35,6242
37,1235
3.150,72
Özlem SARSIN
Emek yoğun sektörlerden deri ve deri mamulleri sektörü Türkiye geneli ihracatta yüzde 18’lik kayıpla 1 milyar 858 milyon dolardan, 1 milyar 526 milyon dolara gerilerken, Ege Bölgesi’nde ihracatta yüzde 9’luk düşüşle 182 milyon dolardan 166 milyon dolara indi.
Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçılar Birliği Başkanı Erkan Zandar, bu düşüşün içindeki en büyük kaybın yüzde 22 ile ayakkabı sektörüne ait olduğunu belirtti. Zandar sözlerine şöyle devam etti, “Bu sonuçları bekliyorduk. Sektörün büyü bir stres altında olduğunu ve yüzde 40’lık kapasite ve değer kaybı beklediğimizi dile getirmiştik. Kurların bunda çok büyük etkisi oldu.
“Ülke olarak pahalıyız”
Artan işçilik maliyetleri ve artmayan kur maalesef bütün rekabetçiliğimizi yok etti. Bizim sektörümüz ciddi bir insan gücüne ihtiyacı olan ve insanın da ustasına ihtiyacı olan bir sektör olduğu için üst üste yapılan ücret zamları ile artmayan kurla rekabetçi olduğumuz özellikle ayakkabıdaki ihracatımızı Çinlilere, Hintlilere karşı kaybettik. Biz ise maalesef geçtiğimiz 10 yılda verimliliğe değil insan gücüne güvenerek üretimlerimizi artırınca biraz oyun dışında kaldık.”
Türkiye genelinde kilogram başı ihracat ortalamalarının son 6 yıldır bir miktar arttığını, 10.35 dolarlardan 11.82 dolarlara ulaştığını belirten Zandar, “Bu iyi bir şey, demek ki daha katma değeri yüksek ürünlerle ilerlemeye devam ediyoruz. Ege Bölgesi’nde 19.36 dolar olan 2019 yılı ortalaması şu anda 18. 61 dolara geriledi. Egede maalesef kilo gram başı ortalama değeri çok fazla artıramıyoruz. Katma değeri yüksek olan ürünlerde ihracatımız azaldı, daha düşük olan ürünlerde arttı bu da ortalamayı düşürdü” dedi.
“Üretimde kaçmayan tek sektörüz”
Ayakta kalamayanlar işletmelerin kapatmak zorunda kaldığına da vurgu yapan Zandar, “2025 yılına böyle bir negatif tablo ile başladık. 2025 yılı yeniliklerin yılı olacak. ABD’de başkanlık değişimi oldu, bunun getirisi götürüsü ne olacak, çevre coğrafyamızdaki değişiklikler ne olacak hepimiz göreceğiz.
Türkiye ağırlıkla Avrupa, Rusya ve Ortadoğu ülkelerine ihracat yapıyor. Avrupa ciddi bir resesyonla savaşıyor, karamsarlık ve korkuyla yaşıyor, Ortadoğu’yu hep birlikte göreceğiz. Rusya’nın durumu ortada. Aslında 2025 belki de bir ışık yılı olacak. Bütün bu kavgalar biterse pozitife dönebiliriz ama net bir şey yok” dedi. Emek yoğun sektörlerin Mısır’a veya farklı ülkelere yöneldiğini, yönelmeyen tek sektörün Deri sektörü olduğunu da ifade eden Zandar, “Biz hiçbir yere kaçmayan sektörüz. Üretimi taşımayan tek sektör biz kaldık.
Biz farklı yerlerde üretebilen bir sektör değiliz. Elimizdekileri götürebildiğimiz yere kadar gideceğiz, sonrasında ya sektör değiştireceğiz ya da başka yol arayacağız. Verimliliğimizi artırarak günümüzde hammadde hariç yüzde 62’ye ulaşan maliyetlerimizi önce yüzde 50-55’e, sonrasında yüzde 40’a çekerek ayakta kalmanın yollarını arayacağız. Daha verimli ve sürdürülebilir üretime dayalı ihracat yaparak 2025 ve 2026’ya hazırlıklı gireceğiz” dedi.
İzmir, deri organize sanayi bölgesi istiyor
Deri sektörünün İzmir’de gelişen sanayi ve ihracat potansiyelini korumak, rekabetçilik ve sürdürülebilirlik konularında öncü rolünü devam ettirebilmesi için İzmir’de deri ve deri mamulleri sektörünün kümeleneceği bir organize sanayi bölgesi istediklerini aktaran Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Halil Gündoğdu: “İzmir’in sürdürülebilirlik imajı çalışmalarına İzmir Ayakkabı, Saraciye, Deri Konfeksiyon, Deri Mamulleri Organize Sanayi Bölgesi’nin kurulmasıyla farkındalık kazandırılacağı değerlendirilmektedir. Şehre görece yakın, personellerimizin rahatça ulaşım sağlayabileceği ve Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde yeni bir organize sanayi bölgesinin sektörlerimizin ihtiyaçlarına yanıt verebileceği tüm sektör paydaşlarımız tarafından olumlu karşılanmaktadır.”
“Markalaşma için enerjimiz kalmadı”
Deri konfeksiyon ürünlerinde ortalama ihraç fiyatının 70 dolarları aştığını, katma değerli bir üretim yaptıklarını paylaşan Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Arıoğul, son 3 senedir müşterilerine devamlı fiyat artışı yapmak zorunda kaldıklarını söyledi. Markalaşmaya yatırım yapılması gerektiğini söyleyen Arıoğlu, “Maalesef ülkemizin üstesinden gelmemiz gereken sorunları ile mücadele ettiğimiz için markalaşmaya yatırım yapacak zamanımız, enerjimiz kalmıyor” dedi.