34,3995
36,2461
2.840,57
MELİS YILDIRIM – EREN CESUR
(TBMM) – Muhalefet milletvekilleri, Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinin görüşmelerinde iktidarın eğitim politikalarını eleştirdi. CHP İstanbul Milletvekili Turan Taşkın Özer, “MESEM programları kapsamında iş yerlerinde adı çırak/stajyer diye geçen ama kölelik sisteminden farkı olmayan koşullarda, işe mahküm edilen çocuklar, iş kazalarında ağır yaralar alıyor, iş cinayetlerinde hayatlarını kaybediyor. Sistem baştan aşağı denetimsiz ve düzensiz. Çocuklar akredite olmuş iş yerlerinde ölürken Milli Eğitim Bakanlığı’nın sorumsuzluğu kabul edilemez” dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Milli Eğitim Bakanlığı ile bağlı kuruluşlarının 2025 yılı bütçesi üzerindeki görüşmeler devam ediyor.
DEVA Partisi Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, kamu harcamalarındaki israfın eğitimdeki sorunları çözebileceğine dikkati çekerek şunları söyledi:
“Mülakatta ısrar ettiniz, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu çıkarttınız acaba şu konuda bizi aydınlatabilir misiniz? Mülakat yapan komisyonlar arasındaki yaklaşım farklarını giderecek bir yöntem bulunmuş mudur? Eğer bulunduysa niçin bazı illerin 85-90 aralığındayken bir başka ilin aralığı 75-80 arasında kalabiliyor. Bu dengesizliği gözetecek bir denge bulmak mümkün müdür? 7 bin 200 aracın İçişleri ve Jandarma’ya teslimi için yapılan törenin gideriyle bu okulların birkaç aylık temizlik gideri sağlanabilirdi. Maalesef şatafattan, israftan tasarruf etmiyoruz ama okullarda temizlik ve güvenlikten tasarruf ediyoruz. Bazı okullarda öğrencilerden yazılı kağıt ücreti toplandığından haberdar mısınız?”
“Çocuklar akredite olmuş iş yerlerinde ölürken Milli Eğitim Bakanlığının sorumsuzluğu kabul edilemez”
MESEM programı kapsamında çalışırken iş kazalarında yaralanan veya hayatını kaybeden öğrenciler olduğuna dikkat çeken CHP İstanbul Milletvekili Turan Taşkın Özer, bakanlık bürokratlarının MESEM’ler konusunda bilgisiz olduğunu belirterek şöyle konuştu:
“MESEM programları kapsamında iş yerlerinde adı çırak/stajyer diye geçen ama kölelik sisteminden farkı olmayan çalışma koşullarında, işe mahküm edilen çocuklar, iş kazalarında ağır yaralar alıyor, iş cinayetlerinde hayatlarını kaybediyor. Sistem baştan aşağı denetimsiz ve düzensiz. Bakanlığınızın MESEM ile ilgilenen hangi birimiyle konuştuysak bilgisizler. Kendi görev alanlarıyla ilgili mevzuata hakim değiller. Çocukların ölümünden ise çıkan haberler kadar haberdarlar. Çocuklar akredite olmuş iş yerlerinde ölürken Milli Eğitim Bakanlığı’nın sorumsuzluğu, sizin sorumsuzluğunuz kabul edilemez sayın Bakan. Sadece bu da değil. Bakanlık öğrencilerin denetiminden de kendini muaf tutuyor. İş yerlerindeki öğrencilerin denetimlerini 2024/36 sayılı genelgeyi çıkartarak öğretmenlere bıraktılar. Bunu öğretmenlerin sorumluluğuna bırakmak Bakanlığın iki yüzlülüğünden başka bir şey değil.”
“Eğitim bir metaya, bir ticarethaneye dönüştürülmüş durumda”
DEM Parti Mersin Milletvekili Perihan Koca, MEB bütçesinin sermayeye verilen teşvikler ve vergi aflarının yanında küçük kaldığına değinerek, eğitimin ticarethaneye dönüştürüldüğünü söyledi. Koca’nın yaptığı açıklamalar şöyle:
“Eğitim hepimizin sorunu, keşke iyi şeyler olsaydı da onları öne çıkartsaydık. Ancak aslan payı diye övülen MEB bütçesinin sermayeye verilen teşvikler ve vergi afları yanında devede kulak bile kalmadığı bir sefalet bütçesini konuşuyoruz. Binasında temizlik personelinin bile olmadığı, kapısında güvenlik personelinin olmadığı, okulların temizlikten, güvenlikten tümüyle uzak olduğu, çocukların bir kap yemeğe hasret bırakıldığı vahim koşullarda bütçeyi konuşuyoruz. 22 yıldır adım adım döşenilen eğitim politikalarında eğitim bir metaya, bir ticarethaneye dönüştürülmüş durumda. 2023-2024 eğitim-öğretim dönemi; öğrencilerin ve eğitim emekçilerinin haklarının tasarruf paketi adı altında tümüyle tasfiye edildiği bir dönem olarak geçmiş oldu. Resmi rakamlara göre her 5 çocuktan biri yeterli ve besleyici gıdaya ulaşamıyor, her 4 çocuktan biri okula aç gidiyor. Hal böyleyken deprem bölgelerinde bile okul yemeği hakkının sonlandırıldığı bir dönemi yaşıyoruz.”
“Kaynaştırma öğrencisi oranında uluslararası standardı göremedim”
Özel gereksinimli öğrencilere ayrılan bütçeye ilişkin konuşan CHP Ankara Milletvekili Aylin Yaman, gölge öğretmen uygulamasının bu öğrenci grubu için hayati olduğunu belirterek; “Total bütçenin sadece yüzde 5,7’si özel gereksinimli öğrencilere ayrılmış. Zaten okullarında çok büyük problemler var; rampası, tuvalet boyutları, kapı genişliği gibi… Bu kabul edilemez. Performans göstergelerine baktığımda esas görmek istediğim kaynaştırma öğrencisi oranını, uluslararası standart oranını göremedim. Bu da bakanlığın engelli ve özel gereksinimlilere yaklaşımını anlatıyor. Gölge öğretmen bu öğrenci grubu için çok hayati. Sizlerden ricam bunun bir an önce hayata geçirilmesi ve bu öğrencilerin hayata kazandırılması” dedi.
“Mülakatları iptal edin, KPSS puanıyla atama yapın”
Yüzlerce insanın hakkının gasp edildiğini söyleyen İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “mülakat kalkacak” sözünü hatırlarak şöyle konuştu:
“Böyle bir haksızlık olmaz. Buna evet diyemeyiz Bu doğru olmaz. Yüzlerce insanın hakkı gasp ediliyor. Sizden iş istemiyorlar, ekmek istemiyorlar, torpil istemiyorlar. ‘Kazandığım hakkı niye vermiyorsun’ diyorlar sayın Bakan, size sesleniyorlar. Neden gaspediyorsunuz haklarını? İptal edin, bu mülakatları iptal edin. Sayın Cumhurbaşkanı’na sesleniyorum: sayın Cumhurbaşkanım, sizin zaten ‘Mülakat kalkacak’ sözünüzü bu bürokratlarınız, bu bakanlarınız yere düşürdü, mülakatı kaldırmadı. Ama bari bu haksızlığa müsaade etmeyin. Hiç Allah korkunuz yok mu sizin? O nedenle gelin bu işi düzeltin, bu mülakatları iptal edin. KPSS puanıyla atama yapın. Eğer bunu yapamıyorsanız bu sizin mülakat ucubenizden dolayı mağduriyet yaşayan öğretmen sayısı kadar ek kontenjanla atama yapın. Bunlar bu memleketin evlatları, yıllarca bu iş için beklediler.”
“Ücretli öğretmenlikle emek sömürülerine hala devam ettiğiniz için sizi istifaya davet ediyorum”
CHP Rize Milletvekili Tahsin Ocaklı ise Bakan Tekin’i istifaya şu sözlerle davet etti:
“2002 yılından beri devam eden AKP iktidarı içinde en kötü Bakanlık dönemini geçiren Bakansınız Sayın Bakanım. ve ben hiç lafı eğip bükmeden sizi istifaya davet edeceğim. Bir: Mülakatlarda haksızlık yaptığınız için; yoksa siz söyleyin. İki: Öğretmenlerin atamasını yapmadığınız için. Üç: Ücretli öğretmenlikle emek sömürülerine hala devam ettiğiniz için. Dört: Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’yle bilimi okullardan uzaklaştırdığınız için. Beş: ÇEDES’le okullara formasyonu olmayan kişileri soktuğunuz için. Altı: MESEM’lerde çocukların ölümüne göz yumduğunuz için. Yedi: Köy okullarını kapatıp çocukları taşımalı eğitime mahküm ettiğiniz için. Sekiz: Okul bütçelerini oluşturamayıp Milli Eğitim masraflarını velilerin sırtına yüklediğiniz için. Dokuz: Okullarda çocuklara bir bardak temiz su bile veremediğiniz için. On: Çocuklara şu elimdeki sütü ve sandviçi bir öğün ücretsiz veremediğiniz için. On bir: Okullarda hem çocuklarımız hem öğretmenlerimiz hem de herkes için güvensiz alanlar oluştuğu için. Sonra, okulları temizlemeyi bile beceremediğiniz için. Öğretmenleri itibarsızlaştırdığınız ve yoksulluğa mahküm ettiğiniz için. Öğretmenlik Meslek Kanunu’yla öğretmenlerin diplomalarını gasbetmeye çalıştığınız için.”