tüm olayların ardı arkası iyi araştırılmalı. Zira önceden yerleştirilen bombaların patlatılmaya başladığı günlerden geçiyoruz.