34,3459
36,3437
2.851,78
Mansur Yavaş kendisini dev aynasında görüyor; haklı da.
2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Millet İttifakı’nın adayı Kılıçdaroğlu değil de Yavaş olsaydı, sonuç çok farklı olabilir, daha fazla oy alabilirdi. 2024 yerel seçiminde de Mansur Yavaş Ankara’da büyük başarı elde etti. Şu anda CHP’nin vitrininde Cumhurbaşkanlığı adaylığı için İmamoğlu ile birlikte Mansur Yavaş var.
Hatta kendi ifadesine göre yapılan 50 ankette birinci çıkıyor.
Aynadaki görüntü gerçek değildir; dev aynasındaki görüntü gerçeğe yakın bile değildir. Arkasında CHP olmasa, Mansur Yavaş bu tanınmışlığa ulaşamaz, bu başarıları elde edemezdi. Arkasında CHP olmadan yürüyebileceği bir yol, varabileceği bir hedef de yok.
Mansur Yavaş, 1999-2009 yılları arasında iki dönem Ankara’nın Beypazarı ilçesinin belediye başkanlığını yaptı. MHP’liydi; 2009 seçimlerinde de MHP’nin Büyükşehir adayı oldu, yüzde 27 gibi önemli bir oy oranına ulaştı. 2014 seçimlerinde, Kemal Kılıçdaroğlu’nun “sağcı aday” arayışları çerçevesinde bu kez CHP’den aday oldu; yüzde 44 oy oranına ulaştı ve seçimi az bir farkla kaybetti. 2019’da, AK Parti’nin yanlış aday tercihi Mansur Yavaş’a başkanlık yolunu açtı. 2024 yerel seçimlerinde yüzde 60 gibi yüksek bir oranla tekrar Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi.
Ankara’da Mansur Yavaş’ın bir tanınmışlığı var ama hem 2019 hem de 2024 seçimlerine onu zafere taşıyan sadece kendi ismi değildi. CHP seçmeni, örneğin İzmir’de, Beşiktaş’ta, Kadıköy’de, Şişli’de, Çankaya’da yaptığı gibi, Ankara’da da adaya bakmaksızın oy vermişti. Solcuların, Alevilerin, DEM Partili Kürtlerin, MHP kökenli Yavaş’a oy vermeyeceği tereddütleri vardı ama hepsi de blok halinde desteklemişlerdi.
Ne var ki CHP Mansur Yavaş’ı içine almadı, kabullenmedi, çeperde tutmayı tercih etti. Mansur Yavaş, örneğin, DEM Parti ile ittifaka sessiz kalmasına rağmen, “kent uzlaşısını” benimsemesine rağmen, örneğin Esenyurt protestolarına katılmasa da kayyımı eleştirmesine rağmen, örneğin Keçiören’de cemevi açmasına rağmen hep “misafir” muamelesi gördü. Kılıçdaroğlu’nun uzaklaştırılması, Mansur Yavaş’ı CHP’nin kıyısında yapayalnız, kimsesiz bıraktı.
Son haftalarda ardı ardına patlayan Mansur Yavaş merkezli konser skandallarının kaynağı iktidar değil, Özgür Özel’in iddia ettiği gibi MİT hiç değil. Tıpkı İSKİ skandalında olduğu gibi, kirli çamaşırlar bizzat CHP içinden deşifre ediliyor. Zaten Mansur Yavaş da “sağlı-sollu” ifadesiyle, saldırının içerden geldiğini ima ediyor.
Mansur Yavaş’ın bir yol ayrımında olduğu çok açık. Ya CHP’de kalacak, kendisini dev olarak gördüğü aynanın CHP aynası olduğunu kabullenecek, CHP’nin içinde ama derin CHP’den çok uzakta, kenarda, çeperde durduğunu idrak edecek, ya da ayrılacak ve yeni bir yola girecek. İşin kötüsü, Mansur Yavaş’ın, arkasında CHP olmadan gireceği her yol da çıkmaz sokak olacak.
CHP kazan gibi fokurduyor. Kılıçdaroğlu CHP’yi ilmek ilmek yeniden dokumuştu; en ırkçı Türkçü partiyle en ırkçı Kürtçü partiyi, en dindar geçinen partilerle “Suriyelileri kovacağım” söylemini aynı şemsiye altında toplamayı başarabilmişti. Özgür Özel’in böyle bir çorbayı idare edebilmesi mümkün görünmüyor.
Konser ücreti adı altında Ankaralının 200 milyon lirası buharlaşırken, Mansur Yavaş da buharlaşıyor. CHP kazanı kaynadıkça belli ki daha çok buharlaşma olacak.