34,3077
37,0172
2.972,79
Bundan yaklaşık bir ay önce Kamala Harris, fikirlerini ve vaatlerini anlatmak için ABC Televizyonu’nda bir yayına katıldı.
Ancak bu röportajdan akıllarda kalan, mevcut Başkan Joe Biden’dan neyi farklı yapacağı sorusuna verdiği, “Aklıma hiçbir şey gelmiyor” cevabı oldu.
Harris’in bu yanıtı, Donald Trump kampanyasına büyük bir malzeme vermekle kalmadı, rüzgara karşı başladığı seçim kampanyasında değiştirmekte zorlandığı algının da sembollerinden biri haline geldi.
yenilgi sonrası ilk konuşmasında destekçilerine “umutsuzluğa kapılmayın” mesajı verdi.
Ancak Demokratlar yenilginin otopsisini yaparken, onun nerelerde hata yaptığını ve neyi farklı yapabileceğini de sorgulayacaklardır.
Harris’in seçim kampanyası yetkilileri, yenilginin ilk saatleri olan Çarşamba sabahı sessizdi.
Bazı yardımcıları ise çok daha yakın başa baş bir yarış beklentisi nedeniyle gözyaşı ile beslenen bir şok yaşıyordu.
Harris’in seçim kampanyası direktörü Jen O’Malley Dillon, Çarşamba günü kampanya çalışanlarına gönderdiği elektronik postada, “Kaybetmek akıl almaz derecede acı verici. Bunun atlatmak uzun zaman alacak.” ifadelerini kullandı.
Harris, parçası olduğu yönetimden, Biden’ın düşük popülaritesinden kendisini soyutlayamadı. Ekonomik kaygılar içindeki seçmeni, değişim getirebileceğine ikna edemedi.
Biden’ın siyasi yükü
Başkan Joe Biden, korkunç televizyon tartışması performansı sonrası yarıştan çekilmek zorunda kaldıktan sonra Harris, ön seçimsiz şekilde başkan adayı oluverdi.
100 gün süren seçim kampanyasına “yeni nesil liderlik” vadinde bulunarak başladı.
Kürtaj hakkı mesajı ile kadınları, hayat pahalılığı ve ev sahipliği üzerinden verdiği ekonomik mesajlarla da çalışanları hedefledi.
Seçime üç ay kala, aralarında Taylor Swift’in de olduğu yıldız isimlerin desteği, sosyal medyadaki ivme, rekor bağış akışı Harris kampanyasının arkasında bir rüzgar estirdi.
Ancak Harris, seçmeni, Biden’ın devamı olduğu fikrinden uzaklaştıramadı.
Biden’a, başkanlığı süresince kamuoyu desteği yüzde 40’larda seyretti.
Bazı Demokratlar özel sohbetlerde, Harris’in yerine aday olduğu Biden’a fazla mı sadık kaldığını da sorguladı.
Ancak Kamala Harris’in eski iletişim direktörü Jamal Simmons, bunu bir “tuzak” olarak nitelendiriyor.
Simmons, Harris’in Biden’ı hedef alması durumunda, Cumhuriyetçiler tarafından sadakatsizlik ile suçlanmaya başlayacağını, bunun da yeni bir saldırı cephesi yaratacağını savunuyor.
Jamal Simmons, “Sizi başkan yardımcısı seçen başkanla aranıza gerçekten mesafe koyamazsınız” değerlendirmesini yapıyor.
Harris, patronuna kir sıçratmamaya çalışarak, Beyaz Saray’ı değiştireceğine seçmeni iknaya uğraştı.
Biden’ın politikalarıyla arasına mesafe koymadan ve aynı zamanda da savunmadan mesajlarını vermek istedi.
Ancak ülkeyi neden onun yönetmesi gerektiği, ekonominin yanı sıra göç konusundaki yaygın endişelerle nasıl başa çıkacağına dair seçmeni ikna edemedi.
2020 – 2024 karşılaştırmaları
Associated Press’in 120 binden fazla ABD’li seçmen üzerinde yaptığı araştırmaya göre seçmenlerin yaklaşık 10’da 3’ü ailelerinin mali durumunun kötü olduğunu söyledi.
Bu oran, Trump görevi bırakırken 10’da 2’ydi.
10 seçmenden 9’u marketteki fiyatlar konusunda biraz veya çok endişeliydi.
Aynı ankete göre, 10 seçmenden 4’ü, düzensiz göçmenlerin kendi ülkelerine sınır dışı edilmesi gerektiğini kaydetti.
Bu oran 2020’de 10’da 3’tü.
Harris, kampanyasının son bölümünü, Biden’ının devamı olmayacağını seçmeni ikna etmeye çalışarak geçirse de bunda başarılı olamadı.
Başarısızlık algısı yaratan konuları doğrudan ele almak yerine genellikle konuların etrafından dolanmayı seçti.
Biden’ın 2020’deki koalisyonunu oluşturamadı
2016 ön seçimini Hillary Clinton’a ve 2020 ön seçimini Biden’a kaybeden Vermont’lu Bağımsız Senatör Bernie Sanders, işçi sınıfı seçmenlerin partiyi terk etmesi için “büyük bir sürpriz değil” yorumu yapıyor:
“Önce işçi sınıfı olan beyazlar, şimdi de Latin ve Afrikalı Amerikalı işçiler (kaybedildi.) Demokrat Parti’nin yönetimi statükoyu savunurken, Amerikan halkı, haklı olarak öfkeli ve değişim istiyor”
Kadınlar büyük ölçüde Trump’a karşı Harris’i destekledi ama beklenen oranlara ulaşılamadı. Bunun yanında banliyöde yaşayan Cumhuriyetçi Parti seçmeni kadınları kazanma amacı da hedefe ulaşmadı.
Beyaz kadınlar %53 oranında Trump’a oy verdi.
Yüksek Mahkeme’nin kürtajı anayasal hak olmaktan çıkaran kararı sonrası Demokratlar, bu hakkı yeniden sağlama vaadinin kesin bir zafer getireceğini umuyordu.
Anketlere göre, kadın seçmenlerin yaklaşık yüzde 54’ü oylarını Harris’e vermiş olsa da, 2020’de kadınlar Biden’ı yüzde 57 oranında desteklemişti.
Kamala Harris, Biden’ın 2020’deki zaferinde başardığı seçmen mobilizasyonunu da sağlayamadı. Afrikalı Amerikalı, Latin ve genç seçmenler gibi Demokratların geleneksel oy tabanı olan toplum kesimleri yanında, üniversite mezunu olan banliyölü seçmeni de yanına çekmeyi amaçlıyordu.
Ancak bu önemli seçmen gruplarında beklenen başarı gelmedi.
Sandık çıkış anketlerine göre Latin seçmenlerde 13 puan, siyah seçmenlerde iki puan ve 30 yaş altı seçmenlerde altı puan kaybedildi.
Oylar sayıldıkça değişebilecek olan bu oranlar, genel düşüş eğilimini göstermesi açısından önemli.
Trump’ı topa koymak ters tepti
Kamala Harris daha başkan adayı olmadan önce dahi, seçimi Trump konusunda bir referandum olarak sunmaya çalışıyordu.
Harris siyasete atılmadan önce California’da savcı olarak çalışıyordu ve kampanya süresince de
Başlarda, Biden’ın temel argümanı olan, Trump’ın demokrasi için varoluşsal bir tehdit oluşturduğu yönündeki anlatımı bir kenara bıraktı ve kişisel özgürlükler ile orta sınıfın değerlerini korumaya yönelik daha olumlu bir mesajı tercih etti.
Ancak kampanyanın son bölümünde taktik değiştirdi ve ikinci bir Trump başkanlığının ‘tehlikeleri’ ile ilgili mesajı öne çıkarmaya başladı.
Donald Trump’ı “faşist” olarak tanımladı ve eski başkanın mesajlarından hoşnutsuz olan Cumhuriyetçileri hedefleyen bir kampanya yürüttü.
Beyaz Saray Genel Sekreteri olan John Kelly’nin eski patronu Trump’ın Adolf Hitler’i onaylayıcı şekilde konuştuğunu NY Times gazetesine açıklaması da kampanya gündemi oldu. Harris, Trump için “çivisi çıkmış, kendisini kaybetmiş” ifadelerini kullandı.
Cumhuriyetçi Partili bir anket uzmanı olan Frank Luntz, Donald Trump’a saldırmaya başlaması sonrası Kamala Harris’in seçimi kaybettiğinin ortaya çıktığını savunuyor:
“Seçmenler Trump hakkında her şeyi zaten biliyorlardı. Öğrenmek istedikleri, Harris’in yönetiminin ilk saati, ilk günü, ilk ayı ve ilk yılı için neyi planladığıydı.
“Harris’in kendi fikirlerinden daha fazla Trump’a ışık tutması muazzam bir başarısızlıktı.”
Sonuç olarak, Harris’in Trump’ı yenmek için ihtiyaç duyduğu koalisyon asla oluşmadı.
Seçmenlerin Demokratların mesajını açıkça reddetmesi, partinin sadece popüler olmayan bir başkandan daha derin bir sorunu olduğunu gösterdi.