Fuat Oktay, Çayırhan Termik Santrali’ndeki madencileri ziyaret etti: Olayı siyasileştirmeden çözüm bulmalı

TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Fuat Oktay, Çayırhan Termik Santrali ve maden sahalarının özelleştirilmesi kararına ilişkin, “Olayı siyasileştirmeden, farklı boyutlara taşınmasına izin vermeden çalışanlarımızın haklarını koruyabileceğimiz bir çözüm bulmaya çalışıyoruz.” dedi.

Çayırhan Termik Santrali’ndeki madencileri ziyaret eden Oktay, buradaki termik santral ve maden sahalarıyla alakalı bir sürecin devam ettiğini hatırlattı.

Buradaki çalışanların ve sendikaların dile getirdiği bazı hususların olduğunu belirten Oktay, çözüm odaklı çalışma yürüttüklerini söyledi. Oktay, “Ne yazık ki son birkaç gündür olay siyasileştirilme peşinde. Bizim arzumuz tabii ki üzüm yemek. Dolayısıyla bugün de bu amaçla buradayız.” sözlerini sarf etti.

Bakanlarla konuya ilişkin görüşme yaptığını söyleyen Oktay, “Amaç kesinlikle verimliliğin arttırılmasıyla ilgili, sadece bugünle ilgili değil, aslında gelecekte de burada hem mevcut çalışanlarımızın haklarının korunması, aynı zamanda da gelecekte çocuklarımızın ve torunlarımızın da Çayırhan’ın da kalkınmasına katma değer sağlayacak, devamı olacak, sürdürülebilir bir çözümünün peşinde olduklarını ve niyetin her iki tarafta da iyi olduğunu biz gördük.” diye konuştu.

Ortak bir çözüm geliştirilmesi konusunda görüşmelerin devam ettiğini vurgulayan Oktay, “Olayı siyasileştirmeden, farklı boyutlara taşınmasına izin vermeden çalışanlarımızın haklarını koruyabileceğimiz bir çözüm bulmaya çalışıyoruz.” ifadesini kullandı.

Çalışanların ekmeğiyle, işçilerin kazancıyla oynayacak veya haklarının kaybolması boyutundaki herhangi bir şeye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın müsaade etmesinin mümkün olmadığını kaydeden Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Konuyu Cumhurbaşkanımıza, buradaki gelişmeler çerçevesinde arz etme fırsatı bulacağız inşallah. Her iki tarafın kazanacağı, devletimizin kazanacağı, işçilerimizin, çalışanlarımızın kazanacağı, Çayırhan’ın kazanacağı, sendikalarımızın yine üyeleriyle bir araya geldiklerinde bir barış ortamı içerisinde kabul edilebilir bir çözüme ulaştık diyebileceği bir ortak noktayı bulmaya çalışıyoruz.”