35,3569
36,4659
3.000,38
Türk Harb İş Eskişehir Şubesi, TÜİK’in açıkladığı 2024 Aralık enflasyon verilerine tepki göstermek amacıyla sendika önünde bir basın açıklaması düzenledi. Açıklamada, Türk Harb İş Eskişehir Şube Başkanı Hasan Atak, emekçilerin yaşam standartlarının her geçen yıl daha da zorlaştığını ve alım güçlerinin hızla eridiğini vurguladı. Atak, özellikle savunma sanayinde çalışan işçilere yönelik maaş iyileştirmelerinin yetersiz olduğunu belirterek, “Savunma sanayinde çalışan işçilere yapılacak zam oranı en az yüzde 67 değil, yüzde 107 olmalı” dedi.
Atak, TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarının, işçi ve emekçilerin yaşadığı ekonomik zorlukları yansıtmadığını savundu. Bunun yanı sıra, Türk Harb İş olarak birçok eylem gerçekleştirdiklerini, hatta Ankara’ya yürüdüklerini ancak bu mücadelelerin dizi kadar gündeme gelemediğini ifade etti.
“Emekçilerin dayanacak gücü kalmadı. Her yıl alım gücümüz daha da düşüyor. Zor bir dönemden geçiyoruz, fakat yetkililer bu durumu göz ardı ediyor,” diyen Atak, sendikalara üretimden gelen güçlerini kullanarak daha etkili bir mücadele başlatma çağrısında bulundu.
“Uzun zamandır sesimizi duyurmaya çalışıyoruz”
Hasan Atak açıklamasında şöyle dedi:
“Biz Türk Harb İş Sendikası olarak savunma sanayi iş kolunda örgütlü olan bir sendikayız. Üyelerimizle birlikte çok uzun zamandır sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Hem Eskişehir kamuoyuna hem de Türkiye kamuoyuna sesimizi duyururken son yıllarda ülkemizde yaşanan ekonomik krizin maalesef bizlere yaşatmış olduğu büyük sorunları, büyük geriye düşüşü anlattığımız kadar aynı zamanda milli savunmada ülkemizin geleceği için, ülkemizin bekası için milli savunmanın güçlendirilmesi gerektiğini, milli savunmanın üst düzeyde dikkate alınması gerektiğini ancak özellikle Eskişehir’de Türkiye’nin hava kuvvetlerinin her türlü savaşla ilgili olan uçaklarının bakım onarımını yapan personelin uzun zamandır maalesef ihmal edildiğini gerek özlük haklarıyla gerek iş yerlerimizde yaşanan sorunlarla geri plana bırakıldığını anlatmaya çalıştık.
TÜİK RAKAMLARINA İNANMIYORUZ
Biz üyelerimizle birlikte bundan önce uzun zamandır yapılmayan eylemleri hayata geçirmeye çalıştık. Ankara’ya yürüdük, yemekhanelerimizde sesimizi çıkarmaya çalıştık. Eskişehir’de defalarca üyelerimizle birlikte alana indik. Ancak bugünlerde gündem olan bir Gassal dizisi kadar gündem olamadık. Bizler için üzücü, dramatiktir bu. Bugün de açıklanan enflasyon oranlarıyla birlikte adeta bizlerle bir kez daha alay edildiğini gördük. Artık TÜİK’in rakamlarına inanmadığımız gibi TÜİK rakamlarının bizim alım gücümüze darbe üzerine darbe indirdiğini bir kez daha buradan söylemek için sizlerle buluştuk.
SON 30 YILIN EN DİBE VURMUŞ GÜNLERİNDEYİZ
Asgari ücretle bugün insanlar 22 bin liraya geçinmeye çalışıyorlar. Milli savunma sanayi işçileri de bunun bir tık üzerinde ücretlere mahkum edilmiş vaziyette. Açlık sınırının 21, yoksulluk sınırının 69 bin lira olduğu bir ülkede bu rakamlarla geçinmek mümkün değildir. TÜİK rakamlarıyla memura da emekçiye de işçiye de milli savunma işçisine de bu rakamların reva görülmesi asla kabul edilir bir durum değildir. Bu durumu kabul etmiyoruz, etmeyeceğiz. Sonuna kadar da mücadele etmeye devam edeceğiz. Önümüzdeki günlerde toplu iş görüşmelerimiz başlayacak. Biz TÜİK verilerini bir yerden anlatırken toplu iş görüşmelerinde de son 30 yılın dibe vurmuş günlerini yaşıyoruz. Defalarca Harb İş’e, Türk İş’e taleplerimizi iletmiş olmamıza rağmen bu taleplerimiz son 2 yıldır hayata geçmediği gibi bir adım dahi ilerlemedi. 30 yıldır dibe vuruyorsunuz. Biz artık sesimizi duyuramıyoruz. Sesimizi duyurmak istiyoruz. Burada yetkililerin bu ülkenin geleceği için bir çözüm bulmasını talep ediyoruz.
YÜZDE 107 ZAM İSTİYORUZ
Bizler toplu iş görüşmesinde öyle 15’lerle, 20’lerle bu ülkenin geçim standartlarının çıkartılamayacağını görüyoruz. Bizim geçmiş dönemlerde kümülatif olarak kaybımız olan yüzde 67’nin milli savunmada çalışan işçilere verilmesi gerekmektedir. 2025 yılı için bu iyileştirmenin üzerinde yüzde 107’nin altında yapılmaması gerekmektedir. Biz çünkü kendi rakiplerimizle ancak bu şekilde rekabet edebiliriz. Biz gelir vergisinde yüzde 10 sabitlenmenin gerçekleşmesin talep ediyoruz. Aynı zamanda kira yardımı, çocuk yardımı, ölüm yardımı, evlenme yardımı bütün sosyal haklarımıza yüzde 107’nin altıda zam ve yüzde 67 kümülatif iyileştirmenin altında bir iyileştirmenin yapılmaması gerektiğini buradan bir kez daha söylüyoruz.
Türkiye sendikacılık hareketine de seslenmek istiyoruz; mutlaka herkes özeleştirisini yaparak bu dibe vurmuşun bir çıkışını yakalamalıdır. Türkiye’deki sendikalar sadece yapmış olmak için alanda olmamalıdır ya da masada konuşmamalıdır. Bir an önce talepleri dile getirmeli. Şayet yerine getirilmiyorsa üretimden gelen gücümüz kullanılmalıdır. Artık kimsenin dayanacak gücü kalmamıştır.”