34,4229
36,2785
2.836,84
KERİM UĞUR
Saadet Partisi Genel Başkanvekili Prof. Dr. Sabri Tekir, “2023 yılı zam yılı, vergi yılı ve enflasyon yılı, en önemlisi belirsizlikler yılı olacak. Sözde fahiş fiyatlarla mücadele ettiklerini söyleyenler, en fahiş vergi zamlarını yine kendileri yapıyorlar. Sözde faize karşı olduklarını söyleyenler hem faiz oranlarını insafsızca yükseltiyorlar hem de faizci rantiye kesimine ödenen miktarı sürekli artırıyorlar. Unutulan nas hükümleri ise hala bir tarafta duruyor. Sözde ‘IMF’den kurtulduk’ diye algı politikası uygulayanlar, IMF’den daha beter, daha acı reçeteler uyguluyorlar. Uyguladıkları yanlış ve verimsiz politikaların bütün yükünü de dar gelirlinin sırtına yüklüyorlar” dedi.
Saadet Partisi Genel Başkanvekili Prof. Dr. Sabri Tekir, bugün partisinin İzmir İl Başkanlığı’nda düzenlediği basın toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu. Toplantıya Saadet Partisi İzmir İl Başkanı Mustafa Erduran ve il yönetimi de katıldı.
Tekir, konuşmasında AKP hükümetin seçim sonrası yaptığı zamlara tepki gösterirken, uygulanan ekonomi politikalarını da eleştirdi. Tekir şunları söyledi:
“Yılın ilk yedi ayını, seçim sonrasının ilk iki ayını geride bıraktık. Üç ay sonra da Cumhuriyetimizin 100. yılını idrak etmiş olacağız. Çok iyi hatırlıyorsunuzdur. Seçimden önce, iktidarın sürekli tekrar ettiği bir sloganı vardı. 21. Yüzyıl “Türkiye Yüzyılı” olacak. Ancak, seçimlerden hemen sonra bambaşka bir süreç yaşıyoruz. Yaşadığımız bu süreçte gelişmeler şunu göstermektedir: Bu yıl, zam yılı, vergi yılı, enflasyon yılı en önemlisi belirsizlikler yılı olacak. Demokrasi tarihimizde milletimizin zihinlerine öyle kazınmış olacak. Başta ekmek olmak üzere temel gıda maddelerine gelen zamlar, enerji ve akaryakıt ürünlerine gelen zamlar, taksi ve dolmuş vb. tüm ulaşım hizmetlerine gelen zamlar, şuna zam, buna zam, ona zam… Önündeki kelime değişiyor, ardından gelen zam kelimesi ise hiç değişmiyor. Zam kavramı milletimizin üzerine çökmüş adeta bir kara basan haline geldi maalesef. Bu kadar zam, bu kadar vergi artışı neden yapılıyor diye dönüp baktığımızda karşımıza çıkan tablo düşündürücü. Bu tabloda görev zararları yer alıyor; Kur Korumalı Mevduat gibi ucube bir uygulama çıkıyor; garanti verilen köprüler, yollar ve hastaneler çıkıyor; daha dün Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından özellikle kamu özel iş birliğiyle gerçekleştirilen projeler hakkında ilk 6 aylık dönemde yapılan ödemelerden bahsedilirken bu ödemelerin büyük bir miktarda arttığı ve 23 milyar lirayı geçtiği söyleniyor ve bu rakamın sene sonunda 60 milyarı aşacağı ifade ediliyor. Bu miktarın ne anlama geldiğini iş dünyası çok daha iyi bilecektir ve vatandaşlarımızın bu geçim sıkıntısı içerisinde bu miktarın ne anlama geldiğini de takdir edeceğini de inanıyorum.”
“SÖZDE FAHİŞ FİYATLARLA MÜCADELE ETTİKLERİNİ SÖYLEYENLER, EN FAHİŞ VERGİ ZAMLARINI YİNE KENDİLERİ YAPIYORLAR”
Tekir yaptığı konuşmasına şu cümlelerle devam etti:
“ÜLKEMİZİN PROBLEMLERİ BİR BÜTÜNDÜR. DOLAYISIYLA ÇÖZÜMLER DE BÜTÜNCÜL BİR YAKLAŞIMLA ELE ALINMALIDIR”
İktidar, en ufak bir eleştiriye dahi tahammül edemezken, en cılız sesle dile getirilen hak taleplerini en sert şekilde sustururken, köyünü, ağaçlarını koruyan insanlara TOMA’larla, biber gazıyla en ağır şekilde müdahale ederken; diğer tarafta belinde silah, elinde uyuşturucu paketleri olan gruplar elini kolunu sallayarak sokaklarda, aramızda gezer hale gelmektedir. Bunlar konuşulmasın diye de her gün başka suni gündemler ortaya atılmaya, oluşturulmaya çalışılmaktadır. İktidarıyla muhalefetiyle bunlara beraberce çözüm üretmesi gereken TBMM ise tüm ısrarlara rağmen tatil edilmektedir. Ama işte biz burada, milletimizin problemlerini ve bunlara dair çözüm tekliflerimizi dile getirmeye devam ediyoruz ve getirmeye de devam edeceğiz. Genel Merkezimiz, il ve ilçe başkanlıklarımız tatilsiz, aralıksız çalışmalarına devam etmektedir. Saadet Partisi, Meclis Grubu başta olmak üzere, tüm kadrolarıyla her zaman ve her zeminde insanımızın derdine derman olacak çalışmaları yapmaya kararlılıkla devam edecektir. Nitekim, Saadet Partisi Grubu başta olmak üzere muhalefet Partileri tarafından, Akbelen’deki olayları görüşmek üzere TBMM’nin 8 Ağustos’ta “Olağanüstü Toplantıya” davet edilmesini bu duyarlılık çerçevesinde değerlendiriyoruz. Ülkemizin problemleri bir bütündür. Dolayısıyla çözümler de bütüncül bir yaklaşımla ele alınmalıdır”