CUMA HUTBESİ DİYANET PDF | 🤲 9 Ağustos Cuma hutbesi konusu, DİNLE, PDF İNDİR

0

BEĞENDİM

0

CUMA HUTBESİ DİYANET 9 AĞUSTOS 🤲 Diyanet İşleri Başkanlığı’nca konusu belirlenerek cumaya gelen Müminlere cami minberinden okunan Cuma hutbesinin bu haftaki konusu merak ediliyor. 9 Ağustos 2024 tarihli Cuma hutbesinin konusu resmi internet sitesinde yayımlayan Diyanet’in rehberliğinde merak edilenleri haberimizde derledik. İşte ayrıntılar…

9 AĞUSTOS CUMA HUTBESİ KONUSU

9 Ağustos 2024 tarihli Cuma hutbesinin konusu ‘Vehen: Birlik ve Beraberliğimizin Önündeki Büyük Engel’ olarak belirlendi.

Vehen: Birlik ve Beraberliğimizin Önündeki Büyük Engel

Muhterem Müslümanlar!

Peygamber Efendimiz (s.a.s) bir defasında Sahâbe-i Kirâm’a “Açgözlü kimselerin yemeğe üşüşmeleri üzere, düşmanlarınızın üzerinize saldırmaları yakındır.” buyurdu. Orada bulunan bir sahâbî, “Sayıca az olduğumuz için mi düşmanlarımız üzerimize üşüşecekler?” diye sordu. Allah Resûlü “Hayır, siz sayıca çok olacaksınız. Ama selin önündeki çer çöp üzere savrulacaksınız.” dedi ve kelamlarına şöyle devam etti: “Allah, düşmanlarınızın kalbinden heybet ve azametinizi çıkartacak; sizin kalplerinize de vehni yerleştirecektir.” Sahâbî, “Ya Resûlallah! Vehen nedir?” diye sorunca Sevgili Peygamberimiz “Dünyayı çok sevmek ve mevti berbat görmektir!” buyurdu.

Aziz Müminler!

Peygamber Efendimiz (s.a.s), bu hadisleriyle bizlere şunları hatırlatmaktadır: Müslümanlar birlik ve beraberliği kuşandıkları vakit varlıklarını koruma ederler. Ümmet şuuruyla hareket ettiklerinde asil ve vakur duruşlarını devam ettirirler. Yürekleri toplu vurdukça izzetlerini korurlar. Fitne, fesat ve tefrikaya geçit vermediklerinde kardeşlik bağlarını güçlendirirler. Fakat; Müslümanlar, yaratılış gayelerini, mevti, hesabı, cennet ve cehennemi unutup dünyaya çok meylederlerse, güçlerini kaybeder zillete düşerler. Kalplerine Allah ve Resûlü’nün sevgisinden fazla mal ve mülk, makam ve mevki, şan ve şöhret sevgisini yerleştirirlerse rüzgârın önündeki yapraklar üzere savrulurlar. Şahsi menfaatlerini, lüks ve konforlarını i’lây-ı kelimetullahtan üstün fiyatlarsa bölünüp parçalanma tehlikesiyle karşı karşıya kalırlar.

Kıymetli Müslümanlar!

Bizler, vakit zaman dünya meşgalelerine dalıp İslam’ın hayat veren unsurlarını göz gerisi edebiliyoruz. Rabbimize, etrafımıza ve insanlara karşı sorumluluklarımızı ihmal edip büsbütün dünyaya yönelebiliyoruz. Kulluğumuzu unutup insani ve ahlaki pahaları hayatımızdan uzaklaştırabiliyoruz. Hâlbuki Cenâb-ı Hak, “Siz süreksiz dünya menfaatini istiyorsunuz, Allah ise ahireti kazanmanızı istiyor.”2 ayetiyle bizleri uyarmakta, ebedi yurdumuzu ihmal etmeden yaşamamızı bizlere tavsiye etmektedir. Aziz dinimiz İslam’a nazaran dünya, ahiretle kıyaslandığı vakit süreksiz, boş ve cümbüşten ibarettir. Yoksa dünya ve nimetleri berbat, kıymetsiz ve kıymetsiz değildir. Makus olan, insanı Allah’tan ve onun isteğinden uzaklaştıran dünyevileşmedir. Unutmayalım ki, dünya ahiretin tarlasıdır. Cennetin kazanılacağı yerdir. Kulluk imtihanımızı gerçekleştirdiğimiz, hangimizin daha hoş işler yapacağının tespit edildiği yerdir. Dinimizin bizlerden istediği ne dünya için ahireti ne de ahiret için dünyayı terk etmektir. Allah’ın isteği doğrultusunda her ikisi için de çalışmaktır. Bu konuda Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır: “Allah’ın sana verdiğinden ahiret yurdunu kazanmaya bak. Dünyadan da nasibini unutma!”

Değerli Müminler!

Bugün; kin, öfke, kötülük ve zulüm yeryüzünü kuşatmış, insan hakları ve ahlaki pahalar ayaklar altına alınmışsa bunun sebebi yalnızca zalimlerin güçlü olması değildir. Asıl sebep, Müslümanların çalışmayı tembelliğe kurban etmeleridir. İnançlarının gereği olan sorumluluklarını yerine getirmemeleridir. Vatanlarını ve kıymetlerini koruyabilmek için düşmanlarına karşı her alanda gerekli hazırlıkları yapmamalarıdır. İman, salih amel ve hoş ahlakla dünyalarını imar etmemeleridir. Halbuki Şanlı Rabbimizin bu konudaki vaadi pek açıktır: “Allah, içinizden iman edip dünya ve ahiret için faydalı işler yapan kimselere; kendilerinden evvelkilere verdiği üzere onlara da yeryüzünde hâkimiyet vereceğini, onlar için beğenip seçtiği İslam dinini yerleştirip yayılmasını sağlayacağını, hâlihazırdaki kaygılarını güvenliğe çevireceğini vaat etmiştir…”4 Gün, çok dünyevileşme, kişisellik ve bencillikten kurtulma, sınırsız dilek ve isteklerimizi dizginleme günüdür. Vakit, farklılıklarımızı zenginlik kabul edip; birliğe ve huzura giden yolda birlikte yürüme vaktidir. Vakit, müminlere karşı şefkat ve merhameti, kâfirlere ve zalimlere karşı vakar ve izzeti kuşanma vaktidir.

Aziz Müslümanlar!

Hutbemin sonunda bir hususu sizlerle paylaşmak istiyorum. 2025 yılı hac ön kayıt ve kayıt yenileme süreçleri başlamış olup 16 Eylül 2024 tarihine kadar devam edecektir. Hacca gitmek isteyen vatandaşlarımızın e-Devlet sistemi üzerinden ön kayıtlarını şahsen yapmaları gerekmektedir. Bu yıl Başkanlığımızca kayıt yenileme süreci yapılmayacağından geçen yıllardan kaydı bulunan vatandaşlarımızın da yeniden e-Devlet sistemi üzerinden kayıtlarını güncellemeleri gerekmektedir. Hususla ilgili vilayet ve ilçe müftülüklerimizden bilgi alabilirsiniz.