35,1922
36,6349
2.960,73
Türkiye’nin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde hayata geçirdiği bağımsız ve proaktif dış politikası ilgiyle takip edilmeye devam ediyor. Amerikan Foreign Policy dergisinde yayınlanan bir analizde, dünyanın farklı kıtalarında bulunan altı bölgesel gücün önümüzdeki dönemde jeopolitik dengeleri değiştirme kabiliyetine sahip olduğu belirtildi. Eurasia Group adlı araştırma kuruluşunun başkanı Cliff Kupchan imzalı analizde, Batı ve Çin etkisi dışında bağımsız dış politika izleyen ülkeleri nitelemek amacıyla kullandığı “Küresel Güney” adı verdiği yapı içinde tarif ettiği içlerinde Türkiye’nin de bulunduğu 6 ülkenin hiç olmadığı kadar güçlü bir konumda olduklarını vurguladı. Bu ülkelerin artan jeopolitik ağırlıklarının nedeni olarak: Daha fazla etkiye sahip olmaları, artan bölgeselleşmeden faydalanmaları ve ABD-Çin geriliminden faydalanmaları, gösterildi.
Analizde, orta büyüklükteki devletlerin, 2. Dünya Savaşı’ndan sonra ilk defa bu kadar fazla etkiye sahip oldukları ve bu ülkelerin iki süper güce (ABD ve Çin) göre daha zayıf görünmelerine rağmen jeopolitik gelişmelerde belirleyici bir kaldıraca sahip oldukları belirtildi. Küresel güneyi oluşturan altı ülkenin ise Türkiye, Brezilya, Hindistan, Endonezya, Suudi Arabistan ve Güney Afrika olduğu belirtildi.
Bu altı ülkenin her iki süper güçle de aynı hizada olmadığı ve yeni güç dinamikleri oluşturma konusunda rahat hareket edebildiklerinin altı çizildi. Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 6 ülkenin G-20 üyesi olduğu ve hem jeopolitik hem de jeoekonomik alanlarda aktif olduğunun vurguladığı analizde, bu ülkelerin jeopolitik trendlerin belirlenmesinde iyi bir barometre olduğu kaydedildi.
Bu altı ülkenin artan öneminde, uzun dönemli, tarihsel gelişmelerin ve küreselleşmenin zayıflamasıyla artan bölgeselleşmenin etkili olduğu belirtildi. Günümüzde, Çin-ABD iki kutuplu düzeninin zayıf olduğu belirtilen analizde, tüm orta büyüklükteki güçlerin hareket serbestisine sahip olduğu ve artan bölgeselleşme eğitimiyle, jeopolitik ve jeoekonomik gelişmelerde belirleyiciliklerinin arttığı kaydedildi.
Tüm bu 6 ülkenin bölgelerinin lider ülkesi olduğu değerlendirilen analizde, hepsinin de bağımsız aktörler olduğunun altı çizildi. Türkiye’nin de dahil olduğu altı ülkenin, Rusya’ya yönelik uygulanan yaptırımlarda Batı’nın kuyruğuna takılmayı reddetmesinin de ortak yönleri olduğuna dikkat çekildi. İki büyük gücün de bu ülkeleri taraflarına çekmek istediği ve bu durumun büyük avantaj oluşturduğu kaydedildi. Yazıda, yakın zamanda yayımlanan bir araştırmaya göre, her altı ülkenin de iki büyük güce karşı dengeli bir ilişki tutturduğu da kaydedildi.