34,5645
36,2418
2.963,74
Eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, yaşasaydı bugün 100 yaşına girecekti. Eski İYİ Parti İstanbul Milletvekili ve Demirel’in manevi kızı Aylin Cesur, dün Demirel’in 100. yaşına ilişkin yazılı açıklama yayımladı. Açıklamasına Demirel’in biyografisiyle başlayan Cesur, “Demirel, Cumhuriyetin ilanından tam 1 yıl sonra, 1 Kasım 1924’te İslamköy’de doğdu. Bir gün, İslamköy’deki baba evini gezdirirken, bir kerpiç odada, ‘Ben, bu odada kardeşlerimle yaşadım. Elektrik yoktu. Gaz lambasıyla okur-yazardık. Köy okulunu bitirdim. Ortaokula gitmek için her sabah kilometrelerce yürür, kasabaya giderdik. Eğer bana Cumhuriyet nedir, diye sorarsınız, Cumhuriyet benim işte. İslamköy’den çıkmış bir köylü çocuğunu cumhurbaşkanı yapan, Cumhuriyettir’ dedi” ifadelerini kullandı.
‘HALKIN ÇARESIZLIĞI’
Demirel’in siyasete atılmasının nedeninin halkın çaresizliği olduğunu belirten Cesur, “Göreve başladığı yıllarda Türkiye’nin 35 bin köyünün sadece 13’ünde elektrik olan bir Türkiye vardı. Demirel’in rüyası ‘Büyük Türkiye’ idi. Köyden gelen ve halkın ıstırabını iyi bilen biri olarak, 1965 seçimlerinde ‘vatan için el ele’ diyerek yola çıktı. Halka döndü ve ‘Kavgada, dövüşte fayda yoktur. Gelin Türkiye’yi iyi günlere götürelim. Aş bulalım, ekmek bulalım. Türkiye’yi imar ve inşa edelim. Türkiye’yi kalkındıralım. Çağdaş ülkeler seviyesine getirelim’ dedi” diye konuştu.
‘HÜR DEVLET, HÜR TOPLUM’
Demirel’e göre, Cumhuriyetin en büyük işinin eğitim olduğunu kaydeden Cesur, “Okulsuz köy, ortaokulsuz kasaba ve lisesiz ilçe
kalmasın istedi. İlk hedefi buydu. Ülkenin aynı zamanda hür olması lazımdı. Hür devlet, hür toplum ile mümkündü. İnsanların hür olması ise eğitim ile mümkündü. Bu sebeple eğitimi, hizmetlerinin en başında tuttu. Hür üniversite, demokrasinin en önemli kurumlarındandı.
Demirel’e göre adaletin işlemesi lazımdı, kurumların işlemesi lazımdı ve anayasanın işlemesi lazımdı” dedi.
‘DEMOKRATIK ÇÖZÜM YOLLARI’
Cesur, şöyle konuştu:
“Türkiye, neye sahip olduğunun değerini iyi bilmeli ve sorunlar ne kadar büyük ve ciddi de olsa, devletten, rejimden, kendisinden güvensizliğe düşmeden, sorunlarını demokratik zeminlerde çözmenin yollarını aramalıdır. Türkiye, demokrasi ve insan hakları idealine ve prensiplerine içtenlikle bağlıdır. Bu, kimseyi memnun etmek için değil, kendi vatandaşlarını mutlu etmek içindir. Bu ülkenin doğulusu ve batılısı, kuzeylisi ve güneylisi ile tüm bireyleri kardeştir. Bu kardeşlik bozulmamalıdır.
Türkiye, dünya ile kucaklaşabilecek şekilde ekonomisini geliştirmeli ve teknolojinin gerisinde kalmamalıdır. Türkiye, kalkınmasını sürdürebilmeli; demokrasi ve kalkınma bayrağını hiçbir zaman elinden bırakmamalıdır.”