34,5335
35,9418
3.001,95
T24 Haber Merkezi
Muğla’nın Menteşe ilçesinde kadın cinayetleri protesto edildi. Kadınlar adına konuşma yapan Havana Çakar, “Toplumda infial uyandıran kimi cinayet ya da cinsel saldırı eylemlerinden sonra iktidardan da muhalefetten de üzüntü belirtmekten, ağır cezalar talep etmekten ibaret cümleler duymaktan bıktık. Yeter artık” dedi.
İstanbul’da Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner’in Semih Çelik tarafından katletmesinin yankıları sürerken ülke genelinde protestolar da devam ediyor. Muğla’da da Menteşe Kadın Platformu’nun çağrısı ile Sınırsızlık Meydanı’nda bir araya gelen kadınlar, cinayetleri protesto etti.
Platform adına basın açıklamasını okuyan Havana Çakar, şunları söyledi:
“Erkek şiddeti, bir yandan yoksulluğun, neoliberal politikaların ‘verimli toprağında’ kök salarken bir yandan da 22 yıllık saltanat rejiminin cezasızlık politikalarıyla, gündelik yaşamı sürekli dinselleştirme hamleleriyle, “kutsal aile” masallarına katık edilen kadın düşmanlığı ile yol alıyor. Yeter artık. Ekonomik, psikolojik, fiziksel, cinsel şiddet döngüsü içinde yaşamaktan usandık. Bir gün daha bu şekilde yaşamaya tahammülümüz yok. Yeter artık. Toplumda infial uyandıran kimi cinayet ya da cinsel saldırı eylemlerinden sonra iktidardan da muhalefetten de üzüntü belirtmekten, ağır cezalar talep etmekten ibaret cümleler duymaktan bıktık. Yeter artık. Siyasetçilerden, kamuoyundan, medyadan yükselen idam ve hadım taleplerinden usandık. Yeter artık.
“Din adamlarının, politikacıların hayatlarımız üzerinde söz sahibi olmadığı bir ülke istiyoruz”
Her gün daha da artan sistematik devlet ve erkek şiddetini, tek tek faillerin bireysel özelliklerine, geçmişlerine bağlayıp kişiselleştiren basmakalıp yorumlardan çok sıkıldık. Havada uçuşan boş laflarınıza artık bir son verin, İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönün. Uluslararası sözleşmelerin, Anayasa’nın, yasaların açıkça zorunlu kıldığı sorumluluklarınızı yerine getirin ve derhal harekete geçin. Kadınların özgürce yaşayabildiği bir ülke istiyoruz. Çok şey mi istiyoruz? hayır. Sabahlarında kadın cinayeti haberleriyle uyanmadığımız, akşamlarında şiddet görmekten korkmadığımız, şiddet failleriyle hesaplaştığımız, din adamlarının, politikacıların hayatlarımız üzerinde söz sahibi olmadığı, kendi bedenimize ve yaşamımıza ilişkin kararları kendimiz verdiğimiz, laik bir ülke istiyoruz” (ANKA)
“Rumca bilmeseler de Yunanistan’a gönderildiler”; Kayıp bir kuşağın hikâyesi ‘Mübadele’ |