Elias Jelert, Galatasaray’a katkı sağlar mı? Sacha Boey örneği, Okan Buruk dokunuşu, yükselişe geçeceği zaman…

Yaz transfer dönemi harıl harıl sağ bek arayan Galatasaray, aradığı ismi Danimarka’da buldu. Muhteşem bir çıkış yapan Sacha Boey’yi Alman devi Bayern Münih’e 30 milyon Euro bonservisle gönderen Cimbom, bonuslar dahil 11 milyon Euro karşılığında Elias Jelert’i kadrosuna kattı. Elbette Boey sonrası beklentiler çok yüksekti. Ancak Danimarkalı, henüz Okan Buruk’un gözüne giremedi. Altyapısından yetiştiği Kopenhag’ın en önemli isimleri arasında olmasına rağmen henüz Sarı Kırmızılı formayla fark yaratamayan Jelert’in Galatasaray’a neler verebileceğini yazarımız Caner İşbeğendiren değerlendirdi.

HENÜZ TALEP EDİLEN SEVİYEDE DEĞİL

Galatasaray’a büyük umutlarla transfer edilen ve bonservisine toplamda 11 milyon Euro (82.500.000 Danimarka kronu) ödenen genç sağ bek, öyle görünüyor ki henüz Sarı-Kırmızılı futbolseverlerin talep ettiği seviyede değil. 18 yaşında Kopenhag’da A takıma yükselen Jelert, Danimarka kulübünde 3 sezonda toplamda 85 resmi maçta forma giydi ve hem sol bekte hem sağ bekte çok kez görev aldı.

MODERN BİR SAĞ BEK

“Elias, inanılmaz iyi bir tekniğe, yüksek hıza ve harika koşu kapasitesine sahip modern bir bek!” Bu sözler, Kopenhag’ın Geliştirme Direktörü Sune-Smith Nielsen’e ait. Jelert, Kopenhag U19’daki son sezonunda 21 maçta 5 asiste imza atmıştı. Teknik direktör Hjalte Bo Nørregaard, Elias’ın gelişiminde büyük pay sahibi isimlerden birisi. U19’da 4-4-2 formasyonunda oynuyorlardı ve genelde de önünde, A takımda da birlikte forma giydiği Ronny Bardghji ya da Hakon Haraldsson görev almıştı.

JESS THORUP MODELİ

Elias Jelert, Kopenhag’da A takıma yükseldiğinde takımın mevcut teknik direktörü olan Jess Thorup, ona fazlasıyla güveniyordu. Kevin Diks ve Peter Ankersen rotasyonuna rağmen birçok maçta genç oyuncuya şans veren Thorup, Jelert’in takıma daha kolay adapte olabilmesi için onun görev aldığı bölümlerde oyun planını da sık sık değiştiriyordu. Taktiksel esnekliği olan Thorup, Jelert sahadayken klasik 4-4-2’ye dönüyor, önünde de top tekniği yüksek oyun kurucu bir kanat olan Haraldsson’a şans vererek ikiliyi çizgide birbirine yaklaştırıyordu. Okan Buruk yönetimindeki Galatasaray’da da, Elias’ın takıma kazandırılması için özellikle skor üstünlüğünün alındığı, nispeten avantajın ele geçirildiği sekanslarda dengeli bir Thorup modeli izlenmeli.

DESTEK OYUNCULARI ÖNEMLİ

Elias Jelert, Kopenhag’da forma giydiği birçok maçta ya önündeki ya da merkezdeki arkadaşlarıyla yakın konumlanarak onların desteğiyle oyununu geliştirdi. A takıma çıktığı ilk sezonda ön hatta Haraldsson, merkezde Rasmus Falk, sağ içte görev alan Lukas Lerager’in de kesiciliği ve kademe savunma desteği, Jelert’i kuşkusuz çok rahatlatmıştı. Jelert, Galatasaray’ın ligde Kasımpaşa ile karşı karşıya geldiği maçta 90 dakika sahada olmasına rağmen, ilk 45’te Sallai ile daha uyumlu bir görüntü vermişti. Devrede Sallai-Barış Alper değişikliği sonrası, Barış’ın setten daha kopuk olmasından ötürü beklediği bağlantı desteğini alamamıştı. Kopenhag’dayken Denis Vavro gibi hamleci bir savunmacıyla beraber hücum yönünü daha aktif kullanan Jelert’in, hem savunmada hem hücumda daha etkin olabilmesi ve kapasitesini tam anlamıyla gösterebilmesi için çevresindeki arkadaşlarıyla da daha sık iletişimde olması çok önemli.

SOL BEKTE DE VERİMLİ 

Savunma nitelikleri hücum özelliklerine göre daha gelişmiş olan Jelert, Kopenhag’daki ilk sezonunda şampiyonluğa giden son 3 maçta da sol bek mevkiinde görev almıştı. Yaşına göre büyük bir sorumluluk bilinciyle, son düzlükteki strese, baskıya ve yüksek adrenaline rağmen müthiş bir olgunluk ve soğukkanlılık göstermişti. Ertesi sezon da yine Şampiyonluk Grubu’nda sol bek, sağ bek ve 3-5-2’nin sağ kanat beki olarak görev yapan Jelert, formanın kıymetini bilen tavrı ve çalışkan yapısıyla Okan Buruk’un elinde de önemli bir jokere dönüşebilir. Özellikle sol bekte görev aldığı birçok maçta iç koridoru aktif kullanan Jelert, savunma geçişlerinde birçok ikili mücadeleyi kazanmayı başarmıştı. Rotasyonun stepne parçası olan Jelert, sol bek mevkiinde de Jakobs’un ilk alternatifi. 

SACHA BOEY ÖRNEĞİ

Sacha Boey da Galatasaray’daki ilk maçlarına çıktığında cılız bir görüntüsü vardı. O da ilk geldiği günlerde fiziği ve teknik kalitesi üzerinden bazı eleştirilere maruz kalmıştı. Tabii Sacha Boey’da bu kadar diretilmesinin başlıca faktörü, onun bitmek bilmeyen enerjisi ve çalışma azmiydi. Sağ koridorda hiç yorulmaksızın koştuğu için ilk sezonunda çok önemli işlere imza atmasa da Galatasaraylı taraftarların gözünde bir kredi yaratmıştı. Sonradan da zaman içerisinde muazzam bir fizik kalite örneğine dönüştü. Sacha, Elias’a göre çizgiye daha sık basan türden bir bek olsa da yüksek bonservis bedeli dışında iki ismin de kaderleri birbirine benziyor. Eğer kendisi hakkında yapılan eleştirilere aldırış etmeyip, tamamen oyununu geliştirmeye odaklanıp sahaya konsantre olursa, Okan Buruk’un dokunuşu ve takım arkadaşlarının da katkılarıyla müthiş bir gelişime yeniden şahitlik edebiliriz.

‘KIŞIN DEVREYE GİRECEK OLAN ARKA TAKIM KIŞ LASTİĞİ’

Elias Jelert, Kopenhag’daki 3 sezonunda da kış aylarında verimli ve istikrarlı bir performans izletmişti. Şubat-Mart 2023 periyodundaki yükselen form grafiği, bunun en iyi örneği kuşkusuz. Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada Jelert için ‘Kışın devreye girecek olan arka takım kış lastiği’ ifadesini görmüştüm ve bu benzetme cidden hoşuma gitmişti. Galatasaray’a geldiği ilk günden bu yana memleketlisi Nelsson’un da yoğun desteğiyle birlikte Jelert, İskandinavlığın da avantajıyla tıpkı önceki yıllarda olduğu gibi kış aylarında takımın yükselen değeri olabilir.

BASKISIZ OYNAMAYA VE ÖZGÜVEN KAZANMAYA İHTİYACI VAR! 

Fiziksel özellikleri yüzünden yoğun eleştirilere maruz kalan Jelert, vücut kitle indeksi yönünden de gelişime açık bir futbolcu. Bence daha mühim olan, büyüdüğü topraklardan ilk defa uzaklaştığı için biraz ürkek ve hata yapmaktan korkuyor. Baskısız oynamaya ve özgüven kazanmaya ihtiyacı var! Kopenhag gibi makineleşmiş sistem takımlarından oyuncu transfer edip, kısa sürede maksimum verim beklemek futbol normlarına ters. Kopenhag’dayken 3-4 günde bir maç oynama temposuna alışkın olan ve özellikle 2022/23 sezonunun ikinci yarısını müthiş verimli geçiren Jelert, sabredilir ve istikrarlı bir biçimde forma şansını bulursa, zamanla tüm yergiler yerini övgüye de dönüştürebilir…