35,1332
36,4123
2.938,11
(TBMM) – TBMM Genel Kurulu’nda konuşan MHP İstanbul Milletvekili Feti Yıldız, “Her tarafı delik deşik hale gelmiş İnfaz Yasası da yeni baştan yazılmalıdır. Ülkemizin öncelikle bir darbe ürünü olan Anayasa’dan kurtulması gerekir. Bize yakışan, sivil, katılımcı bir anayasayla demokrasimizin çıtasını daha da yükseltmek zorundayız” dedi.
TBMM Genel Kurulu’nda 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin maddelerinin görüşmeleri devam ediyor. Teklifin 5’inci maddesi üzerine söz alan MHP İstanbul Milletvekili Feti Yıldız şunları söyledi:
“Kamu yatırımları için kaynakların yetersiz olduğu durumlarda devletler uygun şartlarda borçlanır ve alınan borç usulüne uygun ve yerinde kullanıldığı zaman gerçekten önemli bir kaynaktır. Bu kaynağa dünyanın tüm ülkeleri, tüm devletleri aşağı yukarı zaman zaman başvurmaktadır ancak bütçe açıkları borçlanma yolundan ziyade tasarruf ve israfın önüne geçmekle kapatılmalıdır.
Genel Kurul görüşmeleri sırasında borç yükü, gelir dağılımı, vergi politikaları birçok milletvekili tarafından ağır şekilde eleştirildi. Her eleştiri kıymetlidir ancak eleştiri ile hakaret bir arada olmaz. Şu hususu rahatlıkla söyleyebiliriz: Ekonomimizin borç yükü bakımından yapısı sağlamdır; borç stoku milli gelire oranı bakımından değerlendirilirse ki böyle değerlendirmek gerekir, onun dışında yapılan hesaplamalar bizleri doğru sonuçlara götürmez. Devlet borçlarının kamu maliyesi ve genel ekonomi için çok önemli bir sorun haline gelmeden çözülebilmesi yürütmenin önemli bir başarısıdır.
Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü korumak, Türk milletinin maddi ve manevi gelişmesinin önündeki engelleri kaldırmak, hürriyet, adalet, hakkaniyet, fırsat eşitliğini esas alan toplumsal barışı ve huzuru hakim kılmak, temel hak ve hürriyetleri, kardeşlik hukukunu, dayanışma kültürünü geliştirmek ve terörü sona erdirmek etrafımızın ateşten çember olduğu bugünlerde öncelikle mavi, gök ve siber vatanımızı, hak ve menfaatlerimizi tüm tehditlere karşı korumak, devletimizi güçlü tutmak her birimizin görevidir.
‘BAAS rejiminin yerle bir olması bölgemiz için önemli sonuçlar doğurmakta ve doğuracaktır’
61 yıl süren Baas rejimi ve 54 yıl devam eden Esad iktidarı sona erdi. Rejim karşıtı olduğu için cezaevinde tutulan on binlerce kişi serbest bırakıldı. Uzun süredir acı çeken bir ülkenin 54 yıllık bir aile yönetiminden kurtulması, BAAS rejiminin yerle bir olması bölgemiz için önemli sonuçlar doğurmakta ve doğuracaktır. Bu tarihi olay endüstriyel düzeyde uyuşturucu üretimi yapan diktatör Esad’ı destekleyenlerin hanesine de bir yenilgi olarak kaydedilmiştir. Muhalefetin Orta Doğu’daki yeni gerçekliği kavraması ve özellikle İsrail’e bel bağlamaması samimi dileğimizdir.
‘Yeni tip casusluk faaliyetlerine karşı yasal düzenleme gecikmeden yapılmalıdır’
Emperyalizm bugünkü konforunu sömürgelerden yağmaladığı ekonomik değerlere ve alın terine borçludur. Yaşadığımız dönemde yeni sömürgeler yaratmak, ülke sınırlarını değiştirmek, haritaları yeniden çizmek gayretindedir. Bugün ulaştığı konforun devamı için siyasi ve ekonomik alanda insanların görüş, duygu ve davranışlarını etkilemek amacıyla yeni tip casuslar kullanmaktadır. Bu faaliyetlere karşı yasal düzenleme gecikmeden yapılmalıdır.
‘Birçok yargı reformu yapıldı ancak yine de uygulamada bazı yanlışlıklar da yapılmıyor değil’
Tutuklama, yargılama sürecinin sıhhati ve maddi gerçeğin her türlü şüpheden uzak şekilde ortaya çıkması için sanığın hürriyetinin tedbir olarak kısıtlanmasıdır. Her şeyden önce şunun altını bir hukukçu olarak çizmek zorundayım, tutuklama geçici bir araçtır ve orantılı olmak zorundadır. Özgürlük ve güvenlik hakkı ve mevzuat temelinde birçok yargı reformu yapıldı, bireysel güvenliğe saygı gösteren bir mevzuat da oluşturuldu ancak yine de uygulamada bazı yanlışlıklar da yapılmıyor değil, bunu da tespit etmek zorundayız.
İnfazın temel amaçlarından biri de cezaevinde tutulan hükümlülerin bu süreçte ıslah edilmeleri ve topluma kazandırılmalıdır. Aralık ayı itibarıyla 322 bin hükümlü, 56 bin 512 tutuklu olmak üzere toplam 378 bin 657 kişi cezaevinde bulunmaktadır. Hükümlünün insan onuruna uygun şartlarda barındırılması, hükümlü için bir hak olduğu kadar devlet için de bir görevdir, yükümlülüktür. Hapis cezasının infazında, mahpusların iyileştirilmesinde emniyet, güvenlik, disiplin elbette önemlidir, hasta tutuklu ve hükümlülerin kaldıkları bu cezaevinin revirleri de hastane şartlarını taşımalıdır. Hasta mahkumlar mümkünse evlerine yakın yerlerde tutulmalıdır.
‘Adaleti sağlamak bir söylem değil, bir eylem meselesidir’
Bizim inancımıza göre yaratılmışların en şereflisi insandır. Tek başına hayatını idame ettirmekten aciz halde bulunan yaşlı ve hasta hükümlüler, örgütlerin tertip ve tuzakları da gözden kaçırılmadan Adli Tıp raporları doğrultusunda infaz ertelemesi yapılmalıdır. Türk milliyetçileri için devlet koruyucu egemenliktir. Dünyanın her yerinde devletin cezalandırma hakkıyla sanığın hakları çatışır. Hukuk devletinde bu çatışmanın sınırları kanunlar, anayasa ve insan hakları sözleşmesiyle çizilir. Adaleti sağlamak bir söylem değil, bir eylem meselesidir. 31 Temmuz 2023 Covid Yasası diye bilinen yasanın 13’üncü maddesindeki ‘hükümlü’ ibaresi birçok haksızlığa sebep olmaktadır. Aynı suçtan yargılanan birinin cezası kesinleştiği için uygulamadan, çıkarılan yasadan faydalanmış, diğerininki yargı yolunda olduğu için maalesef istinaf ya da Yargıtay’dan faydalanamamıştır. Bu adaletsizlik de kesinlikle ortadan kaldırılmalıdır.
‘Ülkemizin öncelikle bir darbe ürünü olan Anayasa’dan kurtulması gerekir’
Yine, daha önceki konuşmamda tekerrür hükümleriyle ilgili düzensizliği anlatmıştım. Her tarafı delik deşik hale gelmiş İnfaz Yasası da yeni baştan yazılmalıdır. Ülkemizin öncelikle bir darbe ürünü olan Anayasa’dan kurtulması gerekir. Bize yakışan, sivil, katılımcı bir anayasayla demokrasimizin çıtasını daha da yükseltmek zorundayız. Ülkemizin bölgede üstlendiği rol herkes tarafından kabul edilmektedir. Mazlum milletlerin koruyucusu Türkiye’dir.”