35,5669
36,6021
3.093,96
2024-2025 öğretim yılı birinci dönemi bugün sona eriyor. Eğitimde dinselleştirme ve laik eğitim karşıtlığı arttı. Okul ve derslik sayısındaki açık kapatılamadı, özellikle dezavantajlı ailelerin çocukları için hayati önemi olan “okul öğünü” uygulaması başlatılmadı.
Eğitim-İş Sendikası’nca hazırlanan “1. dönem sonu raporu”na göre 1 milyon 400 bin öğrenci örgün eğitim sistemi dışında kaldı.
6-9 yaş grubunda 73 bin 872, 10-13 yaş grubunda 86 bin 269 çocuk, 14-17 yaş grubunda 452 bin 672 çocuğun eğitimin dışında olduğuna dikkat çekilen raporda, “ Eğitim dışındaki çocuk sayısında görülen artış, bu artışın 15 yaştan itibaren artması ve ağırlıklı olarak erkek çocuklarda olması ekonomik krizin eğitimden kopuşta en önemli etken olduğu anlamına gelmektedir. Okul dışında olan çocuklara ek olarak açıköğretime kayıtlı 327 bin 710 ve mesleki eğitim merkezlerine (MESEM) kayıtlı yaklaşık 500 bin öğrenci var” dendi.
OKUL ÖĞÜNÜ NEDEN YOK?
Okul ve derslik sayılarındaki açığın kapatılmadığı, ikili eğitim uygulamasının devam ettiği vurgulanan rapordaki bazı tespitler şöyle:
MESEM’LER KALKMALI
MESEM sisteminin çocukların eğitim hakkını ve güvenliğini hiçe sayarak, işyerlerine ucuz iş gücü sağlamaktan başka bir amaca hizmet etmediği vurgulanan raporda şu öneriler yer alıyor:
OKULLAR İŞGAL ALTINDA
Sendika başkanı Kadem Özbay, protokollerle cemaat ve tarikatların okulları işgal ettiğini belirterek şunları söyledi:
“Milli Eğitim Bakanlığı eğitimi dinselleştirme, okulları dinci ve gerici yapıların işgaline açmaya devam etmiştir. Sadece bakanlık düzeyinde değil, illerde de milli eğitim müdürlükleri aracılığıyla prokoller yapılmıştır.
23 yıllık AKP dönemi iktidarının tamamında olduğu gibi 2024-2025 öğretim yılı 1. döneminde de laik ve bilimsel eğitimden giderek uzaklaşılmıştır, Cumhuriyet değerlerine açılan savaş devam etmiştir. Liyakatsiz kadrolaşma, mevzuat ve program değişiklikleri, protokol ve özel teşviklerle dini tarikatlarla ilişkili vakıf ve derneklerin okullara girmesine izin verilmesi, Diyanet İşleri Başkanlığının adeta paralel Milli Eğitim Bakanlığı haline gelmesi, Tevhidi Tedrisat kanununun yok sayılması yoluyla eğitim daha da dinselleştirilmiştir.”