34,3597
36,5285
2.882,34
Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği (TDED) Genel Başkanı Ekrem Erdem, Union of International Democrats (UID) etkinlikleri kapsamında Almanya’nın Köln ve Hollanda’nın Maassluis şehrinde “Dilimiz Kimliğimizdir” başlıklı konferans verdi.
Dernekten yapılan açıklamaya göre, Erdem, konferansta dil kaybedildiğinde milli kimliğin de kaybedildiğini belirterek, dile sahip çıkmanın önemi üzerinde durdu.
Kelime hazinesi dar olanların düşünce dünyasının da dar olacağını belirten Erdem, “İnsanın ufku kelime dağarcığı kadardır. Duygu ve düşüncedeki genişlik ve derinlik ancak dille sağlanabilir. İnsanın varlığı dil ile mümkün olduğu gibi, toplumların varlığı da dil ile mümkündür. Devletleri kuran ve yaşatan temel varlık millettir. Ancak milletlere can veren ve ruh kazandıran temel güç din, dil ve kültürdür. Milletler ancak varlıklarını kendi dilleri ve kültürleri ile koruyabilirler. Kendi kültürlerini kaybederek başka bir milletin kültür dairesi içine giren milletler tarih sahnesinden silinip gitmişlerdir.”diye konuştu.
Erdem, Türkçenin bir kimlik olduğuna işaret ederek, “Bizi biz yapan, bizi farklı ve güçlü yapan ana dilimizdir. Gurbette Türk ve Müslüman kalmanın yolu güçlü bir ana dil eğitiminden geçer. Ailede mutlaka Türkçe konuşulmalı. Yurt dışında bulunan Türkler ve akraba toplulukları, Türkiye’nin dış politikaları açısından en büyük gücü olduğu gibi, yurt dışında bulunan Türklerin de en büyük gücü, güçlü bir Türkçe ve güçlü bir Türkiye’dir. Unutmayalım, dili korumak vatanı korumaktır.” değerlendirmesinde bulundu.
“Dünden farklı olarak günümüzde dil tahrifatını içselleştirdik”
Ekrem Erdem, Hollanda’daki konuşmasında da gurbetçi Türk vatandaşlarına Türkçeyi ihmal etmemek gerektiğini anlattı.
Ana dilini doğru kullanmayanların eğitim, iş ve aile hayatında başarılı olabilmelerinin mümkün olmadığından bahsederek, şunları kaydetti:
“Milli birlik ve beraberliğimize göz dikenler, geçmişimizle, kültürümüzle, dinimizle olan bağımızı koparmak, Türkçeyi tahrif etmek için planlı, programlı çalışmalarla saldırıyorlar. Dünden farklı olarak günümüzde dil tahrifatını içselleştirdik, her birimiz bu tahrifatın gönüllü ameleleri haline getirildik. Milletçe yabancı kelimesiz bir tek cümle kuramaz olduk. Türkçe kelimeleri bile yabancı dil kurallarına göre yazar ve okur olduk. Bu kötüye gidiş, dilimizin yeterince bilinmemesinden, gücünün farkında olunmamasından kaynaklanmaktadır. Yazı dili olarak 1500, konuşma dili olarak yaklaşık 5000 yıllık bir geçmişi olan Türkçe, Kuzey Makedonya’dan Çin’e, Sibirya’dan Afganistan’a, Kafkaslar’dan Romanya’ya 12 milyon kilometre karelik geniş bir alanda konuşulmaktadır. Türkçe bugün dünyanın dört bir yanında yaklaşık 250 milyon konuşanıyla, dünyanın beşinci büyük dilidir. Tarihin çeşitli dönemlerinde, çeşitli bilim dallarında eser verilen güçlü bir bilim dilidir.”
Konferansların ardından Erdem ile UID Genel Başkanı Kenan Aslan, iki ülke arasında Türkçenin gelişimi açısından neler yapılabileceği konusunda istişare etti.