35,1821
36,7392
2.969,84
İstanbul’da 1 Ocak 2024 sabahında yüz binlerce kişi “Şehitlerimize Rahmet, Filistin’e Destek, İsrail’e Lanet yürüyüşü” kapsamında Galata Köprüsü’ne akın etti.
Hem şehitlerimizin anıldığı hem de terör devleti İsrail’in soykırım saldırılarına maruz kalan Filistin halkı için tüm dünyaya destek çağrıları yapıldı.
Ancak yüz binlerce kişinin katıldığı etkinliğin ardından yürüyüşe gölge düşüren bir olay yaşandı.
İsmail Aydemir isimli vatandaş, elinde tuttuğu kelime-i tevhid bayrağını ‘hilafet bayrağı’ zanneden bir eşkıya tarafından yumruklu saldırıya uğradı.
Toplum nezdinden çok sert tepkiyle karşılanan saldırı siyaset arenasında da yankılandı.
Söz konusu skandala AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik de sert sözlerle tepki gösterdi.
HaberTürk canlı yayınına katılan Çelik, “Gazze mitinginden gelen vatandaşımıza birisi elindeki kelime-i tevhid bayrağını ‘Bu hilafet bayrağıdır’ diye yumruk atıyor. Bu hem cahillik, hem barbarlık. Kelime-i tevhid ile hilafet bayrağının ne ilgisi var?” dedi.
Konuşmasının ilgili kısmının öncesinde, “Niçin Türkiye’de belli bir parti, kesim sürekli olarak Atatürk’ten bahsettiğinde toplumun belli kesimini, belli partileri, siyasi organizasyonları suçlayarak işe başlıyor?” sorusunu yönelten Çelik, “Engizisyon mahkemesi kurarak kimin makbul kimin değil diye bir şeye giriyor? Bu şekilde toplumun zehirlenmesine müsaade etmemeliyiz.” dedi.
Atatürk, bayrak, marş gibi konularda bütünleştirme mesajı vermeliyiz, ayrıştırma mesajı verilmemesi gerektiğini söyleyen Çelik, söz konusu ayrıştırıcı tartışmaların bazen kendiliğinden gündeme geldiğini bazen de seçim dönemi yaklaştığında yoğunlaştığını ifade ederek, Galata Köprüsü’ndeki yürüyüşün ardından İsmail Aydemir isimli vatandaşın evine dönerken uğradığı yumruklu saldırıya dikkat çekti.
“Bu absürt suç duyurusunda bulunan da barolar. Bir vatandaşımızın elindeki bayrak La İlahe İlllalah Muhameden Resullullah yazıyor. Bunun rejim değiştirme talebiyle ne ilgisi var? Başka bir yerdeki görüntüyü ortaya koydular. Dünyada insanlar Gazze için insanlığın vicdanının ortak temelinde bir araya geldi. Gazze ile dayanışma mitinglerini bu şekilde sokmaya çalışanlar İsrail’in politikasındaki zihin yanlışlığın yanında saf tutuyorlar. Buradaki mesele insanlık vicdanı ile bir şey. Filistin devleti ile sonuçlanmazsa kimse insanlıktan bahsedemez, kimsenin dedikleri ciddiye alınmaz. Hıristiyan insanlar sahip çıkıyor, gözlerinden yaş geliyor. ABD Dışişleri Bakanı İsrail’de ‘yahudi olarak geldim’ diyor. Cumhurbaşkanımız ne dedi ‘Ben buraya insan olarak geldim denmeliydi’ diye konuştu. Burada vatandaşımız ne yapmış? Filistin’e destek vermiş, mitinge katılmış. Bunun rejim değiştirme talebi ile ne ilgisi var? Baroların ortaya koyduğu cahillik için bu kadar argüman ortaya koymaya gerek yok.”