34,5007
36,1734
2.963,70
Uzun süredir Doha’da devam eden İsrail – Hamas ateşkes görüşmelerinde, Katar hükümeti arabuluculuk görevini askıya aldı.
Katar, müzakerelerde “istekli olunduğunu” görene dek masaya dönmeyeceğini açıkladı.
Katar Dışişleri Bakanlığı, son müzakere turu öncesi, anlaşmaya varılamaması halinde, arabuluculuk çabalarını durduracaklarını İsrail ve Hamas’a ilettiklerini de ifade etti.
Hamas’ın Doha’daki siyasi ofisinin akibeti de bu süreçte tartışılıyor.
Farklı haber ajansları bu hafta sonu, Katar yönetimi ile Beyaz Saray’ın, Hamas’ın Doha’daki bürosunun kapatılması noktasında hemfikir olduğunu iddia ediyordu.
Bu kararın ardında Hamas’ın “iyi niyetli” müzakere yürütmediği düşüncesinin yattığı da bildirilmişti.
Katar Dışişleri bu haberi yalanladı. Hamas yetkilileri de böyle bir talep olmadığını açıkladı.
Örgütün 2012’den bu yana Doha’da bir ofisi bulunuyor. Haberlere göre söz konusu ofis dönemin ABD başkanı Obama’nın girişimi ile açılmıştı.
Katar, ateşkes görüşmelerinde de önemli rol oynuyordu.
Ancak Hamas – Katar ilişkilerinde bir değişim yaşandığına dair artan kanıtlar var.
Yahya Sinvar’ı Doha’da küçük bir salonda iki saatlik bir yas çadırıyla anabilen Hamas, bir önceki lideri İsmail Haniye için, Katar’ın sağladığı güvenlik altında üç günlük bir yas organizasyonu yapmıştı.
Örgüt anlaşmaya mı zorlanıyor?
Ekim ortasındaki son görüşme turu, Hamas’ın süreli ateşkes önerisini reddetmesiyle anlaşma olmadan tamamlandı.
Örgüt savaşın tamamen sona ermesini ve İsrail birliklerinin Gazze’den tamamen çekilmesini istiyor.
İsrail yönetimi de anlaşmaya yanaşmamakla suçlanıyor.
Eski Savunma Bakanı Yoav Gallant, görevine son vermesi sonrası İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’yu güvenlik yetkililerinin tavsiyesine karşın barış anlaşmasını reddetmekle suçladı.
Hamas’ın Katar’dan çıkarılması çağrısı, Joe Biden yönetiminin görev süresinin bitimi öncesi, örgütü bir barış anlaşmasına zorlama girişimi gibi görünüyor.
Hamas Doha’dan ayrılmaya zorlanırsa, siyasi ofislerini nerede kuracakları da belirsiz.
Örgütün başlıca müttefiklerinden İran seçeneklerden biri. Ancak eski lider İsmail liderliğin bu ülkede güvende olmayacağı anlamına geliyor.
Türkiye daha iyi bir seçenek olabilir.
Bir NATO ülkesi olmasının yanında, nüfusunun çoğunluğunun Sünni olmasıyla da gruba nispeten güvenli bir üs sağlayabilir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz Nisan ayında Hamas’ın o zamanki siyasi lideri
Kendisini doğu ile batı arasında arabulucu olarak konumlandırmaya çalışan Ankara, olası bir taşınmayı büyük ihtimalle memnuniyetle karşılanacaktır.
Usame Hamdan, Tahir el-Nunu gibi Hamas yöneticileri bir aydan uzun süredir İstanbul’da kalıyor.
Örgüt yöneticilerinin, geçmişteki kısa ziyaretlerin aksine uzun süredir Türkiye’de olmaları da bir değişimi işaret ediyor.
Dört aydan kısa bir sürede iki lideri öldürülmesi sonrası yöneticilerinin güvenliği, örgüt için bir endişe konusu oldu.
Avrupa Dış İlişkiler Konseyi’ne göre Hamas, geçici olarak “kolektif liderlik modelini” benimsedi.
BBC’ye konuşan RUSI adlı düşünce kuruluşundan H. A. Hellyer, bölgedeki en büyük Amerikan askeri üssünün bulunduğu Katar’ın Hamas’a sağladığı suikast güvenliğinin başka yerde sağlanamayacağını savunuyor.
ABD’nin İsrail yönetimine olan tepkisi de hatırlatılıyor.
ABD Dışişleri ve Savunma Bakanları, İsrail yönetimine 12 Kasım’a kadar süre vererek, Gazze’ye insani yardımların engellenmesinin “sonuçları” olacağını söylemişti.
Geçtiğimiz hafta sonu BM yetkilileri, Gazze’nin kuzeyindeki durumu “kıyamet” olarak niteledi ve “kıtlık ihtimalinin yüksek olduğunu” aktardı.
Ancak Dr. Hellyer’e göre, ABD’nin müzakere stratejisinin çok ciddi sıkıntıları var:
“Netanyahu’nun belirlenen kırmızı çizgileri, bir yaptırım olmadan aşması, aslında bir dokunulmazlık yarattı. Önümüzdeki 10 hafta içinde bunların hiçbirinin değişeceğini düşünmüyorum”
Netanyahu hükümetini oluşturan sağ partiler de Donald Trump başkanlığı ile cesaretlenecektir.
Trump nasıl bir tutum alacağı henüz netleşmemiş olsa da, İsrail’in istediği gibi hareket etmesine izin vereceği düşünülüyor.
Daha önce bir açıklamasında İsrail’in “başladığı şeyi bitirmesi” gerektiğini savunmuştu.
Beyaz Saray’daki ilk döneminde de ABD büyükelçiliğini Kudüs’e taşımak gibi İsrail yönetiminin memnuniyetini kazanan adımlar atmıştı.
Trump’ın Netanyahu’ya, göreve başlayana kadar savaşın bitmesini istediğini söylediği de bildiriliyordu.
Mevcut ABD yönetiminin, görev süresi itibariyle Netanyahu hükümetini etkileme gücü azaldı.
Bu nedenle Washington, bir tür anlaşma için Hamas’a baskı yapmanın en iyi yol olduğunu düşünüyor olabilir. Bunun işe yarayıp yaşamayacağını Katar’ın tutumu belirleyecek.