34,9629
36,7795
2.979,89
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suudi Arabistan merkezli Al Hades kanalına verdiği mülakatta, “İsrail hiçbir zaman için Esad’ın gitmesini istemedi” ifadelerini kullanarak, “Esad kendini geriye çekmişti, İran’la İsrail’in kendi toprağında savaşmasını seyrediyordu” dedi.
BAKAN FİDAN’DAN DİKKAT ÇEKEN MÜLAKAT
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suudi Arabistan merkezli Al Hades kanalına mülakat verdi. Suriye‘de Esad rejiminin devrilmesine ilişkin konuşan Bakan Fidan, dikkat çeken ifadeler kullandı. Bakan Fidan şunları söyledi: ” Suriye‘de 13-14 yıllık yoğun bir çileli dönemin ardından yeni bir döneme girdik. Biliyorsunuz Türkiye‘nin Suriye ile 911 kilometrelik bir sınırı var ve nüfuslarımız akraba nüfuslar. Tarihle, coğrafyayla, kültürle, inançla artık bağlarımız bağlanmış, etle tırnak olmuşuz.
“MİLYONLARCA SURİYELİ TÜRKİYE’Yİ VATAN BİLDİLER”
Dolayısıyla Suriye’deki bu sıkıntılı dönem başladığında Suriye muhalefeti kuzeyde olanlar sırtlarını Türkiye‘ye dayadılar ve özellikle milyonlarca yerlerinden edilmiş mülteci Türkiye‘yi kendilerine vatan bildiler, ev bildiler; biz de onlara kucak açtık. Tabii Suriye muhalefetinin Türkiye‘de zemin bulması, çalışması önemliydi. Türkiye özellikle Suriye muhalefetinin yapıcı bir şekilde sorunu çözmesi için çok çalıştı. Astana Süreci bu konuda fevkalade önemliydi, ama maalesef Esad rejimi belki birazdan konuşacağız çok çeşitli sebeplerden dolayı bir türlü bu çözüme yanaşmadı ve bir denklem arasında kaldı: ya gücü kendi halkıyla paylaşacaktı, halkıyla barış yapıp ya da dışarıdan gelen hegemonlarla, güçlerle, onu halkına karşı savunan güçlerle gücü paylaşacaktı.
“SİSTEM KENDİLİĞİNDEN ÇÖKTÜ”
Tabii Rusya’yla ve İran’la bu gücü paylaşınca beraber savaştılar, istedikleri kararları alamadılar. Çünkü her ülkenin farklı çıkarları vardı ve bir noktadan sonra Esad gerek halkıyla barışmada, gerek milyonlarca insanı geri getirmede, gerek halihazırda Suriye’de bulunan insanlara hizmet götürmede, temel hizmetleri götürmede, ekonomide başarısız olunca artık sistem kendiliğinden çöktü.”
“TÜRKİYE BÖYLE BİR SÜRECİN PARÇASI OLMADI”
Türkiye’nin Esad rejiminin devrilmesine ilişkin süreçteki rolüne ilişkin soru üzerine Bakan Fidan, “Türkiye böyle bir sürecin asla parçası olmadı. Harekat başladıktan sonra HTŞ ve diğer muhalifler tarafından harekat başladıktan sonra, bunun en kansız, en problemsiz, en maliyetsiz şekilde nasıl olması için yoğun bir çaba gösterdik, ama onun öncesinde hiçbir ülkeyle veya hiçbir grupla bir araya gelip böyle bir planlama ve çalışma içerisinde olmadık” dedi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan
“TÜRKİYE MUHALİFLERİN GÖRÜŞLERİNİ HER ZAMAN MASAYA GETİRDİ”
Türkiye’nin Rusya ve İran ile Suriye konusunda yaptığı görüşmelere değinen Bakan Fidan şu ifadeleri kullandı: “Astana Süreci boyunca ve diğer süreçlerde, Suriye ile ilgili süreçlerde, Rusya, Türkiye, İran sahadaki ateşkesin devam etmesi, sorunların çözülmesi için çok yoğun ve düzenli bir görüşme trafiği içerisinde oldular açıkçası. Türkiye, muhaliflerin görüşlerini her zaman için masaya getirdi, İran’la Rusya da rejimin görüşlerini; bir noktaya kadar bunu götürdük. Onlarla bizim son derece karşılıklı saygıya dayalı ilişkimiz var, birbirimizi tanıyoruz ve süreç başladığında da biz kendileriyle konuştuk.
Esad’ın ülkeyi terk etmesi için kimin aradığına dair gelen soruya Bakan Fidan, “Şimdi ben direkt yani muhataplarımızın Şam’la belli bir trafik teması içerisinde olduğunu biliyoruz, onlar bize söylediler o gün. Ama birebir hangisi, hangi seviyeden direkt kendisiyle konuştu, o konuda bilgim yok. Ama benim bildiğim mesaj iletildi” cevabını verdi.
“ESAD’IN KAÇIŞISINDA BİZİM BİR ROLÜMÜZ YOK”
Esad’ın Suriye’den kaçışı konusunda Türkiye’nin olanak tanıdığına dair iddiaların sorulması üzerine Bakan Fidan, “Yok, asla doğru değil. Bu bizim yapacağımız bir şey de değil. Bunu Ruslar kendileri ilan ettiler, kendileri bu işi organize edip götürdüler. Bu konuda bizim bir rolümüz yok” dedi.
MİT BAŞKANI KALIN’IN SURİYE ZİYARETİ
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın’ın 12 Aralık’ta Suriye’nin başkenti Şam’a yaptığı ziyarete değinen Bakan Fidan, “Şimdi biliyorsunuz biz İbrahim Bey’i gönderirken ondan önce hem bölge ülkeleriyle hem Batılı ülkelerle geniş bir istişare içerisinde bulunduk, Şam’daki yeni yönetimle hem bölgedeki ülkeler hem dünya ülkeleri nasıl iletişim kurmalı? Yaptığımız temaslarla orada genel bir algı ve talebi gördük ve herkesin üzerinde aşağı yukarı ittifak ettiği belli prensipler vardı. Bunlar terör örgütlerinin yeni dönemde Şam’dan istifade etmemeleri, özellikle azınlıklara karşı iyi davranılması. Hristiyanlar, Kürtler, Aleviler, Türkmenler başta olmak üzere. Daha sonra kapsayıcı bir hükümetin kurulması gibi, komşularına tehdit olmaması gibi çeşitli oluşmuş görüşler vardı. İbrahim Bey bu görüşleri uluslararası toplumun, bölgenin ve bizim tabii ki görüşlerimizi karşı tarafa iletti. Karşı tarafın da verilerini aldı. Biz o verileri aldıktan sonra da zaten cumartesi günü biliyorsunuz Ürdün’de, Akabe Körfezi’nde çok önemli bir toplantı vardı. Oraya gittik ve orada da alacağımız kararlara temel teşkil eden görüşmeler yaptık” dedi.