h Dolar 35,4049 % 0.19
h Euro 36,4101 % 0.19
h Altın (Gr) 3.027,44 %0,22
a İmsak Vakti 02:00
İstanbul 10°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
  • DOLAR 35,4049h

    35,3847

  • EURO 36,4101h

    36,3707

  • Gram Altın 0,22h

    3.027,44

a
  • ONHaber.Net
  • Ekonomi
  • “De ki: Müslüman olduk diye bana minnet etmeyiniz! Bilakis…”

“De ki: Müslüman olduk diye bana minnet etmeyiniz! Bilakis…”

Suriye’de 54 yıllık Esad zulmünü sona erdirecek 11 yıllık devrim sürecinin başladığı gün Ankara’da 7. Din Şurası toplanıyordu. İçeriğine bakıldığında aynı güne denk düşmesi büyük ve anlamlı bir tevafuk. Şura’nın açılış konuşmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gündeme getirdiği konulardan biri İslamsız bir Türklük kimliği üretmeye çalışanlardı. “Bin yıldır bu topraklarda İslam kardeşliğinin cihanşümul sancağı altında, aynı ezanların gölgesinin sergenliğinde, hep beraber, yan yana barış içinde yaşıyoruz.

“De ki: Müslüman olduk diye bana minnet etmeyiniz! Bilakis…”
0

BEĞENDİM

Suriye’de 54 yıllık Esad zulmünü sona erdirecek 11 yıllık devrim sürecinin başladığı gün Ankara’da

7. Din Şurası

toplanıyordu. İçeriğine bakıldığında aynı güne denk düşmesi büyük ve anlamlı bir tevafuk. Şura’nın açılış konuşmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gündeme getirdiği konulardan biri İslamsız bir Türklük kimliği üretmeye çalışanlardı. “Bin yıldır bu topraklarda İslam kardeşliğinin cihanşümul sancağı altında, aynı ezanların gölgesinin sergenliğinde, hep beraber, yan yana barış içinde yaşıyoruz. Coğrafyamızdaki birlik ve huzuru bozmak isteyenler doğrudan doğruya işte bu iman merkezine, işte bu çimentoya yani inancımıza saldırmaktadır. İslam’a ve Müslümanlara yönelik saldırıların, ateizm gibi deizm gibi şamanizm gibi maskelerle kendilerini gizlediklerine tanık oluyoruz. Bir dönem ‘Ali’siz Alevilik’ fitnesi üzerinden yürütülen kampanyaların gayesi neyse, son dönemde gündeme getirilen ‘İslam›sız Türklük› furyasının gerisinde de aynı emperyalist emeller var… Göğsünde imandan zerre olan herkes, ırkçılık maskesi altındaki İslam karşıtlarına karşı uyanık olmak ve bu belayla mücadele etmek zorundadır. Bireyi, aileyi, milletimizi, vatanımızı ayakta tutan, İstiklal Marşı›mızda da ifade ettiği üzere ‘İman dolu göğsüm gibi serhaddim var’ anlayışıdır” diyen Erdoğan, sözlerinin tam burasında can alıcı cümlelerini sarf etti ve şöyle dedi: “İslam varsa, Türk vardır. İslam varsa Kürt vardır, Arap vardır. İslam varsa aile vardır, ahlak vardır, edep ve haya vardır. İslam varsa, bayrak vardır, vatan vardır, hürriyet vardır. Hepsinden öte İslam varsa, Türkiye vardır.”
Tabi bu sözler beklenebileceği gibi, tam da

İslamsız Türklük

davası güdenleri bir hayli rahatsız etti. Hemen tarih boyunca İslam olmadan da Türklüğün de tarih sahnesinde nasıl var olduğunu ve şanının ne kadar büyük olduğunu ispat etmeye giriştiler. Erdoğan’ın dediğinin tam aksine Türkler olmasa İslam’ın var olamayacağını ispatlamaya çalıştılar.

Fatih Altaylı şeyhu-l tarih İlber Ortaylı

’yı hemen vazifeye çağırarak ona Türklerin İslam’a ne kadar hizmet etmiş olduğunu söyletmeye koyulmuş.

Sanki Erdoğan Türklerin İslam’a yaptıkları eşsiz hizmetleri inkâr ediyormuş gibi.

Hızını alamamış, ona tam aksi ezberi de tekrarlatmış: “Bilakis Türkler olmasa İslam’ın hali nice olurdu bilemeyiz.”

Türklüğü kendi evhamlarıyla istedikleri gibi tanımlayıp onu savunur gibi yapanlarla baş etmek gerçekten kolay değil.

Savundukları şey, hele İslam’dan ayrıştırılıp soyutlanınca ne kadar Türklük, nasıl bir Türklük, Türklerin gerçek kimliği ve tarihiyle ne alakası kalıyor, bunu tartışmak için

tarih bildiğiniz kadar biraz da dil, söylem ve siyaset felsefesi de bilmek gerekiyordur. Çünkü tarihin bugün siyaset etkisiyle, sıradan veya resmî ideolojik söylemler üzerinden nasıl inşa edildiğini de bilmek gerekiyor.

Bu işin tarih ve toplum mühendisliği boyutlarını da. Gerçi bunu kime söylüyoruz, tam da o mühendislerin kendisine değil mi?

Aslında yeni bir proje değildir İslamsız Türklük.

19. Yüzyılın sonundan başlayarak, 20. Yüzyılın başlarında hızlanarak Türklüğü İslam’dan ayrı olarak tasarlamaya çalışan, Türklüğü saf bir ırk olarak ve dünya tarihini bu haliyle şekillendirmiş bir baş aktör olarak tanımlamaya çalışmış olanlar var olmuştur. Bu doğrultuda Türklüğü bütün bir Osmanlı devletini Ortadoğu coğrafyasından koparıp Anadolu’ya sıkıştırmak üzere işleyen bir siyasi hareket neticesinde başarılı da olmuştur. Hareketin önde gelen isimlerinin hiçbiri Türk değildir, proje de Türklere hizmet etme amacı gütmemiştir zaten. Türkçülüğün en önemli isimlerinden biri

Moiz Kohen

’dir mesela, gerisini varın siz düşünün.

Kendisi Siyonist bir Yahudidir ve Türklüğü Kemalizmle birlikte İslam’a alternatif ayrı bir din olarak yapılandırmaya çalışmıştır.

Türklerin o tarihe kadar hiç bilmediği, tanımadığı bir sürü kimlik özellikleri uydurup yeni bir Türklük üretmeye ve Müslüman evlatlarına nasıl Türk olunacağını öğretmeye çalışmıştır.

Projenin tamamen Türklerle Araplar arasında mesafeler oluşturarak Siyonizme hizmet ettiğini bugün daha iyi görmüyor muyuz?

Erdoğan

’ın
Din Şurasında İslamsız Türklük olamayacağını söylemesinden rahatsız olup

Türklerin İslam’a yaptıkları hizmetlerin dökümünü yapmaya kalkışanlar hiç zahmet etmesin. Bunu ne Erdoğan inkar eder ne de insaf sahibi hiç kimse.

Bunu bugün Araplar da, başka kavimler de ziyadesiyle takdir eder. Bir ara

Suudi Arabistan

kraliyet ailesinden biriyle yaşadığım bir diyalogu burada tekrarlayayım isterseniz. Sözkonusu şahısla Riyad’ta yaptığımız uzun sohbetin bir yerinde şunu demişti emir “Araplar İslam’a uzun süre hizmet ettikten sonra hadarileşmenin beraberinde getirdiği hantallaşmaya ve ağırlaşmaya maruz kaldı ancak Allah tam zamanında göçebeliğin dinamizm ve fedakârlık avantajlarını üzerlerinde taşımakta olan Türkleri yolladı ve o saatten sonra Türkler İslam’a hakkıyla bayraktarlık yaptı. 1. Dünya savaşından sonra ikisi birbirine sırtlarını döndüler.

Türkiye Araplar için tercihini Avrupa’dan yana kullanmış bir ülke olarak göründü, oysa son on yıldır Recep Tayip Erdoğan yönetimindeki “Türkiye’nin bölgeye dönüşü” Arap halkları arasında özellikle Suudi halkı arasında müthiş bir heyecanla ve büyük bir hüsnü kabulle karşılanıyor.

Arap dünyasının bugün maruz olduğu birçok sıkıntıya karşı Türkiye bütün İslam dünyasında bir toparlanmaya öncülük edebilir, ediyor da…”

13 yıl önce yaşadığım bu anekdot bütün Arap dünyası için sıradan bir algı. Aradan geçen zaman içinde, Türkiye’nin Erdoğan liderliğinde birçok atılımıyla, Müslümanlara hizmetiyle ve bilhassa bugünlerde Suriye’de yaşanan devrimle bu algının daha da pekişmiş olduğunu söyleyebiliriz. Neredeyse yüzyıldır İslamsız Türklük siyasetiyle esamisi unutulmuş Türklerin sahneye bu girişine öncülük eden Erdoğan bunları İslamsız bir Türklük hüviyetiyle mi yapıyor, yoksa tam da Müslüman bir Türk olarak mı?

Türkler tarih boyunca İslam’a hizmet ettiler ve bir yere taşıdılar, ama bununla büyük şeref kazandılar ve kendileri de bu sayede var oldular. Aynı şey Araplar için de Kürtler için de söz konusudur.

Bu her üç kavimin tarih boyunca medeniyet adına, insanlık adına, tarih adına ortaya koydukları varlık ancak İslam’la mümkün olabilmiştir. İslamsız Türk yok değildir, ama ara ki medeniyet sahnesinde bulasın.

İslamsız Arap da yok değildir ama onu da ara ki insanlık ve medeniyet sahnesinde bulasın.

Kürt de yok değildir, ama onu da insanlığa yaptığı katkı planında ara ki bulasın.

Ortaylı’nın İslamsız Türklük adına ortaya koymaya çalıştığı tarihsel örneklerin hiçbirinin zerre kıymeti harbiyesi yok.

O örneklerdekilerin Türklüğü neymiş tarihe ve insanlığa, hele bizim şimdiki varlığımıza katkıları neymiş? Erdoğan’ın bu sözleri söylediği asıl büyük bağlamı ya tamamen kaçırdığı veya kasten anlamadığı görünüyor. Hali Hucurat Suresinde peygambere Müslüman oldukları için, Müslümanlara güç ve izzet kazandırdıklarını iddia eden Arap bedevilerinin durumundan hiç farklı olmuyor bu tezde ısrar ettikçe.

“Müslüman oldular diye sana minnet ediyorlar. De ki: Bundan dolayı başıma kakıp durmayın, bilakis Allah sizi iman yolunda hidayete erdirdiği için minnet eder.”

Tarih bir olaylar silsilesinin vakanüvisçe aktarımı değildir. Tarihi olayları doğru okuyabilmek için ayrı bir vicdan gözü de gerekiyor.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

HIZLI YORUM YAP