h Dolar 34,1026 % 0.24
h Euro 38,1457 % 0.24
h Altın (Gr) 2.874,39 %1,62
a İkindi Vakti 16:29
İstanbul 21°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
  • DOLAR 34,1026h

    34,0921

  • EURO 38,1457h

    38,0411

  • Gram Altın 1,62h

    2.874,39

a
  • ONHaber.Net
  • Gündem
  • Ertuğrul Özkök: Her mahallenin bir Fahriye Ablası vardı; bizim ise Mrs. Robinson’unumuzdu Ayten Hanım

Ertuğrul Özkök: Her mahallenin bir Fahriye Ablası vardı; bizim ise Mrs. Robinson’unumuzdu Ayten Hanım

Neşe, cilve ve mutluluğu da kıymetli bir ziynet eşyası, bir çift küpe gibi takmıştı güzel yüzüne, kulaklarına… O yedi istedi… Allah ona koskoca bir Ankara nesilininin bütün erkeklerinin gizli, açık hayranlığını verdi…

Ertuğrul Özkök: Her mahallenin bir Fahriye Ablası vardı; bizim ise Mrs. Robinson’unumuzdu Ayten Hanım
0

BEĞENDİM

Hürriyet’in Ankara bürosunun barından girişini, sepya bir fotoğraf gibi hâlâ taşıyorum artık yaşlanmaya başlayan hafızamda…

Tarifi güç bir kadındı…

Salona kendisinden önce hakkında dinlediklerimizin girdiği bir silüet… 

Yedi Kocalı Hürmüz müzikalinden hafızamıza kazınan, genizden gelen hafifmeşrep sesiyle koltuğa oturup kadehini eline aldığı zaman, ne Ankara’nın siyaseti ne Demireller, Ecevitler, Erbakanlar, Türkeşler kalırdı…

Artık bütün gecemiz onundu…

Sadece onun “Tanrım” diye başlayan şarkısının, ölünceye kadar içimizde kalacak nakaratı yankılanırdı o salonda…

1715735171031 depophotos 15164800 resizedjpg n bti 1 a 71 d u oo k wi 9 y tw r hg
Tiyatronun ve sinemanın usta ismi Ayten Gökçer, 84 yaşında hayatını kaybetti

Kimdir Ayten Hanım?

Bir türlü tarif edemediğimiz bir duygu…

Hayranlık?

Yetmez…

Arzu?

Yetmez…

Ulaşılamazlık?

Hayallerimizi aşan bir güzellik…

Ve bizde sadece küçücük iç gıcıklamalar bırakan bir cilve…

Hepimizin hayalet sevgilisiydi dün sabah kaybettiğimiz Ayten Gökçer

Ama hiç “Ayten” diyebileceğimiz bir samimiyet sınırına indirmediği çok zarif bir mesafe…

Hepimiz ancak o mesafeden sevebilirdik Ayten Hanım’ı…

1715734316753 crop yedi kocali hurmuz ist o uphieec lk
Ayten Gökçer, 1987-1988 yıllarında canlandırdığı Yedi Kocalı Hürmüz ile
hafızalarda unutulmaz bir yer edindi

Nasıl anlatabilirim onu şimdi…

Aşık olduğumuzu, en kıskanç sevgiliye bile rahatlıkla anlatabildiğimiz bir güzellik…

Hayranlığımızı saklayamadığımız, hiç çekinmeden sevgilimize bile itiraf edebildiğimiz Selim İleri romanından çıkıp gelmiş bir kadın portresi…

Anlatırken sevgilimizin gözlerinde bile en küçük kıskançlık kıvılcımı görmediğimiz Ayten Hanım’dı o.

Sanki Tanrı tarafından hepimize bahşedilmiş bir joker sevgililik hakkımızdı bizim.

Çok hikâye dinlemiştik onun hakkında…

Hepsi özgür bir kadının hikâyeleri…

Bazıları doğru…

Bazıları ise tamamen uydurma, yakıştırma, yapıştırma şeyler…

Hepsi de “Hayatın Şeyleri…”

1715735248983 ayten gokcer tiyatro ve sinema dunyasinda parlak bir kariyer 0 xh qlt uq q 1
“Bizim neslimizin ise bir Mrs. Robinson’u vardı”

Bizden önceki neslin erkeklerinin bir “Fahriye Ablası” vardı.

“İçini gıcıklardı bütün erkeklerin

Altın bileziklerle dolu bileklerin

Açılırdı rüzgarda kısa eteklerin

Ne güzel komşumuzdun sen Fahriye abla…”

Her mahallenin işte böyle bir Fahriye ablası vardı.

Bizim neslimizin ise bir Mrs. Robinson’u vardı.

Hürriyet’in kapısından girer, salona oturur, hep beraberinde getirdiği neşesini, cıvıltısını Tinker Bell’in büyülü mutluluk tozu gibi üzerimize serperdi.

Bazen gözlerinden başka bir şey göremezdik.

Etrafında bir hayranlık halkası ile oturur, geç saatlere kadar dinlerdik Ayten Hanım’ı…

Bizden 7-8 yaş büyüktü.

Yaşlarımız lisenin toy delikanlılarının epey üstünde olsa da hepimize Graduate filminin kendinden büyük kadına aşık olan genç öğrencisi Benjamin Braddock heyecanını işte böyle bir gecikmeyle verirdi. 

Anlardık; hayali bir Mrs. Robinson’a aşık olmanın yaşı yoktur.

Sadece bize mi? Cumhuriyet’in Ankara’sında birkaç neslin erkeklerine, hepimize yaşatmıştır o Benjamin duygusunu biraz…

Ulaşılmaz… Efsane bir Mrs Robinson’du Ayten Hanım…

1715722175508 whats app image 2024 05 14 at 23
“Bazen gözlerinden başka bir şey göremezdik”

Tansu’ya rahatlıkla anlatabildiğim bir hayranlıktı benimki…

Tıpkı Maria Callas gibi.

O güzel cıvıltının üzerinde bir diva şalıyla gezerdi.

Shakespeareların, Tennesse Williamsların, Çehovların, Cervantezlerin, Dantelerin meltemlerinden  oluşan bir sanatçı şalıydı o…

Güzelliğini, neşesini, cıvıltısını ulaşılmaz hale getiren ince bir tül perdeyle hiç kırmadan, üzmeden tutardı o hayranlık mesafesinde…

Her salonun, her masanın, her sahnenin kraliçesiydi.

Dokunamadığımız, sadece hayran olabildiğimiz şahane sanatçı…

Diyorum ya… Hepimizin Mrs. Robinson’uydu Ayten Hanım.…

Bugün aynı mezarlığa gömüleceği eşi büyük sanatçı Cüneyt Gökçer’le evliliği Tennesse Williams senaryosu haline gelebilecek bir sanattı…

Çok farklı bir “Bir Kadın Bir Erkek” hikâyesiydi…

Ancak onu birlikte yaşayan bir erkeğin ve bir kadının yazabileceği özgür ve büyük senaryoydu…

Hepimizin, bir neslin Ayten Hanım’ıydı… 

1715721999453 ayten
Ayten Gökçer ve eşi Cüneyt Gökçer 

Yine de sadece bana ait olan tarafları da vardı.

1997’de Maria Callas’ı oynadığı Master Class’ı seyrederken, hayatım boyunca beni çok etkileyen iki büyük kadını aynı kişilik üzerinde görmek mest etmişti beni…

Sadece Maria Callas mı?

Taçsız Kral filminde, İzmir çocukluğumun en büyük kahramanı Metin Oktay’la yan geldiğinde yine aynı duyguları yaşamıştım.

My Fair Lady’nin Eliza Doolittle’ını, Audrey Hepburn’dan daha çok yakıştırmıştım ona.

Büyük rollerin kadınıydı.

Mançalı Don Kişot’un, Lisistrada’nın, Altıncı Henri’nin, On İkinci Gece’nin, Vanya Dayı’nın, Kiss Me Kate’in büyük Divası…

Yedi Kocalı Hürmüz’ün meydan okuyan özgür kadını…

Bunların hepsiydi Ayten Hanım…

1715735146179 1695330 g

Ne diyordu; Atilla Özdemiroğlu’nun bize kim bilir kaç şuh ve neşeli Ege, İstanbul, Ankara gecesi geçirten o şarkısında Hürmüz?

“Tanrım tek başına koyma kulların

Yalnızlığa ancak sen dayanırsın

Güzel, çirkin deme sen kayır yine

Bir münasip koca (aşk) ver her birimize…

Üç yetmez, beş ver…

Beş yetmez yedi ver…”

1715735204154 902 d 8996 59 b 6 4 df 6 b 726 317 cd 99 cdb 5 b
“Güle güle bizim Ankaramızın en güzel komşusu…”

Allah’ın şanslı kuluydu.

Güzelliği vermişti…

Sanatçılığın hem de en büyüğünü vermişti.

Neşe, cilve ve mutluluğu da kıymetli bir ziynet eşyası, bir çift küpe gibi takmıştı güzel yüzüne, kulaklarına…

O yedi istedi…

Allah ona koskoca bir Ankara neslininin bütün erkeklerinin gizli, açık hayranlığını verdi…

Güle güle Ayten Hanım…

Güle güle bizim Ankaramızın en güzel komşusu…

Güle güle bizim en güzel Mrs. Robinson’umuz…

Nur içinde yat Cüneyt Bey’in yanında…

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

HIZLI YORUM YAP