34,5026
36,1400
2.965,30
Övgü Pınar
Unvan, Roma
Katolik Kilisesi lideri Papa Francesco kürtajı “cinayet”, kürtaj yapan hekimleri de “kiralık katil” diye niteleyince hak savunuculardan tıp dünyasına kadar geniş bir kesimin tepkisini çekti.
Papa’ya, kilisedeki çocuk tacizleri için bile bu kadar sert bir dil kullanmadığı eleştirisi geldi.
Lüksemburg-Belçika ziyaretinin ardından dün Vatikan’a dönen Papa Francesco, dönüş uçağında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin kürtajla ilgili sorusu üzerine Papa, “Unutmayalım, kürtaj cinayettir. Bunu yapan doktorlar da kiralık katillerdir. Kiralık katiller. Bu üzerinde tartışılacak bir şey değil” dedi.
Papa’ya bu soru, Brüksel ziyareti sırasında eski Belçika Kralı Baudouin’in mezarını ziyaret etmesi ve kürtaja karşı duruşu nedeniyle eski kralı övmesi nedeniyle geldi. Papa, 1990 yılında kürtajı yasal hale getiren yasayı imzalamamak için bir günlüğüne tahttan feragat eden Kral Baudouin’i aziz ilan etme sürecini başlatacağını açıkladı.
Roma’ya dönüş uçağında geleneksel basın toplantısı sırasında Belçika’nın Fransızca kamu yayıncısı RTBF’den bir gazeteci Papa’ya “Kral Baudouin hakkında söyledikleriniz Belçika’da şaşkınlık yarattı. Bazıları bunu Belçika’nın demokratik yaşamına siyasi müdahale olarak da gördü” dedi ve “yaşam hakkı, yaşamın savunulması ve kadının acı çekmeden yaşama hakkı nasıl örtüşebilir?” diye sordu.
Papa’nın bu soruya cevap verirken kürtajı “cinayet”, kürtaj yapan hekimleri de “kiralık katil” diye nitelemesi büyük bir tepki dalgasına neden oldu. Katolik Kilisesi’nin ve Papa Francesco’nun kürtaj konusundaki görüşü önceden bilinse de özellikle doktorlar için suçlayıcı ve hedef gösterici bir ifade kullanması tepkilerin dozunu artırdı.
Vatikan’ın içinde yer aldığı İtalya’da siyasetçilerden tıpçılara, kadın hakları savunucularına kadar büyük bir kesim Papa’yı net biçimde eleştirdi.
Liberal kanattaki Eylem partisi lideri Carlo Calenda, İtalya’da kürtaja erişim belli koşullarda yasal olsa da halihazırda çok sayıda doktorun dini inanış gibi gerekçelerle “vicdani ret” hakkından faydalanarak kürtaj yapmayı reddettiğini hatırlattı.
Calenda, Papa’ya “Son derece yanlış sözler. İtalya’da kürtaj, itiraz eden doktorların sayısı göz önüne alındığında zaten yalnızca kağıt üzerinde garanti altına alınmış bir hak… Papa’nın ifadelerindeki şiddet (ki bu ilk değil) anlaşılmaz” diye tepki gösterdi.
Ülkenin önde gelen tıp vakıflarından GIMBE’nin başkanı Dr. Nino Cartabellotta da “Hayır Sevgili Papa Francesco, kürtaj yapan doktorlar tetikçi değil. Kadının iradesine ve laik devletin hukukuna saygı duyuyorlar” dedi.
İtalya’nın tanınmış feminist ve insan hakları eylemcilerinden Luisa Rizzitelli de benzer bir tepkiyle “Papa istediğini söyleyebilir ama burası laik bir devlet” vurgusu yaptı.
‘Neyse ki kanunları Papa yapmıyor’
Belçika’da da büyük ses getiren sözler basında eleştiri yağmuruna tutuldu.
Papa’ya kürtajla ilgili soruyu soran RTBF’nin internet sitesindeki bir analizde, Papa’nın “büyük ölçüde laikleşmiş Belçika toplumuyla uyumsuz” göründüğü ve ülkeye yaptığı ziyaretin “neredeyse bir utanç hissi” yarattığı belirtildi. Yazıda, “Kürtaj yapan doktorlara tetikçi demek, yalnızca aşırı azınlık ve aşırı uçtaki Belçika Katolikleri tarafından paylaşılan bir tutum. En kötüsü de, Papa’nın doktorları kınamak için kullandığı kelimelerin tacizci rahipler için kullandıklarından daha sert olması” denildi.
Papa’nın Belçika gezisi, kilise içindeki çocuk tacizi skandallarıyla yüzleşme amacı da taşıyordu. Papa Brüksel’de bir grup taciz mağduruyla özel görüşme yaptı, bu skandalların kilisenin af dilemesi gereken bir utanç ve suç olduğunu söyledi.
Kilise içi bir rapora göre Belçika’da 2012’den beri 700’den fazla taciz şikayeti oldu. Ülkede en ses getiren skandallardan biri de Bruge piskoposu Roger Vangheluwe’nin taciz skandalları nedeniyle istifa ettirilmesi ancak cezasız kalmasıydı. 2010’da istifa eden piskopos ancak geçen Mart’ta Papa tarafından din adamlığından çıkarıldı; bu adım Papa’nın Belçika gezisine hazırlık olarak yorumlanıyordu.
Belçika’nın önemli gazetelerinden Le Soir da baş yazarı Béatrice Delvaux imzasıyla Papa’yı sert biçimde eleştirdi. “Haleluya, Belçika’da kanunları Papa yapmıyor!” başlıklı yazıda “Kendisini davet eden ülkenin yasalarına meydan okuyan bir vaize dönüşen dogmatik bir kilise liderini devlet başkanı statüsünde ağırlamaya son vermeliyiz” denildi.
Papalar Vatikan şehir devleti lideri sıfatına da sahip oldukları için resmi ziyaretlerde devlet başkanı konumunda ağırlanıyor ve siyasi yöneticilerle de bir araya geliyor. Papa Francesco da 26-29 Eylül’de yaptığı Lüksemburg-Belçika gezisinde dini buluşmaların yanı sıra her iki ülkenin başbakan, kral ve grandüküyle de görüştü.
Papa ay başında Asya turundan Roma’ya dönerken de yine basın toplantısı sırasında kürtaj konusunda tartışma yaratan ifadeler kullanmıştı.
ABD’li bir gazeteci, “ABD’de seçimler yaklaşırken, hamileliği sonlandırmayı destekleyen bir aday ya da 11 milyon göçmeni sınır dışı etmek isteyen bir adayla karşı karşıya kalan Katolik bir seçmene ne tavsiye edersiniz?” diye sormuştu.
Papa da buna yanıt olarak isimlerini vermeden hem Demokrat Parti’nin başkan adayı Kamala Harris’i hem de Cumhuriyetçilerin adayı Donald Trump’ı “hayata karşılar” diye eleştirmişti. “Ben Amerikalı değilim, kararı ben veremem” diye Papa, Katoliklere kendilerine göre “ehveni şer” buldukları adayı seçmelerini tavsiye etmişti.