34,5493
36,1716
2.983,66
Naki BAKIR
Sanayi sektörü, parasal sıkılaştırma sürecinde yüksek faiz ve düşük kur faktörünün yanı sıra Avrupa pazarındaki daralmanın da etkisiyle istikrarlı büyümeye geçemiyor. Sanayi, eylül itibarıyla bazı alt sektörlerdeki arızi gelişmelerle aylık bazda üretim artışı kaydetmekle birlikte yıllık bazda hala kayıpta. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), sanayi üretim endeksinde eylül ayı gerçekleşmelerini açıkladı. Toplam sanayi üretimi, eylülde önceki aya göre yüzde 1,6 artarken, bir yıl önceki düzeyinin yüzde 2,4 altında kaldı.
Eylülde aylık bazda kaydedilen artış esas olarak, toplamda en büyük paya sahip ana sektör olan imalat sanayiinden; imalattaki artış ise motorlu taşıtlar, bilgisayar ve fabrikasyon metal ürünleri olmak üzere başlıca üç alt sektörden kaynaklandı. Aylık bazda kaydedilen artışa rağmen üretim yıllık bazda düşmeye devam etti. Yıllık bazda toplam sanayi üretimi haziranda yüzde 5, temmuzda yüzde 3,9 ve ağustos ayında da yüzde 5,2 düşüş kaydetmişti, eylül ile birlikte düşüş süreci dört aya ulaştı.
İmalat sanayii belirleyici
Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış endeks bazında önceki aya göre imalat sanayii üretiminde yüzde 1,8, madencilik ve taş ocakçılığındaki aylık bazda yüzde 1,2 artış, elektrik, gaz, buhar sektörünün üretiminde ise yüzde 1,8 düşüş yaşandı. Toplamdaki düşüşe madencilikteki artış 0,1 puan pozitif ve elektrik, gaz, buhar sektöründeki düşüş 0,1 puan negatif etki yaparken, toplam sanayi üretimindeki yüzde 1,6’lık artışın tamamı toplamda en büyük paya sahip olan imalat sanayiinden geldi.
Yıllık bazda ise imalat sanayii üretiminde yüzde 2,5 ve madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 5,3 düşüş, elektrik, gaz, su sektörünün üretiminde ise yüzde 1,1 artış bulunuyor. Toplam üretimde yıllık yüzde 2,4’lük düşüşün yüzde 2,2’lik kısmı tek başına imalat sanayii üretimindeki azalma kaynaklı.
Toplam sanayi üretiminde aylık bazda yaşanan artışta imalat sanayii belirleyici olurken, bu ana sektörün üretimindeki aylık artışın üçte biri tek başına motorlu taşıtlar alt sektöründen geldi. Önceki ay yüzde 7,5’le sert üretim düşüşü yaşayan bu alt sektör, eylülde ise üretimini aylık bazda yüzde 10,1 artırdı ve bu da imalat sanayii toplam üretimindeki değişime 0,6 puan pozitif katkı verdi.
Eylülde imalat alt sektörleri içinde en yüksek oranlı üretim artışı ise yüzde 18,6 ile bilgisayar alt sektöründe kaydedildi. Endeksteki ağırlığına göre bu artışın toplam imalat sanayii üretiminde aylık değişime pozitif etkisi 0,5 puan oldu. Aylık artışta bu alt sektörleri yüzde 6,4’le fabrikasyon metal ürünleri, yüzde 5,6 ile elektrikli teçhizat, yüzde 4,6 ile tekstil, yüzde 4,5’le ağaç, yüzde 4,4’le kauçuk ve plastik, yüzde 3,9’la giyim, yüzde 3,4’le kâğıt izledi.
Aylık bazda en sert üretim düşüşü ise yüzde 20,9’la rafine petrol ürünlerinde meydana geldi. Önceki aya göre üretim düşüşünde bu alt sektörü yüzde 9,3’le diğer ulaşım araçları, yüzde 4,4’le kayıtlı medyanın basımı ve çoğaltımı, yüzde 2,8’le deri, yüzde 2,6 ile temel eczacılık, yüzde 1,8’le tütün ve yüzde 0,7 ile gıda izledi.
Yıllık bazda ise en yüksek oranlı üretim artışı yüzde 7,3’le giyim eşyasında, en sert üretim düşüşü ise yüzde 30,2 ile diğer ulaşım araçlarında yaşandı. Yıllık üretim artışında giyimi yüzde 6,3’le fabrikasyon metal ürünleri, yüzde 5,9’la ana metal sanayii, yüzde 4,8’le kayıtlı medyanın basımı ve çoğaltımı yüzde 3,9’la elektrikli teçhizat izledi. Yıllık düşüşte diğer ulaşım araçlarından sonra yüzde 20,6 ile rafine petrol ürünleri, yüzde 17,3’le bilgisayar, yüzde 14,8’le temel eczacılık, yüzde 9,4’le tütün geldi.
Sanayi üretimi neden canlanamıyor?
Sanayide yaşanan kan kaybının başlıca üç nedeni bulunuyor. On altı aydır uygulanmakta olan parasal sıkılaştırmaya dayalı ekonomik programın temel amacı enflasyonu üç yılda tek haneli oranlara düşürmek. Bu kapsamda kredi faizlerinin yükselmesi ve krediye ulaşımın zorlaşması sanayiciler açasından sıkıntı yaratıyor. Yüksek faiz ve genel olarak parasal sıkılaştırmanın ekonominin tüketim ayağından çok üretici kesimleri olumsuz etkilediği gözleniyor.
Özellikle, sanayi firmalarının ezici çoğunluğunu oluşturan KOBİ’ler, üretim, tedarik ve satış sorunları ile birlikte ciddi finansal sorunlar da yaşıyor. İhracata dönük üretim yapan sanayicilerin ise TL’de değerlenme/düşük kur nedeniyle küresel pazarda rekabet güçleri zayıflıyor. Sanayinin performansının düşmesine etki eden üçüncü faktör ise ana ihracat pazarı olan Avrupa ekonomilerinde yaşanan daralma ve talep gerilemesi.