35,4118
36,3931
3.080,73
Kişilerde veya toplumsal yapılarda kendilerine yönelen her türlü tehdidi veya saldırıyı öz güçleriyle boşa çıkarma, bertaraf etme bilincinin ve yeteneğinin gelişmesi örgütlü olmaktan geçer. Bu yapılanmanın olmadığı zamanlarda nelerin yaşanacağını düşünmek istemiyorum. Bunu bilince çıkarmanın yolu, sistemli ve düzenli bir eğitim ve öğretim seferberliğidir.
Toplumsal yapıları temsil eden örgütlenmelerin, gelebilecek saldırıları ve tehlikelere karşı öz savunma örgütlenmesini devreye sokması bugün acil bir görev olarak görülmektedir.
Toplumsal varlıkların kendi güvenliğini sağlama durumu bugün daha da önem kazanmıştır. Varlığın kendini koruması, özgür kılması-kalması mücadelesi her geçen gün daha da zorunlu bir hal almıştır. Kişiye ve topluma kendini savunma, koruma, var etme, varlığını sürekli kılma bilincini verecek olan Alevi öncü kadrolar, böylesi bir çalışmanın hazırlığı içinde mi? Bilmiyorum.
Öz savunma örgütlenmesinde amaç;
Kendini koruyabilen ve özgüveni yüksek bireyler yetiştirerek toplumu güçlendirmektir.
Toplumsal şiddeti önlemek ve sonlandırmaktır.
Şiddet anında en az zararla kendini güvende tutabilmektir.
Tehlike anında kurtarıcı mücadele yöntemleri geliştirmektir.
Kadroların sosyal iletişim kanalları aracılığıyla düzenli ve sistemli haberleşerek; gelen tehditlere ve şiddet olaylarına karşı hazırlıklı olmaları için oluşturulacak ağ aracılığıyla anında toplumsal dinamikleri harekete geçirmektir.
Kalıcı, kullanılabilir ve etkili savunma teknikleri öğrenmektir.
Sosyal yaşamda farklı bakış açıları geliştirerek farkındalık yaratmaktır.
Aleviler, öz savunma örgütlenmesini kime karşı ve kiminle oluşturmalıdır?
Kime karşı? Elbette ki ilkin devlete karşı, sonra dini suiistimal eden tarikat ve cemaatlere karşı oluşturmalıdır.
Hatta siyasi iktidarların anti laik, anti demokratik saldırılarına karşı da güçlü bir muhalefet örgütlemelidir.
Peki kiminle? Elbette ki etnik ve inanç kimliği ne olursa olsun; işçi sınıfıyla birlikte!
Tarih insanlığa sınıf mücadelesinin nelere kadir olduğunu kanıtlamıştır. Alevi yoksulları, emekçileri, köylüleri sınıf kardeşleriyle birlik olduğunda hak alma mücadelesinin daha başarılı olduğunu görecektir.
Bu amaçlara hizmet eden güçlü bir öz savunma örgütlenmesi ve gelecek saldırılara karşı toplumsal varlıkların en az zararla devamlılığı için nitelikli kadroların taşın altına elini koyması ve yola revan olması gerekmektedir.
Toplumsal Alevi hareketinde bu güçlü yapının tez elden oluşturulması ve mücadele stratejisinin çizilmesi artık zaruridir.
Önümüzde bir Suriye örneği var ki ibretliktir. Öz savunma güçlerini oluşturan toplumsal varlıklar Selefi teröristlere teslim olmazken; örgütsüz ve hazırlıksız toplumsal yapıların teslim olmaktan başka bir seçenekleri olmamıştır. Türkiye Alevileri olarak, Suriye Alevileri’nin örgütsüzlüğününden dolayı yaşadıkları felaketi deneyimlemenin vakti değildir.
Emperyalist sistem eliyle yürütülen Ortadoğu’daki bu vahşetin yönünün nerelere sıçrayacağını tahmin etmek çok da zor olmasa gerek.
Aleviler bu felaketin benzerlerini 1970’li yıllarda Maraş’ta, Çorum’da; 1993’de Sivas Madımak’ta, 1995’te Gazi’de yaşadı ve deneyimledi. Yeni felaketlere karşı hazırlıklı olmak için öz savunma örgütlenmesini yaparak, planlanan provokasyonlar boşa çıkarılmalıdır.
Alevilerin örgütsel yapıları işçi sınıfının örgütlü mücadelesi ile bütünleşerek ve onların örgütsel deneyimlerinden faydalanarak, güçlü bir öz savunma örgütlenmesini en kısa sürede yapılandırmakla toplumun özgüven duygusu da kamçılanacaktır. Bu örgütlenme oluşturularak toplumsal güç birliğinin sağlanması, şaşırtıcı derecede kadroları hayrete düşürecektir. Bunu zamanında yaşadık ve gördük.
Alevi toplumu gelecek olan saldırıların ve felaketin bilincindedir. İş sadece güven arz eden öncü kadroların tutarlı ve ilkeli çalışmalarına kalmaktadır. Bilimin ışığında bilgi ile donanmış kadrolar toplumla buluştuğunda nasıl bir sevgi seli ile kucaklandıklarını göreceklerdir.
Tehlike kapıda… Alevi kadroları bireysel hırslarını, kişisel bekalarını bertaraf ederek; öz bilinçle toplumun varlığını gözeterek kolları sıvamak mecburiyetindedir. Yarın çok geç olabilir.
Bugün Siyasal Alevilik çığırtkanlığı yapan güruh Sünni toplumunu tahrik etmeye çabalıyor. Sünni toplumunun içinden çıkan Emevi İslam anlayışlı Selefi-Vahabi tarikat ve cemaatler pusuda bekleyerek; tahriklerin olgunlaşması için tepkileri ölçmektedirler. Selefi tarikat ve cemaatler örgütlü militanlara sahip.. Bu militanlar terörist ruhlu kişilerden oluşmaktadır. Bu teröristler pusuya yatmış, bir kıvılcım beklemektedirler.
Haydi!
Gelin canlar; bir olalım, iri olalım ki diri kalabilelim!
Aşk-ı muhabbetlerimle…