35,2580
36,7810
2.980,86
Parker Güneş Sondası isimli araç, olağanüstü miktarda radyasyona ve sıcaklığa maruz kalarak Güneş’in dış atmosferine doğru ilerliyor.
Araçla iletişim bu geçiş sırasında kesildi ve Parker’ın ne durumda olduğunu öğrenmek için bilim insanları 28 Aralık’ta Türkiye saatiyle 08:00’de gelebilecek sinyali bekliyor.
BBC’ye konuşan NASA’nın bilim projeleri direktörü Dr. Nicola Fox, “İnsanlar yüz yıllardır Güneş’i inceliyor, ancak bir yerin atmosferini orayı ziyaret etmeden anlayamazsınız” diyor.
Parker, 2018’de fırlatılarak Güneş Sistemi’nin merkezine doğru yola çıktı.
Şimdiye kadar 21 kere Güneş’in yakınından geçen ve her seferinde gezegene daha çok yaklaşan uzay sondasının Noel arifesinde yaptığı geçiş ise yeni bir rekor oldu.
Araç Güneş’e 6,2 milyon kilometre kadar yaklaştı.
Bu mesafe çok da yakın gibi görünmeyebilir, ancak Dr. Fox şu karşılaştırmayla geçişin önemine işaret ediyor:
“Biz Güneş’ten 93 milyon mil uzaklıktayız. Yani Güneş ile Dünya birbirinden bir metre uzaklıktaymış gibi düşünürsek, Parker Uzay Sondası Güneş’ten dört santimetre uzaklıkta. Yani bu yakın bir mesafe.”
Sondanın bu yaklaşma sırasında, 1400 C sıcaklığa ve araçtaki elektroniklere zarar verebilecek miktarda radyasyona dayanması gerekecek.
Uzay aracı 11, 5 santimetre kalınlığında karbon bileşimi bir kalkan ile korunuyor ve Güneş’in atmosferine hızlıca girip çıkmaya çalışacak.
Uzay aracı, saniyede 191 km ile insan yapımı tüm nesnelerden daha hızlı hareket ediyor. Bu süratle Londra’dan New York’a yalnızca 30 saniyede ulaşılabiliyor.
Peki neden Güneş’e “dokunmak” için bu kadar uğraşıyoruz?
Bilim insanları uzay aracının, Güneş’in atmosferinin en dış katmanından (Korona’dan) geçerek uzun süredir devam eden bir gizemi çözeceğini umuyorlar.
Fifth Star Labs’den gök bilimci Dr. Jennifer Millard, “Korona çok, çok sıcak ve nedenine dair hiçbir fikrimiz yok” diyor ve devam ediyor:
“Güneş’in yüzeyi aşağı yukarı 6000 C ama korona, Güneş tutulmaları sırasında gördüğümüz dış atmosfer, milyonlarca derece sıcaklığa ulaşabiliyor, üstelik yüzeyden bu kadar uzakta bulunmasına rağmen. O zaman bu atmosfer nasıl daha fazla ısınabiliyor?”
Bilim insanlarının bu seyahat sayesinde, koronadan sürekli yayılan parçacık akımına verilen isim olan Güneş rüzgârını da daha iyi anlamaları bekleniyor.
Bu parçacıklar, Dünya’nın manyetik alanıyla etkileştiklerinde gökyüzünde büyüleyici renkler oluşturan Kutup Işıkları’nı görüyoruz.
Ancak bu jeomanyetik fırtına elektrik şebekelerini, elektronik cihazları ve iletişim sistemlerini devre dışı bırakabiliyor.
Dr. Millard, “Güneş’i, hareketlerini, uzay kaynaklı hava olaylarını, Güneş rüzgarını anlamak, Dünya’daki hayatlarımız için çok önemli” diyor.
NASA’dan bilim insanları uzay aracının Dünya ile iletişiminin kesildiği günleri heyecan içinde geçiriyor.
Nicola Fox, Parker’dan ilk sinyalin gelmesi sonrası, Dünya’daki ekibin ona bir kalp emojisi yollayarak, araca iyi olduğunu haber vereceklerini söylüyor.
Bu cüretkar deney ile ilgili gergin olduğunu itiraf eden Fox, sondanın direncine güven duyduğunu söylüyor:
“Onunla ile ilgili endişe duyacağım. Ancak gerçekten onu, bu aşırı koşullara dayanması için tasarladık. O çok, çok güçlü küçük bir uzay aracı.”