34,9623
36,8056
2.980,84
Bir politikacının tarihte nasıl yer alacağı onun siyaset sahnesinden çekilmesinden sonra belli olur. Hele uzun yıllar boyu devlet yönetmiş kişilerin geride bırakacakları isim, miras ve şöhret onların iktidardaki yapıp etmelerine göre şekillenir.
Bir de politik dünyaya nasıl veda edecekleri de belirleyicidir. Nasıl ve ne zaman bırakacağını bilmek kritik önemdedir.
Yeniden adaylığı tartışmaya sokulan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan mesela..
Acaba diyorum…
Acaba TARİH ERDOĞAN’I NASIL YAZACAK?
Bugünden belli olmaz o. Sürecin sonuna bakmak lazım.
Hiç düşündünüz mü? Erdoğan İlk 8/9 yılın sonunda ayrılsaydı ne olurdu? Nasıl iz bırakmış olurdu?
Veya parti yönetimine ve milletvekillerine 3 dönem sınırlaması koymuşlardı ya; o geçerli olsaydı ve günlerde ‘çekilseydi’ nasıl bir tablo oluşturdu. Kendisi için, partisi açısından ve ülkemiz bakımından?
Ne değişirdi?
Tarih onu nasıl yazardı?
Bugün bıraksa mesela ne olur? Veya ilk seçimde aday olmazsa veya kaybederse?
HANGİ BAŞARI?
Çok uzun yıllardır iktidarda Erdoğan. Dünyada tanınan bir isim. Dün Londra’da bindiğim Somalili taksi şoförü Erdoğan’ı biliyor. Kimisi diktatör olarak tanıyor kimisi mazlumların sözcüsü olarak.
İçeride ise ekonomi belirleyici. İlk 8/9 yıl çok başarılıydı. Ya şimdi? Yüksek enflasyon ve geçim zorlukları halkı çok ciddi zorluyor. Erdoğan’a bakış nasıl acaba? Daha önemlisi Şimşek seçime kadar toparlayabilecek mi?
Ve diplomasi. Suriye sonrasında yeniden ön plana çıktı. Esad devrildi. Erdoğan’ın hanesine artı mı yazıldı? Bugün öyle gözüküyor. 2/3 sene sonra ne düşüneceğiz? İsrail faktörü? Suriye bölünürse sınırımızda kim olacak? Ya mülteciler konusu?
Erdoğan artık tecrübeli. Bu avantajı.
Bir de Devlet yönetme kadroları çok deneyim kazandı.
Özel kaleminden danışmanlara; dış politikada, güvenlik ve istihbarat görevlilerine kadar geniş yelpazede bürokrat biriktirdi.
İlk seçimin iki faktöründen birisi bu: BAŞARILI BELEDİYELER Mİ, DEVLET YÖNETME DENEYİM VE BECERİSİ Mİ? Halk bu ikisi arasında tercih yapacak.
Kutuplaşmış ve bölünmüş toplumlarda yönetim ve halk arasındaki ilişki aşk/nefret ilişkisidir. Bir kesim nefret ederken diğer kesim aşkla bağlıdır.
O nedenle peşin hükümlü olmamak lazım.
Erdoğan, Uçum’un iddia ettiği gibi ‘Milli bir değer mi’ yoksa muhaliflerin söylediği gibi ‘Cumhuriyet kazanımlarımı ve ulusal değerleri aşındırmış politik bir aktör mü’? Olduğuna zaman içinde tarih karar verecek.
Ülkeyi aldığı nokta ile bıraktığı konum arasındaki farka bakılacak. Bugünden anlaşılmıyor. Zaman lazım.