35,6516
37,1549
3.154,34
Yeni öğrendim.
ABD’de seçilen başkanlar göreve geldikleri gün yapılan açılış töreninden sonra bir baloya katılırlarmış.
Bu balonun adı “Başkomutan Balosu’ymuş.”
Dün ilk defa bu baloya davet edilen misafirlere, salona girmeleri için verilen kartların bir örneğini gördüm.
Ayrıca “Inauguration”a katılan davetlilere gönderilen davetiyeleri de dün ilk defa gördüm.
Bunları sizinle paylaşıyorum.
Donald Trump ve Melania Trump, yemin töreninde
Melania’nın şapkası: Sanki eşinin dudakları yanağına değmesin istemiş
Önceki gün yapılan açılış törenini baştan sona izledim.
Tabi, herkes gibi Trump’ın eşi Melania’nın şapkası benim de dikkatimi çekti.
1930’lar Amerika’sından fırlamış çok güzel bir şapkaydı.
Trump salona geldikten sonra onu yanağından ilk öpmek istediğinde şapkanın kenarından dolayı dudaklarını eşinin yanağına değdiremedi.
Neyse ki ikincisinde başardı da başlıktaki yorumlar havada kaldı.
‘Benim için sadece kadın ve erkek vardır’ dediğinin gecesi neler oldu?
Inauguration töreninde söylediği en çarpıcı cümlelerinden biri şuydu:
“Benim için sadece iki cins vardır. Kadın ve erkek…”
İşte kafamda bu cümleyle o akşam yapılan “başkomutanlık” balosundan gelen görüntüleri tek tek izledim.
Trump çok neşeliydi.
Gündüz yapılan törendeki, bütün dünyaya yukardan bakan aşırı kibirli konuşmasının bir benzerini başkomutan olarak da baloda yaptı.
Sonra eşi ile dans etti. Öpüştü.
Ama en çok dikkatimi çeken pasta kesme anıydı.
Eminim orada çalan şarkı ile ilgili yorumları dün okumuşsunuzdur.
O sahneyi biraz uzun anlatacağım.
Bir de benim gözümle okuyun.
Pastayı keserken fonda çalan müzik beni şaşırttı
Air Force 1 başkanlık uçağı şeklinde yapılmış pastayı kesmek için kılıcı eline aldığında bir şarkı başladı.
İşte o an koptum…
Çünkü fonda 1978 yılının en hit şarkılarından biri olan “Y.M.C.A” çalıyordu.
Daha da ilginci şarkı playback değildi. Onu meşhur eden Village People grubu salonda canlı olarak çalıyordu şarkıyı.
Pop müzik konusu ile çok ilgili bir değilseniz bilemeyebilirsiniz.
Ama bu şarkı 47 yıldır bütün dünyada tam anlamıyla bir “gay” şarkısı olarak biliniyor.
O “Hayır, bu heteroseksüel bir şarkı” diyor ama grubun bir üyesi AIDS’den öldü
Gerçi şarkıyı yazan ve söyleyen kişi yıllardır bunun bir gay şarkısı olduğunu reddeder.
Sözlerini ve müziğini yazan Victor Willis “Bunun tam anlamıyla bir heteroseksüel şarkı olduğunu” söyler durur.
Ama onun dışında herkes bunu bir gay şarkısı olarak dinler.
Ayrıca şarkıyı meşhur eden ve dün başkomutanın balosunda bunu canlı olarak çalan Village People grubunun, Victor Willis hariç kurucu üyelerinin hemen hepsi gaydi.
Hatta Morali adlı grup üyesi AIDS’den ölmüştü.
O an gözümün önüne Tom of Finland’ın çizimleri geldi
Village People üyelerini meşhur eden o fotoğrafı ne zaman görsem aklıma Tom of Finland’ın çizdiği gay tipler gelir.
Tom of Finland gay kültürünün en büyük çizerlerinden biridir.
Çizgilerinde gaylerin çoğu, resmi üniformalı polis, asker gibi tiplerdir.
O çizgilerde “güç” dediğimiz kudretin, içinde gizli bir “gay” duygusunu taşıdığı iddia edilir.
Finlandiya hükümeti geçtiğimiz yıllarda Tom of Finland adına resmi devlet pulu çıkardı.
New York’daki MOMA, yani modern sanat müzesi onun 8 eserini devamlı sergiliyor.
Ayrıca Los Angeles’deki evi müze haline getirildi.
İlginç bir sahne: Elde kılıç gay şarkısı ile dans eden LGBT düşmanı güçlü tek adam
İşte bu nedenle o sahnenin videosunu dikkatle izledim.
Çünkü sahne ilginçti.
Gündüz, “Benim için kadın ve erkekten başka cinsiyet yoktur” diyen Trump, gece bu gay grubun gay şarkısı ile elde kılıç dans ediyordu…
Gay grubun çaldığı bir gay şarkı ile elde kılıç dans eden başkomutan…
Bana 1930’lar Almanya’sının underground eğlence gecelerini hatırlattı nedense…
Hani “Kabare” filmindeki gibi…
MAGA şarkısını Spotify’da sadece 42 bin kere dinlenmiş
Trump’ın seçim kazanan sloganı “MAGA” idi.
Yani “Make America Great Again” kelimelerinin baş harfleri…
“Amerika’yı yeniden büyük yap…”
Tören içeri alındığı için fazla sanatçı yoktu…
Veya bulamamışlardı.
Düşünün “Oh! America” şarkısını Christopher Maccio söyledi.
“New York Tenorları” denilen bir grubun üyesi.
Yani bir anlamda MAGA şarkısı…
Ama Spotify’a bakarsanız, en çok dinlenilen şarkısı Nessun Dorma…
Sadece 41 bin kişi dinlemiş.
Pavarotti’nin söylediği Nessun Dorma’yı 102 milyon kişinin dinlediğini söylersem, Trump’ın bulduğu tenorun gradosunu da anlayabilirsiniz.
Amerikan milli marşını söyleyen sanatçının en meşhur şarkısı neydi?
Amerikan milli marşını ise Carrie Underwood söyledi.
“O Ses Amerika” yarışmasında meşhur olmuş bir şarkıcı.
En çok dinlenilen şarkısı “Before He Cheats.”
Yani “aldatmadan önce…”
Bence Trump’ın açılış törenine tam uyan bir şarkıcı olmuş…
Clinton’un açılışında caz efsaneleri vardı Tabii bu zayıf sanatçı tablosuna bakınca ister istemez demokrat başkanların törenindeki sanatçılara bakıyorsunuz. Mesela Clinton’un göreve başlama töreninde… Cazın devleri ağırlıkta_ Harbie Hanckok, Wynton Marsalis, Al Grey, Ron Carter, Grover Washington Jr., Monk… O açılışta Latin Amerika’nın en büyük şairlerinden biri, Maya Angelou şiir okumuştu. Ayrıca İzak Perlman, Gabriela Montero, Yo-Yo Ma gibi isimler sahneye çıkmıştı. Obama’nın açılışında neredeyse bütün Amerika sahnedeydi Obama’ya gelince… O inauguration efsaneydi. Katılan şu ses sanatçılara bakar mısınız… Beyoncé, Mary J. Blige, Jon Bon Jovi, Garth Brooks, Mariah Carey, Sheryl Crow, Renée Fleming, Caleb Green, Josh Groban, Herbie Hancock, Heather Headley, Bettye LaVette, John Legend, John Mellencamp, Jennifer Nettles, Pete Seeger, Shakira, Bruce Springsteen, James Taylor, U2, Usher ve Stevie Wonder. Sinema sanatçıları da şunlardı: Jack Black, Steve Carell, Rosario Dawson, Jamie Foxx, Tom Hanks, Samuel L. Jackson, Ashley Judd, Martin Luther King III, Queen Latifah, Laura Linney, George Lopez, Kal Penn, Marisa Tomei, Denzel Washington, Forest Whitaker… |
Gecenin kıssadan hissesi: Popülistler iktidara gelmeyi biliyor ama sanatta
Bütün bunları seyredince şu sonuca varıyorum.
Popülist liderler, iktidarı ele geçirme ve otoriterleşme sanatını biliyorlar…
Ama sanatçıları ve sanatı; yazarları ve edebiyatı ele geçirmeyi başaramıyorlar…
Öyle olunca acısını Ayşe Barım’lardan çıkarmaya çalışıyorlar.