35,1774
36,7285
2.969,19
Senegal‘de Müridi tarikatının önemli yapılarından ve inşaatında Türklerin de çalıştığı Diourbel Ulu Cami, neredeyse 100 yıllık geçmişiyle tarihe meydan okuyor.
Başkent Dakar’a yaklaşık 150 kilometre mesafedeki Diourbel kentinde bulunan cami, Afrika’ya özgü yalın mimarisi ve Müridi tarikatı için taşıdığı anlam itibarıyla ülkedeki en önemli camiler arasında yer alıyor.
Müridilik’in kurucusu Şeyh Ahmadu Bamba’nın (1853-1927) ömrünün son 15 yılını geçirdiği Diourbel, aynı zamanda Fransız sömürgeciliğinin İslamiyet’in ülkede yayılmasını engellemek için verdiği mücadelenin izlerini taşıyor.
İslamiyet’in 11. yüzyılda Kuzey Afrika ve Orta Doğu’dan gelen tüccar ve din alimleri sayesinde ulaştığı Senegal‘de tarikatlar da 19. yüzyıl ortaları ve 20. yüzyıl başlarında hızla yayılmaya başladı.
Senegal, Fransa’nın 19. yüzyılda Batı Afrika’da başlattığı sömürgecilik faaliyetlerinin merkezinde yer alırken, Fransız sömürgeciliğine karşı da tarikatları ve alimleriyle barışçıl ama yılmaz bir mücadele verdi.
Benin, Burkina Faso, Fildişi Sahili, Gine, Mali, Moritanya, Nijer, Senegal ve Togo’nun bulunduğu toprakları kapsayan “Fransız Batı Afrikası” olarak adlandırılan koloni bölgesi, Senegal’den yönetildi.
Fransızlar, Senegal’de İslam’ın yayılmasını engellemeye çalışsa da tasavvuf temelli tarikatların pasif direnişi sayesinde başarılı olamadı. Bu süreçte özellikle Bamba’nın sömürgeciliğe karşı şiddet içermeyen mücadelesi, Fransızların tepkisini çekti ve sömürge yönetimi, Bamba’yı talebelerinden uzaklaştırmak için Gabon ve Moritanya’ya sürgüne gönderdi.
Yapımında Türklerin çalıştığı Diourbel Camisi
Bu sürgünlerin, Senegallilerin Bamba’ya olan sevgisini artırarak, takipçilerinin daha da çoğalmasını sağladığını gören Fransız sömürge idaresi, bu sefer de Bamba’yı aşina olmadığı bir şehirde ev hapsinde tutmaya karar verdi.
Müridilik’i kurduğu kutsal Touba kentine girişi yasaklanan Bamba, o dönem ülkenin geri kalanına nazaran daha laik düzenin hüküm sürdüğü Diourbel kentine getirildi.
Ömrünün son 15 yılını Volofçada “Ndiarem” olarak da bilinen Diourbel’de kısmi ev hapsinde geçiren Bamba’nın tek başına ayakta durduğu ve yüzünü bir şalla örttüğü meşhur siyah beyaz fotoğrafı da gözlem altında tutulduğu evin önünde çekildi.
Bamba’nın yaşadığı evin çevresinde oldukça kısıtlı bir alan içerisinde hareket etmesine izin verildi ve her hareketi de Fransızlar tarafından yakından takip edildi.
Ev hapsinde tutulduğu konutun tam karşısına da Bamba’nın arzusu üzerine Diourbel Ulu Cami inşa edildi. Yapımına 1918’de başlanan ve temelini Bamba’nın attığı Diourbel Ulu Cami, 1925’te Bamba’nın vefatından 2 yıl önce tamamlandı.
Müridi kaynaklarına göre, Bamba’nın bir grup talebesi, bir vesileyle İstanbul’a gitti ve oradaki camilere hayran kalarak, Türk işçileri Diourbel’e davet etti. Bunun üzerine inşaatta çalışmak üzere Diourbel’e gelen Türk işçiler bir süre kentte ikamet etti.
Bazı rivayetlere göre, yaklaşık 100 yıllık geçmişi bulunan tarihi yapı, İstanbul’daki Osmanlı camilerinden esinlenilerek inşa edildi.
Türk işçilerin o dönem giydiği kıyafetlerin de bugün ülkede “Turki Ndiarem” ismiyle bilinen bir çeşit geleneksel kaftana ilham verdiği belirtiliyor.