34,8501
36,6549
3.042,05
İsrail güçleri, Golan Tepeleri’ndeki askerden arındırılmış tampon bölgeyi ve Suriye topraklarındaki bir dizi diğer noktayı ele geçirdi.
İsrail Başbakanı Binyami Netanyahu, İsrail Ordusuna tampon bölge ve “yakındaki hakim noktaları” ele geçirme emri verdiğini söyledi.
Netanyahu bunun, Beşar Esad rejiminin çökmesinden sonra İsrail’i isyancı güçlerin saldırılarından korumak için atılan geçici bir adım olduğunu belirtti. Bazı Arap ülkeleri ise durumu kınadı.
Golan Tepeleri nerede ve kimin kontrolünde?
Golan Tepeleri, Suriye’nin güneybatısında, kuzeydoğu İsrail’e uzanan kayalık bir plato. İsrail’in askeri işgali altında.
1967’deki Altı Gün Savaşı’nda, İsrail Golan Tepeleri’nden İsrail’e saldırmış, İsrail karşılık verip, bölgenin 1200 kilometrekaresini ele geçirmişti.
Suriye 1973’teki Yom Kippur Savaşı’nda Golan Tepelerini geri almaya çalışsa da, başaramadı.
İki ülke 1974’te her iki tarafın 80 kilometre uzunluğundaki bir tampon bölgenin dışında kalmasını öngören bir ateşkes anlaşması yaptı. O günden bu yana bölgede tarafların anlaşmaya uyup uymadığını gözlemleyen bir BM gücü bulunuyor.
İsrail’in bölgedeki egemenliği uluslararası alanda tanınmıyor. Ancak 2019’da dönemin ABD Başkanı Donald Trump, on yıllarca süren ABD politikasından vazgeçmiş ve işgali tanımıştı.
Suriye, İsrail Golan Tepeleri’nin tümünden çekilmedikçe, İsrail ile herhangi bir barış anlaşması yapmayacağını söyledi.
Geçen ay Suriye ve BM, İsrail’in tampon bölgede siperler inşa ettiğinden ve bazı noktalarda tampon bölgeyi aştığından şikayet etmişti.
Golan Tepeleri neden önemli?
Suriye, 1948-1967 arasında Golan Tepelerini elinde tuttuğunda buradan tüm kuzey İsrail’i düzenli olarak top ateşine tutmuştu.
İsrail içinse, 60 kilometre kuzeydeki Suriye’nin başkenti Şam ve Suriye’nin güneyinin büyük kısmı Golan Tepeleri’nden açıkça görülebiliyor. Bölgeyi kontol etmek Suriye’nin askeri hareketlerini izlemek için mükemmel bir hakim gözlem noktası sunuyor.
Tepelerin üzerindeki yamaç da, Suriye’den gelebilecek saldırılara (1973 Savaşı’nda olduğu gibi) İsrail’e doğal bir tampon sağlıyor.
Golan Tepeleri, genelde kurak olan bölgede önemli bir su kaynağı aynı zamanda.
Tepelerden gelen yağmur suları Ürdün Nehrini besliyor ve etrafındaki toprakları üzüm bağları ve meyve bahçelerine uygun hale getiriyor, ayrıca hayvanlara otlak sunuyor.
Suriye ve İsrail arasındaki muhtemel bir barış anlaşmasının önündeki en büyük engellerden biri, Suriye’nin İsrail’in 1967 Savaşı öncesindeki sınırlara çekilmesi talebiiydi.
Bu şekilde Suriye, İsrail’in Kinneret Gölü, Arapların da Taberiye Gölü adını verdiği suyun doğu kıyısının kontrolünü elinde tutabilecekti. Böylece İsrail önemli tatlı su kaynaklarının birinden olacaktı. İsrail bu nedenle sınırın daha doğudan çizilmesi gerektiğini söyledi.
İsrail’deki kamuoyu bölgenin geri vermek için stratejik açıdan fazla önemli olduğunu düşündüğünden genelde Golen Tepeleri’nin elde tutulmasından yana.
Golan Tepeleri’nde kimler yaşıyor?
Golan Tepeleri’nin Suriyeli Arap sakinlerinin çoğu, 1967 Savaşı sırasında bölgeden kaçtı.
Golan bölgesinde şu anda 30’dan fazla Yahudi yerleşimi var ve buralarda tahminen 20 bin kişi yaşıyor. İsrail 1967 savaşı biter bitmez burada yerleşim inşasına başladı.
Yerleşimler uluslararası hukuka aykırı ama İsrail buna karşı çıkıyo.
Yerleşimcilerin yanı başında çoğu Golan’ı İsrail ele geçirdiğinde kaçmayan 20 bin Suriyeli Dürzi yaşıyor.
Suriye buranın daima kendisine ait olduğunu ve geri alınacağını söylüyor. İsrail ise Golan’ın savunması açısından hayati önemde olduğunu ve hep elinde tutacağını belirtiyor.
İsrail son günlerde Golan Tepeleri’nde yaptı?
İsrail Ordusu birlikleri, Suriye Ordusu muhaliflerin ilerlemesi üzerine bölgedeki mevzilerini terk edince askerden arındırılmış tampon bölgenin denetimini ele geçirdi.
İsrailli komutanlar daha sonra, birliklerinin Golan Tepeleri’ndeki askerden arındırılmış tampon bölgenin de ötesinde faaliyet gösterdiğini kabul etti.
Netanyahu askerlerin uygun bir düzenleme yapılana kadar “geçici savunma mevzileri” kurduğunu belirtti.
İsrail Başbakanı “Suriye’de ortaya çıkan yeni güçlerle barış içinde komşuluk ilişkileri kurarsak, ki biz bunu istiyoruz. Ancak kuramazsak İsrail devletini ve sınırını korumak için elimizden geleni yapacağız” edi.
Suriye’den gelen haberlerde, İsraillilerin başkent Şam’ın 25 kilometre yakınına kadar geldiği belirtildi, ancak İsrail askeri kaynakları bu kadar ilerlendiğini reddetti.
İsrail’in hamlesi bazı Arap ülkelerince kınandı. Mısır Dışişleri Bakanlığı durumu “Suriye topraklarının işgali ve 1974 ateşkes anlaşmasının açık ihlali” diye tanımladı.
Netanyahu ise, isyancı güçlerin Suriye’de yönetimi ele geçirmesiyle 1974 anlaşmasının “çöktüğünü, bu nedenle de İsrail’in sınırlarını güvenlik altına almak için harekete geçildiğini belirtti.
Londra’daki SOAS Üniversitesi’nden Prof. Gilbert Achcar “İsrail Suriye tarafından 7 Ekim Hamas saldırısı gibi bir saldırıyı önlemek istediğini söylüyor. Bu ilerleme ve diğer güçlerin işgal altındaki bölgenin sınırına yaklaşmasını önleme fırsatı oldu.” diyor.
Birçok uzman, İsrail’in hamlesinin meşruiyetinden şüpheli.
Londra merkezli uluslararası ilişkiler düşünce kuruluşu Chatham House’dan Prof. Yossi Mekelbirg “Suriye anlaşmaya uymayacağını söylemedi. Bu, İsrail’in güvenliğini sağlamak için attığı önleyici bir adım. Ancak askeri hamle içi meşruiyet yok” diyor.
Mekelberg ayrıca, İsrail’in Suriye topraklarına girmesinin gelecekteki Suriye yönetimiyle ilişkileri zehirleyeceğini söylüyor.
“İsrail en kötü durum senaryosuyla başa çıkmak üzere faaliyet gösteriyor ama bu ters tepebilir. Yeni rejimle dost olmanın yolu bu değil.”