34,6525
36,4500
2.952,12
Nagihan KALSIN – ANKARA
İsrail’in Hizbullah’a ait çağrı cihazı ve telsizleri uzaktan müdahale ile patlatması siber güvenliğin önemini bir kez daha gözler önüne sererken, Türkiye’de de siber silah geliştirilmesi noktasında çalışmalar hız kazandı. Türkiye siber silah atağına hazırlanıyor.
Milli Savunma Bakanlığı tarafından hazırlanan ‘Siber Uzayda Güç ve Siber Silah Teknolojilerinin Küresel Etkisi’ başlıklı raporda siber uzayda güçlenen aktörlerin saldırı amaçlı yazılımsal bir güce, yani siber silaha sahip olmasının tüm ülkeleri rahatsız ettiği belirtildi. Öte yandan Milli Savunma Üniversitesi tarafından hazırlanan raporda ise siber silahlar 4 sınıfta kategorilendirilirken bunlar “Fiziksel zarar veren, istihbarat amaçlı çalışan, birey veya grupları hedef alan, çeşitli askeri tesis ve stratejik kurumları hedef alan” silahlar olarak sıralandı. Türkiye’de yazılımsal anlamda siber silah geliştirilmesi noktasında çalışmalar uzun yıllardır sürerken, siber silah pazarı küreselde 50, Türkiye’de ise 2 milyar dolara ulaştı. Yerli silah üreticileri de silah, mühimmat, füze gibi konvansiyonel silahların yanı sıra siber silah üretimine de yöneldi. Yerli silah ihracatçısı Özyurt Silah Sanayi CEO’su Serdar Özyurt, yerli silah üreticileri olarak bundan böyle siber silah alanına daha fazla yatırım yapacaklarını ifade ederek, “Siber vatanı, siber kalkanla koruyacağız” dedi.
Beşinci savaş alanı: Siber uzay
Özyurt Silah Sanayi CEO’su Serdar Özyurt, kara, deniz, hava ve uzaydan sonra, özellikle askeri anlamda operasyonel saha olarak tanımlanan alanlara siber uzayın da eklendiğini ifade etti. Türkiye’nin siber güce dönüşmesinin önemine vurgu yapan Özyurt, “Siber silah kavramı, esasında siber saldırı aracı olarak tercih edilen yazılımı ya da bir saldırı aracını nitelendirmek için kullanılmaktadır. Fakat burada basit yapıda bir yazılım ya da saldırı aracından değil de gelişmiş tekniklerle üretilmiş, spesifik amaçları olan ve karmaşık yapıya sahip bir yazılım ve saldırı aracından bahsedildiğinin altını çizmek gerekir” dedi. Siber silahın bileşenleri içinde yer alacak kötü amaçlı yazılımların çoğunun insanları öldürmek, yaralamak veya mülke zarar vermek veya yok etmek için tasarlanmadığını, sadece istihbarat toplama ya da veri elde etme amacıyla hedef sistemde çalışması için üretilen yazılımlar da olduğunu ifade eden Özyurt, “Biz de yerli silah sanayicileri olarak yalnızca barışçıl ve savunma amacıyla kullanılmak üzere siber silahlar geliştirmek için yatırımlarımızı bu alana kanalize edeceğiz” diye konuştu.
“İsrail’in siber uzaydaki tekeli kırılmalı”
Dünya çapında yüzlerce siber silahın farklı adlarla üretildiğini ve satıldığını söyleyen Özyurt, “Örneğin sadece İsrail’e ait 30’a yakın firma olduğu ve bunların aynı amaçla küresel pazara ürün sundukları çeşitli kaynaklarca tespit edilmiştir. Teknoloji, yok edici güçlerin bir aracı olmamalı. İsrail’in son saldırıları sadece Hizbullah’ı değil, tüm bölgeyi ve dünyayı dijital güvenlik açısından tehdit eden tehlikeli bir emsal oluşturuyor. Bu sebeple bu alana yapılan yatırımlar artırılarak İsrail’in bu alandaki tekeli kırılmalıdır. Teknoloji ve ilerleme barış için kullanılmalı, yok edici güçlerin elinde bir silaha dönüşmemeli” diye konuştu.
“Kontrol mekanizması Siber Güvenlik Başkanlığı olacak”
Özyurt Silah Sanayi CEO’su Serdar Özyurt, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kurulumuna onay verilen Siber Güvenlik Başkanlığı’nın (SGB) siber silahların üretimi, dağılımı ve kullanımına dair bir kontrol mekanizması oluşturması açısından hayati öneme sahip olacağını anlatarak, “Siber silah pazarı küreselde 50 milyar, Türkiye’de ise 2 milyar dolarlık bir pazara sahiptir. Yalnızca siber güvenlik amacıyla geliştirilen ve silah olarak tabir edilen bu yazılımların geliştirilmesi, büyük bir teknolojik devrimi de beraberinde getirecektir. Türkiye burada öncü ülkelerden biri olma fırsatını kaçırmamalıdır” dedi.