34,3183
36,3021
2.839,64
T24 Haber Merkezi
Serap Avcı‘nın (40) uzun yıllardır şiddet gördüğü ve boşanmak istediği eşi Yasin Avcı‘yı öldürdüğü suçlamasıyla yargılandığı davanın ilk duruşması 27 Kasım günü saat 13.30’da Küçükçekmece 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. “Serap için Feministler” grubu tarafından yapılan açıklamada “Erkek şiddetini, kadın cinayetlerini ve bu cinayetlere giden örüntüyü konuştuğumuz, bir kişi daha eksilmemek için öfkemizi isyanımızı sokağa taşıdığımız günlerden geçiyoruz. Serap Avcı tam da ‘niye önlenmedi’ diye isyan ettiğimiz kadın cinayetlerinde kaybettiğimiz kadınlardan biri olmak üzereydi. Davasını feministler olarak takip ediyoruz,” denildi.
Serap Avcı’nın evliliği boyunca sistematik olarak şiddet gördüğünü belirten açıklamada, olay günü yaşananların ayrıntılarına yer verildi. Serap Avcı’nın, boşanmak istediği eşi tarafından şiddet gördüğü sırada onu öldürdüğü belirtilen açıklamada, “Küçükçekmece 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nin elinde tarihi bir imkan var. Ölmeyen, öldürülemeyen bir kadını hayatta kaldığı için cezalandırmama imkanı. Serap’ın derhal tahliye edilmesini, özgürlüğünü ve beraatini istiyoruz. Tüm kadınları da 27 Kasım günü Küçükçekmece Adliyesi’ne, Serap’ın davasını takip etmeye çağırıyoruz,” ifadelerine yer verildi.
“‘Serap için Feministler” grubu tarafından yapılan “Serap hayatta kaldığı için hapiste!” başlıklı açıklamanın tam metni şöyle:
“Serap Avcı 40 yaşında bir kadın. Yasin Avcı’yla 7 yıllık evliliği boyunca sürekli şiddet görmüş. 5 yaşında bir çocuğu var; çocuk, tanık olduğu şiddet nedeniyle 2 yaşından beri konuşmuyor. Serap Avcı, 17 Nisan’ı 18 Nisan’a bağlayan gece kocası Yasin Avcı tarafından öldürülecekti. Yasin ona, “o kardeşini, anneni, babanı, birini ara gelsin,” dedi, “kurtarsınlar seni kurtarabilirlerse.” Öldürülmemek için can havliyle kocasını bıçakladı, hayatta kaldı, bugün “eşi kasten öldürme” suçlamasıyla hapiste.
Erkek şiddetini, kadın cinayetlerini ve bu cinayetlere giden örüntüyü konuştuğumuz, bir kişi daha eksilmemek için öfkemizi isyanımızı sokağa taşıdığımız günlerden geçiyoruz. Serap Avcı tam da ‘niye önlenmedi’ diye isyan ettiğimiz kadın cinayetlerinde kaybettiğimiz kadınlardan biri olmak üzereydi. Davasını feministler olarak takip ediyoruz.
18 Nisan’da ne oldu?
Serap yatağında uyurken Yasin Avcı tarafından gece saat 03ç30 sularında ayağından çekilerek uyandırıldı. Yasin kokain kullanmıştı ve sarhoştu. Serap’a şiddet uygulamasının sebebi kokain değil, bir erkek olarak bunu kendinde hak görmesiydi elbette. Nitekim Yasin bu şiddeti ‘içince taşkınlık yaptığını görmediğini’ söyleyen güvenlik görevlisine ya da başka erkeklere değil Serap’a uyguluyordu.
Bu şiddet ilk değildi. Serap evliliği boyunca sistematik olarak fiziksel, psikolojik, cinsel şiddet görmüş ve kurtulmak için boşanmaya karar vermişti. Sırf bu kararını dile getirme cesaretini gösterdiği için evli olduğu erkek onu öldürmeye karar verdi. Boşanmak istediğini söylediğinde Yasin ‘üzerine hırsızlık suçu atarım, yüzüne kezzap attırırım ya da seni bıçaklattırırım, bu işler paraya bakar,’ dedi. Serap’ın kız kardeşini, ailesini defalarca tehdit etti.
O gece de Serap, yanında yatan oğlunu babasından korumak için uzaklaşmak istedi, odadan ayrıldı. Ama evin her yerinde ayrı şiddet gördü. Tuvalete gitti, klozette otururken yumrukla, ütü masasıyla dövüldü. Yasin onu, mutfağın balkonunda 12. kattan aşağı atmaya çalıştı, karnında balkon demirinin bıraktığı izler dosyaya girdi. Yani Serap Yasin’i bıçaklamasa, belki ‘balkondan düşerek öldü’ diye haberini okuduğumuz, ‘şüpheli ölüm’ ya da ‘intihar’ olarak kayda geçen kadınlardan biri olacaktı. Gözüne aldığı darbeyle göremez hale geldi, yerde sürüklendi. Yüzüne ve kafasına aldığı darbeler nedeniyle çenesini oynatamıyordu, bir süre konuşamadı. Mutfakta darp edilirken, karanlıkta tezgaha uzanarak eline aldığı bıçak hayatını kurtardı. Yasin Avcı onu saçlarından tutarak yerde sürüklerken önünü bile göremeden rastgele salladığı bıçakla gördüğü şiddete son verdi.
Bıçak Yasin Avcı’ya 7 kere değdi. ‘7 bıçak darbesi’ ifadesi göz korkutuyor. Ama bunların çoğu, Serap saçları yolunarak yerde sürüklenirken Yasin’in ancak bacaklarına isabet edebildi. Serap adamın elinden kurtulmak için çabaladı ama Yasin yaralanmasına rağmen onu hiçbir noktada bırakmadı. Ta ki sesleri duyan karşı komşunun ihbarıyla sitenin güvenliği kapıyı çalana kadar. Zil çaldığında Yasin yerinden kalkarak kapıyı açmaya da kendi gitti ama kapıya yakın bir noktada yere yığıldı. Serap kendine geldiği gibi içeriden çocuğunu alıp kapıyı açarak yardım istedi, güvenlik görevlisinden ambulansı aramasını istedi, Yasin Avcı’nın kanamasını durdurmak için bez getirip tampon yaptı. Ambulans geldiğinda hayatta olan şiddet faili erkeğin sonrasında öldüğünü öğrendi. Serap o gece öldürülmemek için öldürmek zorunda kaldı. Tüm unsurlarıyla bir meşru müdafaa söz konusu olmasına rağmen tutuklandı ve hâlâ tutuklu yargılanıyor.
Serap’ın ‘eşi kasten öldürme’ suçlamasıyla yargılandığı davanın ilk duruşması 27 Kasım günü saat 13.30’da Küçükçekmece 6. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek. Kadınlar erkek şiddetine isyan ediyor, ölümü göze alarak boşanıyor, her türlü imkansızlığa, işletilmeyen devlet mekanizmalarına rağmen şikayetçi oluyor, şikayetçi olamasınlar ya da şikayetlerini geri çeksinler diye tekrar tekrar şiddete uğruyor, en yakınları üzerinden tehdit ediliyor, yine de şiddetsiz bir hayat kurmanın yollarını arıyor. Biz de hayatlarına sahip çıkan kadınların davalarını takip etmeyi feminist mücadelemizin bir parçası olarak görüyoruz. Nadiren de olsa gerçek adalet bazen yerini buluyor ve sistematik erkek şiddetinden kurtulan kadınlar cezalandırılmıyor, beraat ediyor. Küçükçekmece 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nin elinde tarihi bir imkan var. Ölmeyen, öldürülemeyen bir kadını hayatta kaldığı için cezalandırmama imkanı. Serap’ın derhal tahliye edilmesini, özgürlüğünü ve beraatini istiyoruz. Tüm kadınları da 27 Kasım günü Küçükçekmece Adliyesi’ne, Serap’ın davasını takip etmeye çağırıyoruz.”
Eserleri infial yaratan Sayna Soleimanpour: Ben neden kadın cinayetlerini güzelleyeyim?
|