h Dolar 35,3923 % 0.17
h Euro 36,4026 % 0.17
h Altın (Gr) 3.025,05 %0,13
a İmsak Vakti 02:00
İstanbul 11°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
  • DOLAR 35,3923h

    35,3847

  • EURO 36,4026h

    36,3536

  • Gram Altın 0,13h

    3.025,05

a
  • ONHaber.Net
  • Gündem
  • Ertuğrul Özkök | Yılmaz Erdoğan: Bu ülkede benden başka golf sopasıyla dayak yiyen kimse olmadı

Ertuğrul Özkök | Yılmaz Erdoğan: Bu ülkede benden başka golf sopasıyla dayak yiyen kimse olmadı

Ertuğrul Özkök | Yılmaz Erdoğan: Bu ülkede benden başka golf sopasıyla dayak yiyen kimse olmadı

Ertuğrul Özkök | Yılmaz Erdoğan: Bu ülkede benden başka golf sopasıyla dayak yiyen kimse olmadı
0

BEĞENDİM

Bu akşam yeni bir yıla giriyoruz.

Hepinizin yeni yılını şimdiden kutlarım.

Yeni yıla Urla’da eşim Tansu’yla baş başa ve güzel bir kitap okuyarak giriyorum.

Yılmaz Erdoğan’ın “Sinema Benim Çocukluk Arkadaşım” isimli kitabı.

BKM yayınlarından çıkmış.

Yılmaz Erdoğan “sinema yönetmeni” olarak yaptığı filmleri ve düşüncelerini anlatıyor.

Büyük bir keyifle okudum.

İlk defa kendisini ‘davadan dönmekle‘ suçlayanlara samimi cevap veriyor

Kitabın en önemli tarafı şu:Zaman zaman siyasal konularda tavır almamakla eleştirilen, Gezi olaylarında sanatçı arkadaşlarına destek vermemekle “suçlanan” Yılmaz Erdoğan, bu konuda ilk defa çok açık ve net konuşuyor.

Hadi açıkça söyleyeyim.

“Dönekliği” ve “davadan dönmekle” ilgili en samimi düşüncelerini anlatıyor.

Ama ben kitabı anlatmaya daha eğlenceli ve yılbaşı ruh halimize daha uyacak bölümünden başlayacağım.

Organize İşler’den yani…

Çünkü bu kitabı sizlere de okutmak istiyorum.

Her yıl seyrettiğim 2 Türk komedi filmi

“Organize İşler” benim için Yılmaz Erdoğan’ın en güzel filmidir.

Her yıl 2 Türk komedi filmini en az bir iki defa yeniden seyrederim.

Birincisi “Organize İşler…”

Öteki ise senaryosunun Leman ekibinden insanların yazdığı ilk “Kolpaçino” filmi.

Birincisi; “komedinin masumiyetini” ve o masumiyeti anlatmanın estetiğini; ikincisi ise “bayağılığını” anlatır.

İkisini de severim. İkisini de her yıl yeniden seyrederim.

Tabii rastladığım zaman vazgeçemediğim Hababam Sınıfı’nı da unutmayayım.

1735603304708 whats app gorsel 2024 12 30 saat 22

Cem Yılmaz ve Ata Demirer için söylediğim Yılmaz için de geçerli

Kitaptan size küçük bir bölümü aktaracağım.

“Organize İşler” bölümünü anlattığı sayfalar bunlar.

Ama öteki filmlerini anlattığı bölümleri de aynı merak ve ilgiyle okudum.

Çünkü Yılmaz Erdoğan’ın bütün filmlerini seviyorum.

Cem Yılmaz ve Ata Demirer için söylediğim söz onun için de geçerli.

Ne yapsalar seviyorum.

Şimdi gelelim kitaba…

Bilin ki bir dolandırıcılık olayında masum kişi yoktur

Kitabın en eğlenceli ve en Yılmaz Erdoğan bölümü bana göre Organize İşler filmini anlattığı sayfalar.

Size oradan birkaç küçük bölüm aktarayım:

Dolandırıcılık hikayelerini oldum olası çok severim. Çünkü birisi açgözlü birini kandırır, o yüzden mağdur yoktur o hikayelerde, sadece açgözlü vardır. Yani bir dolandırıcılık hikayesi olması için 3 şeyin bir araya gelmesi gerekir. 1; para, 2; açgözlü insan, 3; bir organizatör…”

1735603279595 whats app gorsel 2024 12 30 saat 22

Dolandırıcı, sevimli insan olmak zorunda

“Şöyle bir şey var. Suçlu olmak başka bir şey, sevimli olmak başka bir şey. Dolandırıcılar sevimli olmak zorunda. İşin bir parçası bu. O adam öyle kaymak gibi olacak ki karşısındaki ona inansın. “

Organize işler lafı çok tuttu, demek ki lazımmış bize böyle bir laf

“Bence bulduğum en iyi film isimlerinden biridir ‘Organize İşler.’ Sanki böyle bir kavram varmış da ben de filme koydum gibi oldu. Çok lazımmış demek ki. Ha bire başımıza bir şey geliyor, adını koyamıyoruz. Al işte organize işler siyasette, hayatta, her yerde bir organize iş var.”

Bir insanı dövmeye kalksak kaç dakika dövebiliriz onu

Şöyle bir yorum yapılıyor. Organize İşler dayak sahnesi dışında Tarantino gibi yoğun şiddet sahneleri içeren bir suç filmi değil.

Yılmaz Erdoğan’ın değerlendirmesi şöyle:

“İşte Tarantino ile orada ayrılıyoruz. (Gülüyor) Biz şimdi burada kaç dakika dövebiliriz birini? Diyelim ki 7 dakika. Öyleyse 7 dakikada çekebiliriz o dayak sahnesini. Benim tercihim bu süreci göstermek değil. Başlangıcını, sebebini, sonucunu gösteriyorum. Uzun çekersen bunu estetize etmen gerekir. Mecbursun. O zaman da şiddeti estetize etmiş olursun. Ben ironiciyim. Benim o hazlarda işim yok.“

Beyzbol sopası varken hangi mafya golf sopası ile adam döver

Tabii sohbet bu noktaya gelince insanın aklına o meşhur golf sopası ile dayak sahnesi geliyor.

Erdoğan o sahneyi şöyle anlatıyor:

“Bildiğim kadarı ile benden sonra öyle bir adet gelişmedi mafyada. Yani golf sopasıyla dayak atmaya başlamadılar. Herhalde fazla sofistike geldi onlara. Çünkü beyzbol sopası varken kim takar golf sopasını? Beyzbol sopası daha kullanışlı, daha çabuk sonuç alınıyor.”

1735603373430 organize isler

Filmde dayağı yedim ama kuantumdan yana tavır aldım

Filmin bir sahnesinde fizik profesörü anneyi oynayan Demet Akbağ şöyle bir şey diyor:“Polisten sadece bizim korkuyor olmamız ne acayip değil mi?”

Devamı da şöyle:

“Namuslular da namussuzlar kadar cesur olmak zorunda. Kuantum fiziğini biliyorum, bunların hakkından gelebilirim.”

Yılmaz Erdoğan da diyor ki; “Geliyorlar da nitekim. Ben filmde dayağı yedim ama kuantumdan yana tavır aldım.”

“Bu dayağı niye yedik” anlarsak bu ülkede bir sürü şeyi anlarız

Yılmaz Erdoğan, Organize İşler filmindeki ünlü dayak sahnesini çok eğlenceli anlatıyor:

“Bütün öyküyü aslında ‘Biz bu dayağı niye yedik?’ cümlesi üzerine kurduk. ‘Dayak nedir? Neden atılır? Biz niye birbirimizi dövmeye bu kadar meraklıyız?’ üzerinden bir sosyolojik arka plan kuruyoruz. Yani aslında bir dayağın hikayesini anlatırsan bu ülkedeki bir sürü şeyi anlatırsın.”

Müslüm’ü ben oynayacaktım ama Cem ‘Bu rol benim değil mi?’ deyince…

“Ben sahne inşaatına çok önem veririm. O zaman üç sahneyle de akılda kalabiliyorsun. Cem de (Yılmaz) bu filmde birkaç sahnede oynadı. Toplam 4 iş günü çalıştı ama tarihi bir karakter oldu Müslüm.

Dayak sahnesini bir seferde çektik, hem açılışa hem sona koyduk. Senaryoyu ona Necati vermiş. Ben daha taslağı yazıyordum. O sırada Müslüm’ü ben oynayacağım.

Cem, ‘Müslüm’ü ben oynayacağım, bu benim rolüm değil mi?’ dedi. Dedim tabii ki…

Cem’in bu karaktere muazzam bir katkısı oldu tabii. O plastik şeyleri de sever, ağzının içine bir şey koyduk. Marlon Brando gibi ama daha farklı, başka bir şekilde öne çıkardık çenesini.”

1735602769528 whats app gorsel 2024 12 30 saat 22

Kıvanç Tatlıtuğ sinir etti beni

“Kıvanç’la ‘Kelebeğin Rüyası’nda tanışıp çalıştık ama Kıvanç’ın çok acayip bir mizahi yanı olduğunu, şaka sanatında bu kadar başarılı olduğunu gerçekten bilmiyordum. Sinir oldum buna. Bu kadar yakışıklı olması yetmiyormuşçasına bir de komik olması hoşuma gitmedi.

Senaryoyu sana okuyacağım, konuşalım dedim. Ne kadar Adanalı olsun mesela? Çünkü ben hiç Adanalı yazmadıydım, ama çok içimde kalmıştı bu.“

* * *

Madem bu kadar karşısın, o zaman kutuplaşmaya hizmet etme arkadaş

Kitabın en ilginç bölümlerinden biri de, Yılmaz Erdoğan’ın bugüne kadar kendisine yöneltilen eleştirilere açık ve net cevaplar vermesi.

Mesela “döneklik” ve “davadan dönme…”

Mesela Gezi gibi olaylarda arkadaşlarını desteklemek için “tavır almaması…”

İşte cevapları:

“Bu siyasi kutuplaştırmayı oluşturanların dilinden bu siyasi kutup lafı düşmüyor.

Madem bu kadar şikayetçisin kutuplaşmaya hizmet etme yani.“

Ben bu kutuplaşmanın içinde değilim, çünkü…

“Çünkü ben, bu dünyaya da, bu ülkeye de, bu doğduğum şehre de, bu şehirlere de bir şeyleri gözleyip onları soğukkanlı bir şekilde sanatsal bir yöne çevirmek için gelmiş birisiyim.

Belki kafam o arkadaşlar kadar hızlı çalışmıyor, bunlar konuları çok çabuk anlıyor, çünkü kafalarında hazır bir ideolojik şablon var. Daha olay olmadan önce onların fikirlerini biz de biliyoruz.”

Katılmadığım bir davadan nasıl dönmüş olabilirim ki?

“Beni herkes bir şekilde kafasında yine tahmin edebileceği bir yere koyuyor. Ve onun gibi düşünmediğim için sıkıntı çekiyor.

Galiba bir yönüyle benimle bir yakınlık da hissediyorlar ki o hayal kırıklığı var bazılarında.

(Bu durumda davadan dönmüş mü oluyorum ben.)

Katılmadığım bir davadan dönmem söz konusu olamaz, değil mi…

Ben o arkadaşlarla hiçbir konuda aynı düşünmüyorum.”

Sosyal medyadaki bu şey linç mi, linç dediğin Kaddafi’ye yapılandır

“Ben medyacı değilim, medyayla ilgili bir mesleğim yok. Sosyal medyadan pek etkilenmiyorum. Çünkü onların kafalarında bir Yılmaz Erdoğan var ve ondan bahsediyorlar. Ama benden bahsetmiyorlar.

Kitaptan ilginç birkaç cümle: Yılmaz Erdoğan kimlerin çırağıydı?

(*) Kelebeğin Rüyası filminin ilk adı “Mükellefiyet Günlerinde Aşk’mış…”

(*) Levent Kırca’nın ve Ferhan Şensoy’un “çıraklığını” yapmış.

(*) Gişede en başarısız filmi “Neşeli Hayatlar” olmuş. “Ama bu film için sonradan fan kulüpleri kuruldu” diyor.

(*) İstanbul’u yukarıdan çekmek için Belçika’dan günlüğü 10 bin dolara bir ekip getirmişler, bu ekip 5 gün çalışmış ve 50 bin dolara mal olmuş. “O zaman bir seyirciden bize kalan para 1 dolardı. Yani 50 bin seyirciden gelen parayı kamera ekibine verdik” diyor.

(*) Yılmaz Erdoğan oyuncu olarak, Anne Hathaway’le güzel bir aşk hikayesinde çalışmak istermiş. Yönetmen olarak da Jennifer Lawrence’lı bir filmi yönetmek.

*“Yönetmen Yılmaz Erdoğan: Sinema Benim Çocukluk Arkadaşım”, BKM Yay. Kasım 2024


Kuantum bilgisayarlar tüm şifreleri kırabilir mi? – Prof. Zafer Gedik anlatıyor

1735548474618

 

 

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

HIZLI YORUM YAP