34,9623
36,8056
2.980,84
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Büyükdere Atatürk Fidanlığı açılış töreninde; “Tam 250 bin metrekarelik bir büyük yeşil alanı yeniden tüm İstanbulluların faydasına ve hizmetine sunarak buranın israfçı, rantçı bir anlayışla talan edilmesi ihtimalini tamamen ortadan kaldırdık” dedi.
İBB, Cumhuriyet’in kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün mirası olan atıl durumdaki Büyükdere Atatürk Fidanlığı’nı kente kazandırdı. Sarıyer’deki fidanlık, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ile parti toplantısı için İstanbul’da bulunan CHP’li il başkanlarının da katıldığı törenle bugün açıldı.
Burada konuşan İmamoğlu, bu açılışla sosyal demokrat belediyeciliğin mesajını verdiklerini söyledi. Fidanlığın tarihi süreci ve önemi hakkında da bilgi veren İmamoğlu, şunları söyledi:
“Tam anlamıyla Atatürk projesi”
Büyükdere Fidanlığı, kelimenin tam anlamıyla bir Atatürk ve Cumhuriyet projesidir. İçinde eğitimi, üretimi, kalkınmayı, halkçılığı barındırır. İçinde gerçek yurt sevgisini barındırır. Evrensel düzeyde bir insan ve doğa sevgisini barındırır. Millet, vatan sevgisini barındırır. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında bu fidanlığı yeniden İstanbullulara ve ülkemize kazandırmanın onurunu, mutluluğunu ve gururunu yaşıyoruz. Tabi hep beraber bu şehirde yaşayan hepimiz, kendimize sormamız gereken sorular var. Cumhuriyetimizin değerlerine, kazanımlarına niçin tam bir süreklilik içinde sahip çıkamıyoruz? Büyüklere Fidanlığı ve Bahçıvanlık Okulu gibi tarihsel değerleri tahrip eden, yok sayan o zihniyete niçin izin veriyoruz? Her yüz yılda bir Cumhuriyet’in kurumlarını yeni baştan mı açmak, geliştirmek ve geleceğe taşımak zorundayız? Bunlar cesaretle ve samimiyetle hep birlikte yüzleşmek zorunda olduğumuz sorulardır. Bu Cumhuriyet’e ve büyük önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e sevgiyle, saygıyla bağlı herkes görev ve sorumluluklarını bilmek ve ona göre davranmak mecburiyetindedir.
Cumhuriyet’in değerlerini, kazanımlarını koruyup geliştirmek, bu ülkeyi daha ileriye taşımak lafla değil; iş ve icraatla mümkündür. Polemik ve kutuplaştırma siyasetiyle asla değil; ortak akıl ve ortak menfaatlere odaklanmış, çözüm hedefli, bütünleştirici, güçlü, karakterli bir siyasetle mümkündür. 4,5 yıldır İstanbul’da tam da bu anlayışla çalışıyoruz ve gayretle çalışmaya da devam edeceğiz. İstanbul’un kadim tarihine, doğasına, kültürüne, maddi manevi tüm mirasına özenle sahip çıkıyoruz. Bu şehrin bütün değer ve güzelliklerini, bütün maddi kaynaklarını 16 milyon İstanbulluya adil paylaştırma kararlılığıyla çalışıyoruz. Aslında çok farklı, çok yeni bir şey yapmıyoruz. Elbette ki dünyayı yeniden keşfetmiyoruz. Cumhuriyet bize ne öğrettiyse, Atatürk bize ne öğrettiyse tam da onun başöğretmenliğine layık öğrenciler olarak onları yapıyoruz. Bize ne öğütlediyse onları yapıyoruz ama inanınız ki, en iyisini yapmaya, çok iyi yapmaya gayret ediyoruz. En doğru şekliyle yapmanın vatanına, milletine hizmet etmenin en düzgün tarifi olduğunu da biliyoruz.
Bir başka yanı da şu, tek başına yapmıyoruz. Sizlerle birlikte yapıyoruz. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında Atatürk Fidanlığı adıyla hayata döndürdüğümüz bu alanı bütün İstanbullulara, doya doya gezmelerini ve görmelerini tavsiye ediyorum. İstanbul’a yolu düşecek herkesin burayı görmesini ve aslında Atatürk’ün, Cumhuriyet’in yüzüncü yaşına geldiğimiz bugünlerde nasıl bir başlangıçla, nasıl akılla, bilimle ve evrensel değerler üzerinden bir yol yürüyüşüne sahip olduğunu keşfetmelerini istiyorum. Mutlaka davet ediyorum. Gelin, burada Cumhuriyetimizin değerini, Atatürk’ümüzün büyüklüğünü bir kez daha görün ve hissedin. Burada sadece tarihi mirasa sahip çıkmakla da yetinmedik. Tam da Cumhuriyetimizin o topyekun kalkınma seferberliği ruhu içerisinde buraya çok yeni de değerler kattık. Yeni işlevler kazandırdık.
Burası canlı bir mekâna dönüştü. Bahçıvanlık Okulu ile çok geniş Doğa Kütüphanesi’yle ve İstanbul’da yaptığımız kreş devriminin en büyük kreşiyle, Enstitü İstanbul İSMEK eğitim binasıyla, tohum merkeziyle, çocuk oyun ve spor alanlarıyla, restoranıyla, yeme içme mekanlarıyla, geniş etkinlik ve konser mekanıyla çok nitelikli, çok özellikli bir alan oldu. Burada vatandaşlarımız bahçıvan yetiştirme eğitimleri de alacaklar. Bitkisel araştırma ve geliştirme yapmak isteyen öğrenciler, bilim insanları buranın teknik altyapısından da yararlanabilecekler. Buranın aynı zamanda bir başka yönü de kuvvetli olacak. O da son derece kaliteli, aktif bir yeşil alan olacak. Her yaştan vatandaşımız, burada harika bir atmosferde dinlenecekler. Tam 250 bin metrekarelik bir büyük yeşil alanı yeniden tüm İstanbulluların faydasına ve hizmetine sunarak buranın israfçı, rantçı bir anlayışla talan edilmesi ihtimalini tamamen ortadan kaldırdık. Büyüklere Fidanlığı başka bir yönüyle, imalat biçimiyle de değerli.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin KİPTAŞ kanalıyla bir başka yerde yapmış olduğu bir kentsel dönüşüm projesinde, oradaki bir firmanın protokolü imzaladıktan sonra kendisine, İstanbul’a bir fayda önererek geliştirdiğimiz bir sosyal sorumluluk projesi kapsamında yaptığımız protokolle bu projeyi hayata geçirdik. Yani bu proje, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin resmi bütçesinden hareketle yapılmış bir yer de değil. Burayı, Türkiye’nin yapı firmalarından MESA projesiyle yaptığımız bir protokolle belediyemizin kasasından bir kuruş çıkmadan karşılıklı protokolle yaptığımızın da altını çizeyim. ‘0-4 yaş arasına arasında çocukları olan annelere İstanbul’da ulaşımı ücretsiz yapacağım’ dediğimde Sayın Cumhurbaşkanı, o zaman da ilçe ilçe gezip miting yapıyordu İstanbul’da. ‘Kimin parasını kime dağıtıyorsun? Bunu yapamazsın’ diye bize meydandan gönderme yaptı. ‘Ben de milletin parasını millete dağıtacağız’ demiştim. Biz hâlâ milletin parasını millete dağıtmaya devam ediyoruz, milletin parasını millete dağıtma konusunda da kararlı bir yönetimiz.
O bakımdan bizim bu anlamda yaptığımız usul ve yöntemlerle inanınız ki, bütçemize bereket geldi. O bakımdan biz bu yönüyle de çok değerli bir iş yaptığımızın ve bütçesine bereket getirdiğimiz İstanbul’da çok değerli işlere imza attığımızın altını çizelim. Bizim yönettiğimiz İstanbul’da işlerin böyle yönetildiğini anlatıyoruz her yerde. Kentsel dönüşüm veya başka hususlarda sadece bir avuç insanın kazanmasını değil, aynı zamanda buralardan toplumsal fayda üretmenin de çabasını gösteren bir yönetimiz. Biz aslında görevimizi yapıyoruz. Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk bize öğretmeye hâlâ devam ediyor ve onun iyi bir öğrencisi olma konusunda da kararlıyız. Aynen bize ne öğütlediyse onu yapıyoruz ve çok iyi yapma konusunda da kararlıyız. En iyisini, en doğrusunu yapma konusunda kararlıyız. Tarih boyunca İstanbul’da bağları var, bostanları var, fidanlıkları var, tarihi ormanları, su havzaları var ve böylesi bir şehirdi. Şehrimiz aslında yüz yıllar boyunca böyle tasarlanmıştı.