34,5684
36,0151
2.999,85
Fundanur Öztürk
Kamuya atanacak 20 bin öğretmeni belirleyen mülakat sistemi üzerindeki tartışmalar sürüyor.
Yaklaşık 18 aydır öğretmen ataması yapmayan Milli Eğitim Bakanlığı, 25 Ekim’de öğretmen adaylarının aylardır beklediği mülakat sonuçlarını açıkladı.
Sonuçların açıklanmasının ardından pek çok öğretmen, adaletsiz olarak nitelendirdikleri mülakat puanları sebebiyle kontenjan dışı kaldıklarını söyledi.
Eğitim Sen, kimi şehirlerde adaylara blok şekilde KPSS puanına muadil bir puan verildiğini, kimi şehirlerde ise KPSS puanının çok yukarısında blok puanlar verildiğini açıklayarak süreci eleştirdi.
Ana muhalefet partisi CHP’den bir heyet, 29 Ekim akşamı meslek örgütleri ve bazı öğretmen adaylarıyla birlikte MEB binası önünde oturma eylemi başlattı.
Grup ertesi sabah Ankara Adliyesi’ne giderek Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin hakkında suç duyurusunda bulundu.
Tekin, 30 Ekim’de gazetecilerin konuyla ilgili sorularını yanıtlarken “Tek bir torpil, tek bir kayırma olmaksızın mülakatları tamamladık” dedi.
Tekin, “Öğretmen arkadaşlarımızın mülakatlarla ilgili torpil, haksızlık yapıldığına dair tek bir düşünceleri varsa, gerekli itiraz sürecini yürütsünler, biz zaten gerekeni yaparız. Kimsenin eylem yapmasına gerek yok. Ellerinde malzeme olmayan insanlar, başkalarının duygularıyla oynuyorlar”
‘Mülakat puanları illere göre değişiyor’
Eğitim Sen, basın açıklamasında iller bazında ortalama mülakat puanları arasında yüksek farklılıklar tespit edildiğini, mülakat komisyonlarının farklı il ve bölgelerde ayrı standartlar uyguladığını söyledi.
Eğitim Sen, şeffaf bir şekilde yapılmayan mülakat sisteminin objektif olmayan yöntemler barındırdığı ve iktidarın kadrolaşma aracı haline geldiği yorumunu yaptı.
BBC Türkçe’ye konuşan Hürriyetçi Eğitim Sen Genel Başkanı Levent Kuruoğlu da atama bekleyen öğretmen gruplarından binlerce veri topladıklarını söyleyerek, “Aynı yeterliliklere sahip adaylara farklı mülakat komisyonlarında farklı puanların verildiği net olarak görülmektedir” dedi.
Kuruoğlu, 245 farklı mülakat komisyonundan objektif ve adil bir puanlamanın çıkmasının mümkün olmadığını söyleyerek, şu tespitleri paylaştı:
“Genel olarak KPSS puanlarına yakın puanlama yapan komisyonların yanında, KPSS puanından çok yüksek mülakat puanı veren komisyonlar da bulunmaktadır. Bu farklılıklar KPSS puanı üzerine 20 puana kadar farklılaşmaktadır.”
“Örneğin Türk Dili Edebiyatı branşında 519. sırada ve kontenjan içinde olan öğretmen mülakata Kayseri’de girdiğinde kontenjan dışında kalırken; İzmir’de, Tekirdağ’da, Eskişehir’de, Van’da veya Diyarbakır’da girseydi kontenjan içinde olacaktı.”
“Çoğu komisyon işi ciddiyetsiz bir şekilde yürüttü ve adayların cevaplarını dinlemedi. Bu ülkenin her gencinin iyi eğitim alır çalışır ve çaba gösterirse hakkını alacağına ait güveni sarsılmış hatta ortadan kalkmıştır”
‘Yan yana odalardaki komisyonlarda bile fark var’
Önceki yıllardan farklı olarak, mülakat sonuçları açıklandı ancak adayların yerleştirilmesine esas olan sıralamalar açıklanmadı.
MEB’in açıklamasına göre, mülakat sonuçlarına itiraz süreci kesinleştikten sonra oluşacak sıralamalar, 14 Kasım’da başlayacak atama tercihleri sırasında adayların tercih ekranında yer alacak.
Eğitim meslek örgütlerine göre bu durum, hem adayların tercih yaparken dikkate alacağı ölçütler açısından belirsizlik yaratıyor hem de hak kaybı ihtimallerini artırıyor.
Haberde gerçek isminin yer almasını istemeyen rehberlik öğretmeni Sinem, “Kendi branşımdan 1.300 kişilik bir grupta belgeli puanlarımızı paylaştık ve bir sıralama yaptık. Mülakat sebebiyle sıralamam şimdiden 300 kişi gerilemiş” diyor.
On beş aydır atanmayı beklediklerini söyleyen Sinem, “Büyük bir kıyım gerçekleşti. Benim girdiğim komisyonda herkese KPSS puanının 1-2 puan fazlası verilirken, yan odamızdaki komisyonda istisnasız herkese sabit 85,60 puan verilmiş. Yan yana odalardaki komisyonlarda bile fark oluşmuş” diyor.
‘Her şeyim elimden alınmış gibi hissediyorum’
KPSS’de 85 puan alarak kontenjana giren felsefe öğretmeni Sinan ise adaletsiz mülakat sonuçları sebebiyle kontenjan dışı kaldığını söylüyor:
“Felsefe bölümüne verilen kontenjan 232 kişiydi, ben 136. sıradaydım. Her il, her komisyon kendisine göre bir puanlama standardı uyguladı. Kimi iller bol keseden puan verirken, kimi yerlerde KPSS puanına muadil bir puan verme eğiliminde oldu. Bizim aldığımız puanlar, girdiğimiz ile göre değişkenlik gösterdi.
“Kendimi sadece bu sınava adamıştım, sadece buna bel bağlamıştım. Her şeyim elimden alınmış gibi hissediyorum. Çok üzgünüm. Bir yol haritası da çizmedim çünkü çok emek vermiştim, bir sene KPSS masasında oturdum. O puanı alabilmek çok zordu”
“Mülakat sırasında 5-10 dakika içeride kalanlar, hiçbir soruyu bilemediği için erken çıkanlar oldu ama hepsiyle aynı puanı aldım. Komisyonda üç kişi vardı; bir tanesi bilgisayar ekranına bakıyordu, biri uyukluyordu, sadece bir tanesine göz teması kurarak dersimi anlatabildim. Bizi eleyen mülakatta gösterdiğimiz performans değildi, mülakata girdiğimiz şehirdi”
‘Karanlık ve umutsuz bir sürece sürüklendik’
Tekin, göreve gelmesinden kısa bir süre sonra Türkiye’de 68 bin öğretmen açığı olduğunu ve en çok sınıf öğretmenine ihtiyaç olduğunu söylemişti.
Fakat atama kararı bu yönde olmadı.
Atanacak 20 bin öğretmenin yalnızca 3.000’inin sınıf öğretmeni ataması olacağı açıklandı.
Beş yıl önce mezun olduğundan beri hem köy okullarında ücretli öğretmenlik yapan hem de özel okullarda çalışan sınıf öğretmeni Derya, adil bir sistemle atanma umutlarının bittiğini söylüyor.
Trabzon’da girdiği mülakatta tüm soruları doğru yanıtladığını söyleyen genç kadın, “Hepsi oldukça kolay sorulardı. Hem açıkladım hem de yazılı olarak yazdım. Bana neye göre KPSS puanımın iki puan fazlası olan 74 puan verdiniz?” diye soruyor.
Özellikle 2019’dan beri atama sürelerinin uzaması ve kontenjanların azalmasıyla umutlarının giderek azaldığını söyleyen Derya, sonuca itiraz etse de hiçbir şeyin değişmeyeceğini düşünüyor:
“İtiraz etsem ne olacak? Bundan ötürü de umudumu kaybettim. Karanlık ve umutsuz bir sürece sürüklendik. Ben mesleğimi çok seven birisiyim ama bütün bu olanlar bir öğretmen için çok büyük bir hayal kırıklığı”
CHP heyeti bakanlığın önünde sabahladı
CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, 29 Ekim gecesi atanamayan öğretmenler, milletvekilleri ve meslek örgütleri temsilcileri ile MEB’in önünde sabahladı.
Özçağdaş, 30 Ekim’de MEB önünde basın açıklaması yaptıktan sonra adliyeye yürüyerek MEB Bakanı Yusuf Tekin hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.
Türkiye’nin dört bir yanında farklı komisyonlarda gerçekleşen mülakatların adil olamayacağını söyleyen Özçağdaş, mülakata farklı illerde girmekten kaynaklanan ciddi sorunlar yaşandığını söyledi.
Bu yıl 23 bin 670 öğretmenin emekli olduğunu hatırlatan Özçağdaş, 20 bin yeni öğretmenin atanacağı Şubat 2025’e kadar, 600 bine yakın öğrencinin, neredeyse bir dönem öğretmensiz kalacağını söyledi.
Özçağdaş, öğretmenlerin yeterince ve zamanında atanmadığını, ücretli öğretmenlikle emek sömürüsüne devam edildiğini, Türkiye yüzyılı maarif modeliyle bilim, sanat, felsefe ve sporun okullardan uzaklaştırıldığını, ÇEDES ile tarikat ve cemaatlerdeki hiçbir pedagojik formasyonu bulunmayan kişilerin okullara girdiğini söyleyerek Yusuf Tekin’i istifaya davet etti.
Yusuf Tekin: ‘Öğretmenlerin duygularını istismar ediyorlar’
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2023 genel seçim öncesi açıkladığı beyannamede, kamu alımlarında mülakatın kaldırılacağını açıklamıştı.
Bu açıklamadan hemen sonra dönemin Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, öğretmenlerin atanmasında artık sadece KPSS puanının esas alınacağını söylemişti.
Fakat seçimin ardından göreve gelen yeni bakan Yusuf Tekin, mülakatın devam edeceğini ancak sistemin en adil şekilde yenileneceğini duyurdu.
Öğretmen adaylarının ismiyle değil kendisine verilen kod ile mülakata gireceği, mülakatın kamerayla kayıt altına alınacağı, genel kültür sorularının sorulmayacağı ve mülakat tamamlandığında adayın verdiği yanıtların yazılı örneğine imza atacağı belirtilmişti.
Tekin, 30 Ekim’de TBMM’de Gazete Duvar muhabirinin “CHP vekillerinin bakanlık önünde oturma eylemi var, ne söylersiniz?” sorusuna şöyle yanıt verdi:
“Biz mülakat yapacağımızı ifade ettiğimizde; bunlar, büyük bir heyecanla torpil, kayırma vb. beklentiler içerisine girdiler. Tek bir torpil, tek bir kayırma olmaksızın mülakatları tamamladık. Elleri avuçları boş kalınca, arkadaşlarımızın duygularını istismar ediyorlar. Öğretmen arkadaşlarımızın duygularıyla, onurlarıyla, haysiyetleriyle oynamasınlar”
“Öğretmen arkadaşlarımızın mülakatlarla ilgili torpil, haksızlık yapıldığına dair tek bir düşünceleri varsa, gerekli itiraz sürecini yürütsünler, biz zaten gerekeni yaparız. Kimsenin eylem yapmasına gerek yok. Ellerinde malzeme olmayan insanlar, başkalarının duygularıyla oynuyorlar”