34,5307
36,0213
3.004,44
Medicana International Ankara Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Prof. Dr. Şemsettin Okuyucu, dış kulak yolunun doğumsal yokluğu, kulak kanalında kir, yabancı cisim ya da tümör gibi durumların sesin duyulmasını olumsuz etkilediğini belirterek, kir varsa temizlenmesi, yabancı cismin çıkartılması, tümör cerrahisi ya da implant cihazlarla işitme sorunlarına çözüm bulunabildiğini bildirdi.
Medicana’dan yapılan açıklamaya göre, kişilerin dışarıdan duyduğu sesleri işitme kabiliyetindeki azalış, sesleri güçlükle ve çaba harcayarak algılama, kulak çınlaması, vızıltı sesleri ve kimi ileri durumlarda tamamen kaybolması gibi işitme kayıpları toplumda sık görülen sağlık sorunları arasında yer alıyor. Söz konusu olumsuzluklara karşı giderek gelişen etkili tedavi yöntemleri hastalara umut oluyor. Cerrahi işlemler veya işitme cihazı kullanımıyla hastanın işitme sorunlarına çözüm bulunabiliyor.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Kulak Burun Boğaz Uzmanı Okuyucu, işitme tipleri ve uygulanan tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.
Okuyucu, iletim tipi işitme kayıplarının kulak kanalı, kulak zarı ve işitme kemiklerine ait sorunlarla ortaya çıktığını vurgulayarak, “Dış kulak yolunun doğumsal yokluğu, kulak kanalında kir, yabancı cisim ya da tümör gibi durumların sesin duyulmasını olumsuz etkiliyor. Bu nedenle kulakta kir varsa temizlenmesi, yabancı cismin çıkartılması veya tümör cerrahisi ile işitme artırılabiliyor. Kulak kanalı yokluğu gibi durumlarda kanalın yeniden cerrahi olarak açılması ya da özel kemiğe implant edilen cihazlarla işitmenin artırılması sağlanabiliyor.” dedi.
“Orta kulak iltihapları ilaçlarla başarılı bir şekilde tedavi ediliyor”
Okuyucu, çocukluk çağında en sık görülen iletim kayıplarının orta kulak basınç problemleri, orta kulakta sıvı toplanması veya orta kulak iltihapları nedeniyle ortaya çıktığını belirterek, şunları kaydetti:
“Orta kulak iltihapları ilaçlarla başarılı bir şekilde tedavi ediliyor. Orta kulak sıvı problemleri daha uzun süreli işitme azlığına yol açarken düzenli takip ve yardımcı tedavilerle kendiliğinden iyileşme şansı yüksek durumlardır. Ancak bazı hastalarda uygun takip ve tedavi süreçlerine rağmen sıvı kaybolmayabilir ve sıvının boşaltılması, basıncın dengelenmesi amacıyla kulağa tüp takılması işlemine ihtiyaç doğabilir.”
“Kulak zarının delinmesiyle işitme kaybı oluşuyor”
Okuyucu, kulak zarında görülen sorunlara da değinerek, kulak zarının geçirilen enfeksiyonlara ya da travmalara bağlı olarak delinebildiğini kaydetti.
Kulak zarının delinmesiyle işitme kaybının oluştuğunu ifade eden Okuyucu, “Delinen kulak zarı kendini onarabilir. Kulak zarındaki açıklık kendiliğinden kapanmazsa cerrahi olarak tamir edilerek işitme artırılabilir. Orta kulakta bulunan işitme kemiklerinin doğumsal ya da kazanılmış sorunlarında, kemik zincirinin yeniden oluşturulması için cerrahi müdahaleler başarılı sonuçlar verir. Yine işitme kemiklerinden üzenginin oval pencerede hareketinin azalması sonucu oluşan otoskleroz hastalığında kemiğin çıkartılarak yerine piston yerleştirilmesiyle sorun aşılarak ciddi işitme kazançları sağlanır.” değerlendirmesinde bulundu.
Okuyucu, doğumsal olarak en sık rastlanan sorunların iç kulaktaki duyma için özelleşmiş hücrelerin anatomik ya da fonksiyonel olarak yetmezliğinden kaynaklandığını belirterek, şunları haydetti:
“Doğum sürecinde bebeğin oksijensiz kalması ya da yenidoğan sarılığı gibi durumlar da hafif dereceli işitme kayıplarından tam sağırlığa kadar klinik tablolara neden olabilir. İşitme kaybının derecesi uygulanacak tedavi şeklini belirler. İşitme cihazları bu hastalara oldukça yardımcı olabilir. Ancak çok ileri kayıplı durumlarda biyonik kulak cerrahisiyle hastaların yeniden duyması sağlanabilir. Sonradan görülen işitme kayıpları ise iç kulak iltihapları, travmalar, bazı toksik maddeler ya da ilaçlar, işitme sinirine bası yapan tümörler, anlık veya sürekli yüksek sese maruziyet ile diyabet gibi sistemik hastalıklar ya da yaşlanmaya bağlı gelişebilir.”
Okuyucu, karma tip işitme kaybı yaşayan hastaların da olduğunu belirterek, bu tip kayıpların genellikle kronik orta kulak iltihabı olan hastalarda ve ilerlemiş otoskleroz hastalarında görüldüğünü, hastanın tercihi ve hekimin önerisi dikkate alınarak cerrahi veya işitme cihazı seçeneklerinden biri ya da her iki yöntemin birlikte kullanımı ile iyi sonuçlar alınabileceğini kaydetti.