34,5657
36,0742
3.009,63
“Öncü Bir Eser: Garibname” sergisi, Fatih Süleymaniye’de, Türkiye Yazma Eserler Kurumu (TYEK) Başkanlığında ziyarete açıldı.
Anadolu’da Türk dilinin en eski eserlerinden olan ve etkisi bugüne kadar devam eden Garibname’nin 19 el yazma nüshası ile Aşık Paşa’nın diğer eserlerinin yer aldığı sergi kapsamında “Aşık Paşa ve Öncü Eseri Garibname” paneli düzenlendi.
Eserin yazarı, mutasavvıf ve şair Aşık Paşa ile eserlerinin konuşulduğu etkinliği TYEK Başkanı Dr. Coşkun Yılmaz yönetti.
Aşık Paşa’nın dönem tarihiyle ele alınması gerektiğini belirten Yılmaz, “İnsanı insan yapan ailesi, mahallesi, sokağı, okulu, tekkesi, camisi, arkadaşları, ilçesi, şehri, devleti, toplumu, dönemi ve dünyasıdır. Bir insanı kendi dünyası içerisinde ele almadığımız sürece hem onu benimsemek hem de onunla bağ kurmak çok zordur.” dedi.
“Aşık Paşa geçmişi süzdüğü gibi geleceğe de mesajlar gönderir”
Prof. Dr. Kemal Yavuz, Garibname ile ilgili yıllar içinde pek çok çalışma yapıldığını belirterek, “Garibname gerçekten üzerinde çalışılması gereken bir eser. Bizim bütün sosyal hayatımız onda akar. Aşık Paşa geçmişi süzdüğü gibi geleceğe de mesajlar gönderir.” diye konuştu.
Her edebiyat eserinin birbirinden etkilenebildiğine işaret eden Yavuz, “Aşık Paşa, Türk edebiyatının saf, temiz hiç bir taraftan tesir almayan, İslami kaideler içinde eserlerini yazan bir şahsiyet olarak karşımıza çıkar.” ifadesini kullandı.
Prof. Dr. Mehmet Fatih Köksal da Aşık Paşa’nın eserleri, biyografisi ve Garibname’nin nüshalarıyla ilgili bilgi verdi.
Paşa kelimesinin Kubbealtı Lugatı’nda “Anadolu Selçuklularında ve Osmanlı Devleti’nin ilk dönemlerinde savaşçılara ve dini niteliği olan kimselere saygı için verilen gayriresmi unvan.” olarak yer aldığını belirten Köksal, bu unvanın Aşık Paşa’ya gayet uygun olduğunu vurguladı.
Prof. Dr. Mustafa Sinan Kaçalin ise Garibname’den ve çeşitli kaynaklardan bölümler ve kıssalar okuyarak, Aşık Paşa’nın eserlerinin dünyanın pek çok yerindeki eserlere katkılarını anlattı.
Konuşmaların ve Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından, Aşık Paşa için okunan hatm-i şerifin duası yapıldı.
Katılımcılar daha sonra Aşık Paşa’nın el yazması eserlerinin yer aldığı sergiyi gezerek eserleri inceledi.
Aşık Paşa hakkında
Kırşehir’de 1272’de dünyaya gelen, asıl adı Ali, mahlası Aşık olan Aşık Paşa, önce Süleyman-ı Kırşehri’den, daha sonra İlyas Paşa’nın halifelerinden Şeyh Osman’dan ders aldı.
Baba İlyas-ı Horasani, Mevlana Celaleddin-i Rumi ve Yunus Emre’den etkilenen mutasavvıf ve şair Aşık Paşa, Yazıcızade Mehmed Bican, Kaygusuz Abdal, Süleyman Çelebi, Elvan Çelebi, Eşrefoğlu Rumi, Baki ve Şeyh Galib’i de etkiledi.
“Garibname”, “Fakrname”, “Vasf-ı Hal”, “Hikaye”, “Kimya Risaesi” ve “Risale fi beyani’s-sema” adlı eserleri bulunan Aşık Paşa’nın Garibname’de yer alan gazellerinin dışında, nazire mecmualarında rastlanan, 67 şiiri çeşitli tarihlerde yayımlandı.
Fikri, edebi, tasavvufi ve kültür hayatının öncü şahsiyetleri arasında görülen Aşık Paşa’nın Garibname’si Türkçenin önemli eserlerinden olup, sade diliyle yazılış gayesi doğrultusunda asırlarca çok geniş bir okuyucu kitlesine hitap etti.