Hasan Al: ‘Trabzonspor’un sorunu kadro kalitesizliği değil’

0

BEĞENDİM

0

Kimse bana kadro yetersizliğinden bahsetmesin.

Hele hele sakatlıklardan dem vurmasın.

Trabzonspor’un sorunu kadro kalitesizliği değil.

Mevcut kadrodan takım oyunu oynayabilecek bir 11 çıkartılamaması.

Oyunculardan en üst düzey verim alırsınız.

Spnra da: “şu mevki eksik, bu mevki eksik” diye analiz yaparsınız.

Ortada bir takım yok.

Birbirlerinin verimini arttıran değil azaltan oyun anlayışı izleyeni de yoruyor oynayanı da.

Evet, bu kadro şampiyon olmaz!

Ancak bu kadar da kötü oynamaz.

“Birbirini tamamlayamayan dengesiz takımlar otobanda patlak lastikli kamyon sürmeye benzer.

Birbirini tamamlayan dengeli takımlar ise otobanda spor araba sürmeye benzer.” (Sibernetik)

Mesele yetenekli oyuncuya sahip olmak değildir.

Birbirini tamamlamaktır.

Bunun adı da uyumdur.

“Uyum kalitesi futbolcu kalitesinden daha önemlidir.”

(Özkan Sümer)

Teknik adam takımına bu gözle bakabilme becerisine sahip olmalıdır.

Trabzonspor’da fizik kondisyondan önce ruhsal kondisyon sorgulanmalıdır.

Takımın bir hedefi yok.

Çırpınıyorlar ama doğru mücadele etmiyorlar.

Geridekiler ve ilerdekiler!

Oyun bütünlüğü bir türlü sağlanamıyor.

Bloklar arasındaki mesafe topu kazandığında paslaşamayacak, topu kaybettiğinde kazanamayacak uzaklıkta.

Okay ve Lundstram dönen topları kazanamıyor. Bardhi oyunu göremiyor. Koskoca takımda oyun aklı olan tek bir orta alan oyuncusu yok. Nwakaeme’nin yokluğunda Orsiç oynar. Draguş’dan zorlama sol ön yaratmak beyhude. Kaç top kaybetti? Saymaktan yoruldum. Eren’in de hücumu kötü. Böyle olunca rakibin ekmeğine yağ sürülüyor. Sol taraf çalışmayınca sağ tarafa önlem almak kolay oluyor.

Banza, çok iyi santrafor. Ama adama top getireceksin.

Barisiç, Nwakaeme ve Visca ile oyun aklı olan üç oyuncudan biri. Usta bir sol ayak. Bu zamana kadar hiç şans bulamaması akla zarar.

Orta alan üretken olmayınca Visca’nın verimi de azalıyor.

Pedro yetenekli bir oyuncu. Ancak olgunlaşmasına zaman var.

Teknik direktör değişikliklerinde takıma bir hoca eli değer. Kaç hafta geçmiş milim ilerleme yok.

Rakip zayıf. Hakem iyi. Bu şartlarda galip gelemiyorsun.

Korkarak futbol oynanmaz.

Kendinden emin bir şekilde hücum oynaman gerekiyor.

Dönen toplarda tereddütlü olmayacaksın. Önde baskı yaparken eş zamanlı hareket edeceksin.

Oyuncuların yarısı baskıya katılıyor. Diğer yarısı “aman ne olur ne olmaz” diye ihtiyatlı davranıyor. Aynı şey dönen toplarda da yaşanıyor. Orta yapılıyor. Dönen topu kazanacak oyuncu geride. Topu “mutlaka kazanacağım” demiyor. Rakip uzaklaştırdıktan sonra hareket ediyor. Tabi geç kalıyorlar ve kendilerini faul yaparken buluyorlar.

Anlattığım şeyler fiziksel yetenekle ilgili değil. Mental yetenekle ilgili. Motivasyonla ilgili. Antrenmanla ilgili. Doğru çalışmayla ilgili. Bu takımın içinden iyi onbir çıkar.

Bütün mesele çok geç olmadan o onbiri bulabilmek ve oyun bütünlüğünü sağlayacak seviyeye getirmek.

Zaman geçiyor.