34,5571
36,3245
2.914,18
Yapılan bir araştırmaya göre, tamamı sivillerden oluşan ilk uzay görevi olan SpaceX Inspiration4 görevi, uzaya taşıdığı dört mürettebatın tamamında genetik olarak gençleşme sağladı. Bu etkiler, uzayda kaldıkları sürede gerçekleşti ancak etkiler uzun sürmedi. Bilim insanları şimdi uzay ortamının insan DNA’sını nasıl etkilediğini çözmeye çalışıyor.
ASTRONOTLAR GENETİK OLARAK GENÇLEŞTİ
Donanımhaber’de yer alan ayrıntılara göre 2021’de gerçekleştirilen ve dört sivil astronotun özelleştirilmiş SpaceX Crew Dragon kapsülüyle yörüngeye taşıyan üç günlük Inspiration4 görevi bilimsel olarak oldukça yoğun bir programa sahipti. Bu süre zarfında görevin baş sağlık görevlisi ve eğitimli doktor asistanı Hayley Arceneaux mürettebat arkadaşlarından kan örnekleri ve deri örnekleri topladı.
Dünya’ya dönüş sonrasında toplanan örnekler üzerinde birkaç ay boyunca süren bir dizi testler yapıldı. Tüm testler ve araştırmaların ardından deneyin sonuçları ise geçtiğimiz gün açıklanarak Nature ve Nature Communications dergilerinde üç bilimsel makale olarak yayınlandı.
Araştırmacılar yaşlanmayı gösteren belirteçlerin uzayda azaldığını ve mürettebatın DNA’sının daha genç ve sağlıklı göründüğünü gözlemledi. Telomer olarak bilinen bu belirteçler yaş, çevresel faktörler ve stres nedeniyle kısaldığı bilinen kromozomları koruyan başlıklar olarak tanımlanıyor. Yapılan araştırma gösteriyor ki uzay görevi sırasında mürettebatın telomerleri uzadı. NASA da daha önce benzer çalışmalar yapmış ve astronotlarında telomer uzamasını gözlemlemişti.
NASA’nın bulgusu, 2015 yılında yörüngede bir yıl kalan astronot Scott Kelly’den elde edilmişti. Ancak bu sonuçlar tamamıyla beklenmedik. Dediğimiz gibi stres gibi faktörler telomerleri kısaltıyor ve yaşlanmayı hızlandırıyor. Uzayda kalmak ise yoğun bir stres durumu yaşatıyor. Ve şimdi görünüşe göre uzayda 1 yıl kalmak ile birkaç gün kalmak arasında telomer düzeyinde bir fark yok; bu organizmaların yapıları ikisinde de beklenmedik şekilde uzuyor.
Dünya’ya dönüldüğünde etkiler tersine dönüyor
Araştırmacılar telomer uzamasının, uzayın daha yüksek radyasyon ortamına maruz kalan insan vücudunun koruyucu yanıtı olduğunu düşünüyor. Benzer etkilerin dünyanın en yüksek zirvelerine tırmanan dağcılarda görüldüğü belirtiliyor. Öte yandan bazı sorunlar da tespit edildi. Araştırmaya göre astronotlar Dünya’ya döndükten sonra telomerler neredeyse anında küçülüyor ve uzay uçuşundan önceki hallerinden daha kısa hale geliyor. Yapıların iyileşmesi ise birkaç ay sürüyor.
Koruyucu telomerlerin kısalması DNA hasarına yol açarak bireyleri kanser, kalp hastalığı veya bağışıklık sistemi yetersizliği gibi bir dizi hastalığa açık hale getirebiliyor. Bunlara ek olarak uzun süreli görevlerdeki astronotlarda olduğu gibi, Inspiration4 mürettebatının vücutları da uzay uçuşu sırasında kemik ve kas kaybı ile beyin stresi belirteçlerinde artış gibi başka yaşlanma belirtileri gösterdi. Bu belirteçlerin normale dönmesi ise altı ay sürdü. Araştırmaya göre kadın astronotların iyileşmesi erkeklere göre daha hızlı oldu.
Uzay görevlerinde astronotlardan toplanan verilerin uzay yolculuğunun zorluklarıyla başa çıkabilmek için genetik olarak en uygun insanları seçmeye yardımcı olabilir. Aynı zamanda yolculuklara daha az uygun olan bireylerde sonuçların iyileştirilmesi için stratejiler geliştirilmesine olanak sağlayabilir.