Elyevm Sûriye’de, kuzeyden güneydeki Şam’a doğru Türkiye artan ağırlığını arttırdığını görüyoruz. Ama Sûriye’de yalnız olmadığımızı da görmek zorundayız.
Son zamanlarda yaşanan gelişmeler, kâderin cilvesine bakın ki Türkiye’nin olduğu kadar İsrâil’in de önünü açtı. Lübnan’daki işi bitmedi. Ama İsrâil ağırlığını şimdilik Golan tepelerinden başlayarak stratejik değerde bulduğu yerlere doğru yayılmaya verdi. Maalesef gündemden düşen Gazze’de ise bildiğini okuyor. İsrâil, yaptığı ağır bombardımanla Sûriye’nin askerî altyapısını çökertmiş durumda. Diğer taraftan Fırat’ın doğusunda sallanan PKK’ya artan ve önümüzdeki günlerde artacağı belli olan bir destek veriyor.
Arzuladığının bölünmüş bir Sûriye olduğu muhakkak.
Şam’da merkezî kontrolü ele almış olan HTŞ ise Türkiye’nin tezine destek vermeye devâm ediyor.
Eş Şâra
olan Colânî ise Sûriye’nin tek bir orduya sâhip üniter bir devlet olması gerektiğini sık sık vurguluyor.
Yeni atamalarda Türkiye ile yakınlığı olan çok sayıda isim kilit mevkilere getiriliyor. Bunlar müspet gelişimler. Lâkin Ahmed Eş Şâra’yı, Batı’dan gelen başdöndürücü bir ziyâretler trafiği kuşatmış durumda. Muhtemelen Türkiye ile arasına bir
mesâfe koyması ve YPG ile anlaşması yolunda
hayli baskı görüyor. Muhtemelen Türkiye de onu bu baskılar karşısında ayakta tutacak destekleri vermeye devâm ediyor. Eğer Türkiye ile Şam arasındaki senkron kendisini koruyabilir ve gelişirse İsrâil için alarm zilleri çalacaktır.