35,1368
36,5946
2.956,17
Yeni medya sanatçısı Refik Anadol, dünyanın ilk yapay zeka sanatları müzesi “Dataland”in ilk projesine ilişkin, “Bu yapay zeka sistemi, dünya devlerinden geri kalmayacak seviyede kompleks bir sistem. Bu sistemde dörtten fazla büyük dil modeli aynı anda bizim için dinleyebiliyor, konuşabiliyor, paylaşabiliyor, internette arayabiliyor, sorduğumuz soruyu derinleştirebiliyor” dedi.
Los Angeles şehir merkezinde ünlü mimar Frank Gehry tarafından tasarlanan The Grand LA’de kapılarını açan müzede Living Encyclopedia (Yaşayan Ansiklopedi): Large Nature Model (LNM) oluşturuldu.
Dataland, LNM projesi ve yapay zekanın gelişimine ilişkin açıklamada bulunan Anadol, sanat dünyasının uzun süredir dijital sanatı kör noktaya yerleştirdiğini belirterek, “Benim gibi sanatçılar bilgisayar, yazılım, veri, yapay zeka kullanan kişiler, genelde sanat dünyasından bir şekilde kopmuş bir haldeydi. Sanıyorum projelerimizin yarattığı en büyük faydalardan bir tanesi de özellikle dijital sanatları hayal eden insanların önünü açması oldu. Eşim Efsun’la beraber biz de Dataland Müzesi ile hayali olan sanatçılara dijital sanatların daha iyi anlaşılması, gösterilmesi ve eserlerin sergilenmesi için bir imkan sağladık” ifadelerini kullandı.
‘500 MİLYONDAN FAZLA VERİ TOPLADIK’
Anadol, müzenin yaklaşık iki yıllık bir çalışmanın ürünü olduğunu aktararak, bu süre içinde hem mekan tasarımlarını hem de arka planda yatan yapay zekayı ürettiklerini söyledi.
Üretim sürecinde ise hem etik veri hem de çevreye zararı olmayan bilişim gücünü kullandıklarının altını çizen Anadol, “Özellikle Google ekibiyle yaptığımız iş ortaklığı sayesinde geri dönüşebilir enerjiyle çalışan bir servisi kullanarak, doğaya zarar vermeden, doğayı en iyi ifade edebilen yapay zekayı üretmeye çalıştık.” diye konuştu.
Refik Anadol, büyük müze ve kurumlardan 500 milyondan fazla veriyi etik olarak topladıklarını belirterek, şunları kaydetti:
“Bunun içerisinden 2,5 milyon tanesi, tek tek ekibim tarafından kontrol edilerek, onaylanmış bir veri setine dönüştürüldü. Daha sonra bu veri seti, geçtiğimiz hafta beta sürümünü kullanıma açtığımız Yaşayan Ansiklopedi ismiyle ilk defa izleyicimizle buluştu. Yaklaşık 3 bin kişi şu an deniyor. Niyetim yapay zekayı 21. yüzyılda bir ansiklopedi olarak kullanmak.”
YAŞAYAN ANSİKLOPEDİ
Dataland Müzesi’ni Los Angeles şehir merkezinde konumlandırdıklarını söyleyen Refik Anadol, “Walt Disney Konser Salonu, The Broad Müzesi, MOCA Müzesi gibi Los Angeles’ın en güçlü kültür koridoru olarak bilinen bir yolun üzerindeyiz. Bina, mimar Frank Gehry’e ait bir tasarım olan The Grand LA. Gehry, bu yapıyı tasarlarken herhangi bir bina olmasını değil içerisinde geleceğe dair kültür barındırmasını hayal etmiş. Burada öyle bir hayal gücünü fiziksel dünyaya yansıtmaya çalıştık ki; herkes bu müzenin şehre katacağı değerin farkında” değerlendirmesinde bulundu.
Anadol, müzenin ilk sergisinde yağmur ormanlarına dair bir veri seti kullanacaklarını ifade ederek, Şubat 2025’te bu projenin devamı niteliğinde bir başka projeyi Türkiye için hazırlayacaklarını dile getirdi.
Dataland’in ilk projesi Yaşayan Ansiklopedi’nin “ChatGPT”, “Sora” ve “Midjourney” gibi yapay zeka araçlarıyla rekabet edebileceğine dikkati çeken Anadol, projeye dair şu bilgileri verdi:
“Müzeyi fiziksel olarak kuruyoruz ama özellikle burada niyetim sadece bir fiziksel deneyim değil. Bu yapay zekanın anlaşılabilir, okunabilir, duyulabilir, görülebilir olmasını hayal ediyordum. Bu yüzden ekibimle beraber, bir yıldır LNM adıyla yeni sistemi kodladık. Bu yapay zeka sistemi, dünya devlerinden geri kalmayacak seviyede kompleks bir sistem. Google ve Nvidia ekibinin de çok büyük desteğini aldık. Bu sistemde dörtten fazla büyük dil modeli aynı anda bizim için dinleyebiliyor, konuşabiliyor, paylaşabiliyor, internette arayabiliyor, sorduğumuz soruyu derinleştirebiliyor.
LNM, üç etkileşim modu sunuyor. Araştırma modunda ayrıntılı ekosistemlere dalabilir, gerçek zamanlı hava durumu simülasyonlarını keşfedebilir ve çevresel verilerle etkileşim kurabilirsiniz. Oluşturma modu’nda, metin istemlerine dayalı olarak flora, fauna ve mantarların bilimsel doğru görüntülerini üretebilirsiniz. Dream mode ise gelişen manzaralar, görseller ve doğa sesleri arasında meditatif bir yolculuk sunar; sakinlik ve bağlantı için bir alan yaratır” dedi.
LNM’yi düşünen bir ansiklopedi olarak tanımlayan Anadol, “Sanat üretirken yapay zekaya ‘düşünen fırça’ diyordum. Şimdi de düşünen bir ansiklopedi, düşünen bir kitap, düşünen bir defter, düşünen bir kütüphane diyebiliriz.” diye konuştu.
Sanatçı Anadol, LNM’nin okullarda da kullanılabileceğine işaret ederek, “Hayatta, doğada, araştırmalarda kullanabilir. Çünkü daha çok eğitim kaygısı olan bir platform, çıkış noktası ‘araştırma’ olan bir hayal. Dolayısıyla o meşhur yapay zeka araçlarının hiçbirinde bu bahsettiğimiz veriler olmadığı ve bu eğitim sistemine sahip olmadıkları için zaten aynısını da yapamıyorlar.” dedi.