34,5622
36,2129
2.988,22
T24 Haber Merkezi
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda; 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin sunumunu yaparken, IMF’nin bugün açıkladığı “Global Ekonomik Görünüm Raporu”nda “önemli bir revizyon beklemediklerini” belirtti. IMF’nin bugün açıkladığı raporda ise Türkiye için 2024 yılı büyüme beklentisi 3,6’dan yüzde 3’e, 2025 yılı büyüme beklentisi de yüzde 3,2’den yüzde 2,7’ye düşürüldü.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu, AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş’un başkanlığında toplandı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin sunumunu yapıyor. Komisyon toplantısına Strateji ve Bütçe Başkanı İbrahim Şenel, Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı İlhan Hatipoğlu, Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Osman Cevdet Akçay ve bürokratlar da katıldı.
Yılmaz, dünyanın farklı bölgelerinde güven ve istikrarı tehdit eden pek çok gelişme yaşandığını belirterek, “Bu tarihi dönemde arka arkaya gerçekleşen hadiseler, insanlığın, toplumların ve ekonomilerin köklü bir dönüşüm noktasına geldiğine işaret etmektedir. Artan belirsizlik ve risklerin hâkim olduğu mevcut konjonktür, geleceğe ilişkin tahminleri de oldukça güçleştirmektedir. Dünya ve bölge ekonomisinde yaşanan bu zorlu süreç, 2025 yılı bütçemizin hazırlıklarında hassasiyetle dikkate alınmış, bütçemiz, küresel riskleri ülkemiz için en aza indirecek şekilde oluşturulmuştur” dedi.
Yılmaz’ın sunumundan öne çıkan konular şöyle:
“2022 yılında, küresel ekonomide salgın sonrası uygulanan olağanüstü teşvik politikalarının geri çekilmesiyle büyüme yavaşlamıştır. Bu yıl aynı zamanda Rusya-Ukrayna Savaşı başta olmak üzere jeopolitik riskler ve emtia fiyatları tarihi zirvelerine tırmanmıştır. Bu süreçte oluşan enflasyonist dalga başta gelişmiş ekonomiler olmak üzere dünya geneline yayılan bir finansal sıkılaşmayı beraberinde getirmiş, iktisadi faaliyette yavaşlama beklentilerini de artırmıştır. Bu tarihten itibaren sıkı para politikalarının ekonomik büyüme ve risk iştahı üzerindeki baskısı belirginleşirken, jeopolitik gerilimler gündemdeki ağırlığını korumuştur. Diğer taraftan, Çin ekonomisindeki zayıf görünüm emtia talebi üzerinde aşağı yönlü baskı oluşturmuştur. Başta petrol olmak üzere küresel emtia fiyatlarında gerilemeye yol açmıştır. Bununla birlikte, ABD ekonomisinin beklenenden daha iyi performans sergilemesi, tedarik sorunlarının azalmasıyla toparlanan imalat sanayii ve turizm başta olmak üzere canlanan hizmet sektörleri ise 2023 yılında küresel iktisadi faaliyeti desteklemiştir. 2024 yılına gelindiğinde, dünya ekonomisinde istenilen seviyelere düşmeyen enflasyon oranları ve buna bağlı sıkı para politikalarının gevşeme seyri, süregelen Rusya-Ukrayna Savaşı ve Orta Doğu’daki İsrail saldırılarıyla artan jeopolitik gerilimler, belirsizlikleri beslerken küresel iktisadi faaliyet salgın öncesi ortalamalarının altında ancak belirli bir istikrarda seyrini sürdürmektedir.
“IMF’nin Dünya Ekonomik Görünüm Raporu’nda tahminler güncellenecek olup, önemli bir revizyon beklenmemektedir”
Küresel ekonomiye yönelik mevcut riskler ve belirsizlikler sürerken ekonomik büyüme istenilen seviyelerin altında ancak istikrarlı bir görünüm beklentisini korumaktadır. Nitekim Uluslararası Para Fonu’nun ‘2024 Yılı Temmuz Ayı Dünya Ekonomik Görünüm Raporu’na göre, dünya ekonomisinin 2023 yılında yüzde 3,3 büyüme kaydetmesinin ardından, 2024 yılında yüzde 3,2 ve 2025 yılında yüzde 3,3 ile ılımlı büyümeye devam etmesi öngörülmektedir. Uluslararası Para Fonu tarafından bugün ilerleyen saatlerde ilan edilecek Ekim 2024 Dünya Ekonomik Görünüm Raporu’nda tahminler güncellenecek olup, önemli bir revizyon beklenmemektedir. Rapora göre, 2023 yılında yüzde 1,7 oranında büyüyen gelişmiş ülkeler grubunun, yatay bir seyirle 2024 yılında yüzde 1,7 oranında, 2025 yılında ise hafif ivmelenerek yüzde 1,8 oranında büyümesi beklenmektedir. 2024 yılında ABD’nin yüzde 2,6, Avro Bölgesi’nin yüzde 0,9 oranında büyümesi öngörülmekte iken 2025 yılında bu ekonomilerin sırasıyla yüzde 1,9 ve yüzde 1,5 oranında büyüyecekleri tahmin edilmektedir.
“Uluslararası tahminler küresel büyümenin yatay bir seyir izleyeceğine işaret ediyor”
Başlıca ticaret ortaklarımızdan olan Almanya’nın büyüme tahminleri 2024’te yüzde 0,2 iken 2025 yılında öngörülen toparlanma ile yüzde 1,3 olarak tahmin edilmektedir. Bugün açıklanacak IMF Raporu’nda, Almanya’ya yönelik tahminlerin aşağı yönlü revize edilmesi muhtemeldir. Fransa’nın 2024 ve 2025 yılı büyüme tahminleri ise sırasıyla yüzde 0,9 ve yüzde 1,3’tür. İngiltere’nin ekonomik büyümesi 2024 yılında yüzde 0,7 ve 2025 yılında yüzde 1,5 olarak tahmin edilmektedir. 2023 yılında yüzde 4,4 oranında büyüyen yükselen piyasa ve gelişmekte olan ekonomilerin ise 2024 ve 2025 yıllarında yüzde 4,3 oranında büyümeleri beklenmektedir. Bu kapsamda, Çin’in büyüme tahminleri 2024’te yüzde 5,0, 2025’te ise yüzde 4,5 olmuştur. Görüldüğü üzere, uluslararası tahminler genel olarak küresel büyümenin yatay bir seyir izleyeceğine ve dünya ekonomisinde ılımlı bir büyüme yaşanacağına işaret etmektedir.
Ancak, söz konusu tahminlerde küresel iktisadi faaliyetin faiz indirim döngüsüne ve artan jeopolitik risklere nasıl cevap vereceği belirsizliğini korumaktadır. Sıkılaşan finansal koşullar ve jeopolitik gerilimlerle birlikte küresel mal ve hizmet ticareti hacminde 2023 yılında yüzde 0,8 ile oldukça düşük bir büyüme gerçekleşmiştir. 2024 ve 2025 yıllarında ticaret hacmindeki artışın iyileşen tüketici güveni ve canlanan taleple tekrar toparlanarak sırasıyla yüzde 3,1 ve yüzde 3,4 oranlarında gerçekleşeceği tahmin edilmektedir. Bununla birlikte, küresel ticarette görece iyimser beklentilere rağmen aşağı yönlü riskler de varlığını sürdürmektedir.
“Enflasyondaki söz konusu katılık, faiz indirim döngüsünün gecikmesine neden oluyor”
Küresel enflasyon, salgın sonrasında ivme kazanmış ve 2000’li yılların ortalamasının yaklaşık iki katına çıkmıştır. Enflasyonla mücadele politikaları, manşet enflasyon oranlarında baz etkisi ve emtia fiyatlarındaki ılımlı görünümle 2023 yılından itibaren düşüş eğilimi görülse de 2024 ve 2025 yıllarında küresel enflasyonun, başta hizmet fiyatlarındaki katılık nedeniyle beklenen seviyelerin üzerinde seyredeceği tahmin edilmektedir. Enflasyondaki söz konusu katılık, faiz indirim döngüsünün gecikmesine ve iktisadi faaliyetin beklenenden daha uzun süre baskılanmasına neden olmaktadır. Bununla birlikte, emtia fiyatlarının jeopolitik gerilimler ile iklim koşullarının etkisiyle daha oynak bir hal alması küresel enflasyondaki yukarı yönlü riskleri canlı tutmaktadır.
“Dünya ekonomisi salgın sonrası halen istenilen düzeyde toparlanamadı”
Dünya ekonomisi 2000’li yıllarda ortalama yüzde 3,6 oranında büyürken salgın öncesi ve sonrası büyüme ortalamaları arasında farklılaşmalar mevcuttur. Öyle ki 2000-2019 yılları arasında ortalama yüzde 3,8 oranında büyüyen dünya ekonomisi, salgın sonrasında ise ancak ortalama yüzde 2,6 oranında büyüyebilmiştir. İktisadi faaliyetteki bu görünüm küresel ticareti de etkilemiştir. Salgın öncesi 2000’li yıllarda ortalama yüzde 4,8 oranında artan dünya mal ve hizmet ticaret hacmi, 2020-2023 döneminde ortalama olarak yalnızca yüzde 2 oranında artabilmiştir. Önümüzdeki dönemde yüzde 3’ün üzerinde büyüme oranıyla istikrarlı seyrini koruması beklense de dünya ekonomisi salgın sonrası halen istenilen düzeyde toparlanamamıştır.”
Öte yandan, IMF’nin bugün açıkladığı “Global Ekonomik Görünüm Raporu”nda Türkiye için 2024 yılı büyüme beklentisi 3,6’dan yüzde 3’e, 2025 yılı büyüme beklentisi de yüzde 3,2’den yüzde 2,7’ye düşürüldü.